İdare ve Gözlem Kurulları mahkeme gibi!

  • 09:06 5 Şubat 2023
  • Güncel
Rojda Aydın
 
AMED - Cezaevlerinde tutsaklara yönelik hak ihlallerini değerlendiren ÖHD Amed Şube Yönetim Kurulu üyesi Adile Salman, İdare ve Gözlem Kurulları’nın mahkeme heyeti yerine koyarak yönetmeliklere göre dahi hareket etmeyerek, tutsakların infazlarını 6 aya kadar ertelediklerini söyledi. 
 
Kurdistan ve Türkiye cezaevlerinde tutsaklara dönük yürütülen hak ihlallerine her gün bir yenisi ekleniyor. Cezaevlerinde tutsaklar çıplak arama dayatmalarına maruz kalırken, bunun yanı sıra keyfi bir şekilde disiplin cezaları veriliyor. Cezaevi İdari Gözlem Kurulları’na verilen yetkiden dolayı son süreçte birçok tutsağın infazı yakılırken, yeni yönetmelikte infazın 3 ay ertelenmesi kararı alınmasına rağmen, bu süre 6 ayı buluyor.      
 
Cezaevinde yaşanan hak ihlalleri ve yeni yönetmeliğe ilişkin Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Adile Salman değerlendirme yaptı.   
‘70’in üzerinde ölüm haberleri geldi’
 
Genel olarak Türkiye ve Kurdistan cezaevlerinde tutsakların temel yaşam ihtiyaçları ve hakları konusunda birçok noktada sorunlar yaşadığını söyleyen Adile, “Bu noktadan başlayıp işkence durumuna gelebilecek vakalara da şahit oluyoruz. Önceki yılda da şahit olduğumuz üzere 70’in üzerinde cezaevlerinden şüpheli ölüm haberleri geldi. Bunların bir kısmı infaz ertelemelerine defalarca başvurulmuş olmasına rağmen infaz ertelemeleri yetersiz raporlardan dolayı reddedilen ağır hasta mahpuslardı. Bir kısmı şüpheli ölüm diyebileceğimiz intihar süsü adı altında farklı bir sebep olmak ihtimali olan vakalardı. Ve bunlar aydınlatılmayan vakalar. Bunlar hala soruşturması süren ya da soruşturma neticesinde takipsizlik alan ve herhangi bir veriye dayanmayan ölümler gerçekleşti. En temelinden başlayıp yaşam hakkı ihlaline kadar varan hak ihlali silsilesi var maalesef” dedi.
 
‘Hak ihlallerine karşı cezaevlerinde açlık grevi başladı’
 
Basına yansıyan ve kendilerine yapılan başvurularda Elazığ ve Adana cezaevlerinde açlık grevi eylemlerinin başladığını ve bu eylemlerin devam ettiğini belirten Adile, “Adana’daki açlık grevi eyleminin başlamasının nedeni hastaneye götürülürken veya mahkemeye çıkarılırken mahpuslar ağız içi aramaya maruz bırakılmak isteniyor jandarma ekibi tarafından. Bununla ilgili defalarca hukuki başvurular yapılmasına rağmen bir adım atılmıyor. Şuan Adana Kürkçüler Cezaevi’nde süren bir ağız içi aramasından dolayı hastalar hastaneye gitmeyi reddediyor. Ve bu tedavi süreçlerinin ertelenmesine de neden oluyor. Yakın süreçte Elazığ Hapishanesi’nde siyasi mahpusların bulunduğu odalarda bir mahpusa yönelik fiziki bir müdahale gerçekleşmiş olmasından sonra silsile şeklinde gelişen hak ihlalleriyle birlikte Elazığ Hapishanesi’nde mahpusların açlık grevi eylemine başlamış olmaları hem işkenceye karşı hem de gerçekleştirilen onur kırıcı hak ihlallerine karşı böyle bir eylemsellik gerçekleştirildi. Elazığ Cezaevi’nde çıplak arama dayatması vardı ve bu durum Meclis’e de taşınmıştı. Çıplak arama dayatması her ne kadar mevzuata detaylı arama olarak girdikten sonra da ve Meclis gündemine alınmış ve basına yansıtılmıştı. Ancak bu durumdan sonra bir çok cezaevinde sanki uygulanmıyor gibi görünmüş olsa da aslında birçok cezaevinde sürgünlerden sonra, mahkemeye ve hastaneye götürülürken çıplak arama dayatması vakaları tekrar tekrar karşımıza çıkıyor” sözleriyle cezaevinde yaşanan hak ihlallerinden bahsetti.
 
‘Şikayetler takipsizlikle sonuçlanıyor’
 
Yaşanan hak ihlallerinin birçok cezaevinde tutsaklara yönelik uygulandığını ve bu baskıların cezaevi idaresinin keyfi uygulamaları sonucu gerçekleştiğini aktaran Adile, yaşanan hak ihlallerine karşı hukuki başvurularının ve tutsakların şikayetlerinin devam ettiğini ifade etti. Adile, “Cezaevindeki mahpuslara yönelik idare ya da içerideki kamu personelleri tarafından gerçekleşen bir vakada cezasızlık politikası genel olarak hakim. Bunun en çok örneğini hapishanelerde görüyoruz. Bütün şikayetler takipsizlikle sonuçlanıyor. Çıplak aramaya maruz kalan mahpus düşünün, çıplak arama uygulamasını reddediyor ve bu mahpus çıplak arama uygulamasına maruz kaldığından dolayı buna ilişkin şikayette bulunuyor. Buna ilişkin yaptığı şikayette takipsizlik alıyorken, kamu personeli tarafından görevi yaptırmama ve direnme suçları altında ayrıca bu mahpuslar hakkında soruşturma başlatılıyor. Ve cezai bir işlem başlatılıyor. Hak ihlalleri içerisinde hak ihlalleri yaşanıyor” diye konuştu.
 
‘Yakın zamanda yeni bir rapor yayınlayacağız’
 
Diyarbakır Barosu Cezaevi İzlem Komisyonu ve ÖHD Hapishane Komisyonu üyeleri olarak hapishane ziyaretlerini sürdürdüklerini aktaran Adile, hazırladıkları raporları kamuoyuyla paylaştıklarını söyledi. Yakın süreçte cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin bir rapor yayınlayacaklarının altını çizen Adile, “Yakın zamanda Diyarbakır Kadın Hapishanesi’nden bize gelen hak ihlallerine ilişkin bir mektup vardı. Mektupta en başta yaşam alanlarını bütünüyle 7-24 gözetleyen kameralardan bahsetmekle birlikte, hastane çıkışlarındaki çıplak aramaları, çift kelepçe uygulamaları, yeterli tedavi görememe, tedavi gördükten sonra ilaçlarına zamanında ulaşamama gibi birçok uygulama hem hasta mahpusların yaşadığı, hem de İdare Gözlem Kurulu kararlarında dolayı keyfi bir şekilde infazı ertelenen mahpuslara ilişkin bilgiler yer alıyordu. Görüşmelerimizden sonra hazırlayacağımız raporda basına vereceğiz” dedi.
 
‘Mevzuata aykırı bir şekilde hareket ediliyor’
 
1 Ocak 2021 tarihinden itibaren İdare ve Gözlem Kurullarına verilen yetkilere dikkat çeken Adile, kurulların birçok tutsağın infaz sürecini mahkeme heyeti gibi bir değerlendirme sürecine koyduğuna işaret etti. Adile, devamında şunları söyledi: “1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe giren yönetmelikte 6 aylık bir rapordan bahsediliyorken, bu 6 aylık raporda eğer mahpus iyi halli değil ise 6 ay sonra tekrardan değerlendirmeye tabi tutulacağı üzere bir madde mevcut iken, bu daha sonrasından 6 aylık bir süreç değil de 3 aya indirildi. 3 aya indirilmesine rağmen İdare ve Gözlem Kurulları kendilerine verilen yetkiyi sınırsız kullanma durumuna getirdiler ki yönetmelik değişikliğine rağmen bunu sürdürüyorlar. Amed hapishanesinde infazının bitmesini bekleyen birçok mahpus olmasından dolayı ön planda. Ama bu başka hapishanelerde de 3 ay değil de 6 ay olarak uygulanıyor. Türkiye’deki hukuka yönelik cezasızlık politikasının bir başka versiyonu bu. Kavramsal ve hukuki olarak yetersiz olduğumuz bir sürece giriyoruz. Mevzuata aykırı bir şekilde hareket ediliyor. 3 aylık değil de 6 aylık bir rapor hazırlanıyor ve infaz süresi 3 ay değil de 6 ay olarak erteleniyor. Mevzuata aykırı olmasına rağmen kurullar bu yetkilerini kullanıyor. Biz buna karşı itirazlarımızı infaz hakimliklerine yapmamıza rağmen ret yiyip, 1’inci Ağır Ceza Mahkemeleri’ne taşımamıza rağmen henüz ‘6 aylık raporun 3 ay olarak hazırlanması gerekiyor’ şeklinde bir kararla karşılaşamadık maalesef. Amed özeli için bunu söyleyebilirim. Hukuki olarak tıkandığımız noktalardan biri bu.”
 
‘Bizlere Anayasa Mahkemesi yolu kaldı’
 
Kendilerine sadece Anayasa Mahkemesi yolu kaldığını dile getiren Adile, “Anayasa Mahkemesi’nden de bize ne şekilde dönüş sağlanacağı ve sürecin uzamasından dolayı zaten o süre aralığında mahpusların tahliye olma ihtimali yüksek oluyor. Bu disiplin cezalarında da geçerli. Buna karşı infaz hakimliklerine itirazlarımızı sunuyoruz ve infaz hakimliği birçok kez idari gözlem kurulu kararlarını yerinde buluyor. Bizim itirazlarımızı ise reddediyor. Dolayısıyla biz birçok kez bu durumu Anayasa Mahkemesi’ne taşıma durumunda kalıyoruz. Şuana kadar yaptığımız birçok başvuruda ihlal kararı almış değiliz. Henüz sonuçlanmayan başvurularımız var. Bu mevzuat değişikliğine rağmen 6 aylık rapor uygulanma durumu ile ilgili de Anayasa Mahkemesi’ne yaptığımız başvurularımız var. Henüz bunlardan bir dönüş sağlanamadı” diye konuştu.
 
‘Kararlılığımızı sürdürüyoruz’
 
Adile, son olarak şunları söyledi: “Amed Barosu ve ÖHD olarak başvurucularımızı hukuki olarak takip etme noktasında kararlıyız. Sonuna kadar hukuki yolları uygulattırma noktasında kararlıyız. Hiçbir şekilde geri adım atmama kararlılığımızı sürdürüyoruz.”