Komplonun yıldönümünde açlık grevi

  • 09:01 6 Şubat 2023
  • Güncel
 
AMED - Maxmûr’da PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı başlatılan nöbetin, komplonun yıl dönümü yaklaşırken açlık grevine dönüştürüldüğünü belirten İştar Meclisi Koordinasyon Üyesi Xurbet İşlek, sonuç alıncaya kadar eylemlerini ve mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.  
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun yıldönümü yaklaşırken, birçok yerde de eylem ve etkinlik hazırlıkları yapılıyor.  Komplo protestoları için hazırlık yapan merkezlerden biri de Şehit Rustem Cûdî (Maxmûr) Kampı. Kampta 10 Aralık 2022 tarihinde Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için nöbet eylemi başlatılmıştı. Eylem 1 Şubat’ta açlık grevi eylemine dönüştürüldü.
 
Eyleme ilişkin İştar Meclisi Koordinasyon Üyesi Xurbet İşlek değerlendirmelerde bulundu.  
 
Nöbet açlık grevine dönüştürüldü
 
Şubat ayına girdiklerini belirten Xurbet, bu ayın kendileri için önemli olduğunun altını çizdi. “Önderlik için eylemlerimiz sürüyor” diyen Xurbet, şöyle devam etti: “Açlık grevleri, yürüyüş, seminer, eğitim, açıklama, sergi vb. birçok eylem gerçekleştiriliyordu. Kamp halkı olarak bu sürekli gündemimizde olan bir konu. Bu yıl farklı olarak 10 Aralık 2022’de Önder Apo için nöbet eylemi başlattık. Bu eğitim ve Önderlikle yaşama şeklinde planlandı. Devrelerimiz sistematik olarak yürütülüyor ve değişiyor. Eğitimde Önderliğin savunmaları ve bu temelde seminerler verilerek zenginleştiriliyor. Daha önceleri günlük olarak eylemler gerçekleştiriliyordu ancak şimdi sürekli ve örgütlü bir şekilde devam edecek. Şubat ayı ile birlikte biz de bu eylemimizi komitenin tartışmaları doğrultusunda açlık grevine çevirdik.”
 
‘Gücümüzü birleştirmeliyiz’
 
Eylemleri ile bilinçlenip, örgütleneceklerini ve Abdullah Öcalan’ın düşünceleri ile güçleneceklerini dile getiren Xurbet, “Ancak bu şekilde komplocu zihniyete ve tecride karşı güçlenebiliriz. Amacımız Önderliğin fiziki özgürlüğü ve bunun için de etkili sonuç alıcı eylemler geliştireceğiz. Sadece kampta da değil, Avrupa, Kuzey ve Rojava’da da tecride karşı bu tür eylemler devam ediyor. Nöbetlerimiz, eylemlerimiz yaygınlaşıyor ve güçleniyor. Ancak tecridin bu kadar derinleştirilmesi karşısında özeleştirimizi vermemiz gerek. Güney’de güçlü bir sahiplenme gerçekleşmedi. Eylemlerde eksiklikler yaşandı. Güçlü bir birlik ve güçlü bir sahiplenme olmalı. Şimdi tüm Kurdistan’dan diasporaya kadar tek ses olmalıyız. İstersek bu mümkün. Güney Kurdistan bu konuda sürece güçlü bir katılım sergilemeli” dedi. 
 
‘En güçlü ses Güney’den çıkmalı’
 
Güney Kurdistan’a ilişkin değerlendirmelerde bulunan Xurbet, “Kürt Halk Önderi üzerinde ağır tecrit yürütülürken tüm Kurdistan’a da saldırılar var. Özellikle de son zamanlarda Medya Savunma Alanları ve Rojava’nın işgal edilmesine yönelik planlar ortaya çıktı. Günlük olarak Kurdistan bombalanıyor, büyük bir talan var. Bu durumda Güney halkı nerede? Neden güçlü bir ses çıkarılmıyor? Tecrit ve savaş Kürtleri yok etme konsepti. Güney halkından en güçlü sesin çıkması gerekir. Bu sessizlik kırılmalı. Ya yok olmaya doğru götüren saldırılar değil sessizlik olur” şeklinde konuştu.
 
‘Önderliğin düşünceleri evrenselleşti’
 
Tüm dünyanın Kürtleri tanıdığını söyleyen Xurbet, Abdullah Öcalan’ın düşünceleri ile Kürtlerin direnişinin yaygınlaştığını belirtti. Rojhilat ve İran’da kadınlar öncülüğünde gelişen isyanı örnek olarak gösteren Xurbet, son olarak şunları dile getirdi: “Rojhilat ve dünya kadınları ‘jin jiyan azadî’  sloganı ile ayağa kalktı. Bu slogan ile Önderliğin düşünceleri evrenselleşti. Bugün büyük bir mücadele var ve Önderliğin bu misyonuna denk bir serhildanın olması gerekir. Tecridin kalkıp Önderliğin fiziki özgürlüğünün gerçekleşmesi gerekir. Çünkü kadının ve halkların özgürlüğü Önderliğin özgürlüğü ile mümkün. Bu yılı Önderliğin özgürlük yılı yapmalıyız. Tecridi kırmalıyız. Geçen her gün bize ağır sorumluluk ve yük yüklüyor. Bu yüzden hızlıca harekete geçmeliyiz.”