Türkiye’nin basın özgürlüğünde sicili kabarıyor
- 14:01 7 Şubat 2023
- Güncel
ANKARA - Halk birçok kenti etkileyen depremin sonuçları ile mücadele ederken, iktidar ve medyası yardımların ulaşmamasına isyan eden halkı ve gazetecileri susturma çabasında. Fahrettin Altun “dezenformasyon bildirim servisi”ni duyururken, açıklanan Medya ve Basın Özgürlüğü İhlalleri İzleme Raporu’nda Türkiye’nin yine sicili kabarık.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) ve Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF) tarafından, tehdit altındaki gazetecileri, medya çalışanlarını ve platformları izleyen ve destekleyen ortak Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) projesi kapsamında “Medya ve Basın Özgürlüğü İhlalleri İzleme Raporu 2022” yayınlandı.
2022 yılında Avrupa Birliği (AB) ve aday ülkelerdeki basın özgürlüğü ve ihlallere dair bulguların grafiklerle desteklendiği raporda Belçika, Estonya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Polonya, İspanya ve İsveç aday ülkeler Arnavutluk, Kuzey Makedonya, Sırbistan ve Türkiye’ye dair veriler yer alıyor.
Ağırlaşan basın hak ihlalleri
Raporda özgür basın, muhalif basın ve gazetecilere dönük sistematik baskı, saldırı, gözaltı ve tutuklamaların 2022 yılında Türkiye içerisinde giderek arttığı kaydedildi. Sadece 2022’de 167 basın özgürlüğü ihlali yaşandığı belirtilen raporda, Türkiye’de basın ve yurttaşların ifade özgürlüğünü engelleyen “dezenformasyon yasası”na da yer verildi. Zira yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte birçok soruşturma, haberlere ve sitelere erişim engeli gibi ihlaller yaşandı.
Raporun genelinde Türkiye ile ilgili şu bulgular yer aldı:
“415 ihbar Avrupa Birliği Üye Devletlerinde kaydedilirken, 398 ihlal de aday ülkelerde kaydedilmiştir. AB'de başlıca vaka türü, gözdağı ve tehdit (yüzde 24,6) ya da hakaret (yüzde13,3) gibi (tüm ihbarların yüzde 42,4'ünü kapsar) sözlü saldırılar olmuş, bunu hukuk alanındaki ihlaller (yüzde 27,2) izlemiştir. Yasal olaylardan sonra, fiziksel saldırılar AB'de gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik en yaygın üçüncü saldırı türü olurken (yüzde 20,5), bunu ekipman (yüzde 8,7) gibi mala ve teçhizata yönelik saldırılar (yüzde 15,7) ve 2021'de toplam saldırıların yüzde 8,6'sından 2022'de yüzde 14,5'ine yükselen sansür olayları takip etti. Özel şahıslar AB'de gazetecilere yönelik saldırıların ana failleri olmaya devam etti (vakaların yüzde 37,8'i). Ancak bu oran 2021'deki vakaların yüzde 50'sine göre düşüş gösterdi. Hükümet ve kamu görevlileri saldırıların en yaygın ikinci kaynağı olurken (yüzde 17,1), bunu polis ve devlet güvenliği (yüzde 11,3) takip etmiştir.
Basın özgürlüğü için yıkıcı bir yıl
2022, bağımsız medyaya yönelik sistematik baskının devam ettiği, Türkiye'de basın özgürlüğü için yıkıcı bir yıl oldu. MapMF, Türkiye'de 362 kişi veya medya kuruluşunun dahil olduğu toplam 167 basın özgürlüğü ihlali kaydetti. Türkiye, dünyada gazetecileri en çok hapse atan ülkelerden biri olmaya devam ediyor. Raporun yayımlandığı tarihte 41 gazeteci hapisteydi. İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hakkında eleştirel haber yapan gazeteciler tutuklanma ve kovuşturmayla karşı karşıya kalıyor. Bu arada, gazetecilere yönelik artan fiziksel saldırılar düşmanca ve tehlikeli bir çalışma ortamına katkıda bulunuyor. Özellikle Kürt medyası, hem gazetecilik faaliyetleri hem de etnik kimlikleri nedeniyle büyük bir baskıyla karşı karşıya.
Faşist cinayetler
Şubat ayında, yerel Ses Kocaeli gazetesinin sahibi ve genel yayın yönetmeni Güngör Arslan ofisinin önünde vurularak katledildi. Arslan, kendisini susturmak için cinayet emrini veren aşırı sağcı grup Ülkü Ocakları'nın eski Kocaeli il başkanı Ersin Kurt'u eleştiren yazılar yazmıştı. Bağımsız medyayı ve eleştirel gazetecileri susturmak için sistematik olarak kullanılan hukuk yoluyla gerçekleştirilen taciz, belgelenen vakaların yarısından fazlasını (yüzde53,3, 89 ihlal) oluşturmaktadır. Keyfi gözaltılar, hapis cezaları, sınır dışı etmeler ve polis baskınları Türkiye için belgelenen vakaların yaklaşık dörtte birini (yüzde24,0, 40 ihlal) oluşturmaktadır.
Ekimde gelen darbe yasası
Basın özgürlüğüne bir başka büyük darbe de Ekim ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin dezenformasyon yaymakla suçlananların üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını öngören kapsamlı yeni bir yasayı onaylamasıyla geldi. Aynı paket yasanın bir parçası olarak, internet haber portalları resmi haber medyası olarak kabul edildi ve bu portalların yetkililer tarafından yayınlanan ‘düzeltmeleri’ yayınlamaları da zorunlu kılındı. Buna ek olarak, Temmuz ayında yürürlüğe giren ‘Basın Ahlak Esasları’ başlıklı bir yönetmelik, yetkililerin medya içeriğini ‘ahlaka’ dayalı olarak sansürlemesine olanak tanıyarak özellikle LGBTQ+ ile ilgili haberleri etkileyecektir.
RTÜK enkazı
Türkiye'nin hükümet kontrolündeki medya düzenleyicisi Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), medya kuruluşlarına yaptırım uygulamaya devam etti ve ayrımcı bir şekilde web sitelerine erişimi engelledi. Türk mahkemeleri yüzlerce haber hakkında erişim engelleme kararı verdi ve bu ihlallerin büyük hacmi nedeniyle hepsi MapMF'ye kaydedilemedi. Kasım ayında İstanbul'da meydana gelen bombalı saldırının ardından Türk makamları yayın yasağı kararı almış ve sosyal medyaya erişimi kısıtlamıştır.
Taciz şiddet tutuklama
Türkiye'de gazeteciler genellikle polis tarafından (66 hedef gazeteci ile 21 vaka), çoğu da (59 hedef gazeteci ile 16 ihlal) protestoları takip ederken fiziksel şiddete maruz kalmıştır. MapMF'de kaydedilen tüm fiziksel şiddet vakalarının (33 ihlal) yaklaşık üçte ikisi (yüzde 63,6) polis veya devlet güvenliği tarafından gerçekleştirildi. Kadın gazeteciler de polis tarafından cinsel saldırıya ve tacize uğradı.
‘Ajanlaştırma’ uygulaması!
Bunun yanı sıra, dün sabaha karşı meydana gelen ve birçok ili etkileyen depreme dair paylaşılan yorum ve içeriklere ilişkin “dezenformasyon” iddiası iktidar tarafından yurttaşlara adeta sopa olarak gösterildi. Halkı ajanlaştırmaya ve acısını paylaşanları ihbar etmeye yönelik bir uygulamanın faaliyete geçtiğini İletişim Başkanı Fahrettin Altun bu sabah saatlerinde duyurdu. ''Dezenformasyon Bildirim Servisi'' olarak tanıtılan uygulamaya dair Fahrettin Altun, “Deprem felaketine ilişkin üretilen ve yayılan şüpheli/yalan olduğunu düşündüğünüz haberleri uygulamamızı telefonunuza indirip bildirebilirsiniz” ifadelerini kullandı. Her geçen gün gerileyen ifade özgürlüğünde iktidarın attığı bu adım da raporu doğrular nitelikte.