Wan’da son bir yılda en az bin 52 ihlal yaşandı

  • 14:36 3 Şubat 2023
  • Güncel
 
WAN - İHD Wan Şubesi'nin açıkladığı  2022 yılı raporuna göre, kentte  son bir yılda en az bin 52 hak ihlali yaşandı.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şubesi, 2022 yılında Wan’da yaşanan hak ihlallerine dair hazırladıkları raporu, dernek binasında düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.  Rapor, İHD Wan Şube Başkanı Mehmet Karataş tarafından okundu. 
 
Şiddete dayalı politikalar
 
Bölgenin OHAL rejimi ile yönetildiğine dikkat çekilen raporda, “güvenlik odaklı” ve “terörle mücadele” adı altında gerilimi besleyen çatışmaya ve şiddete dayalı politikalar üretildiği belirtildi. Sürdürülen politikalar nedeniyle iç ve dış politikada Türkiye’nin istikrarsızlığa sürüklenerek, insan hakları ve demokrasi krizinin yaratıldığı kaydedilen raporda, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerin göz ardı edildiğinin altı çizildi. Raporda, “Örgütlenme özgürlüğüne yönelik baskılar artmış, haksız gözaltı ve tutuklamalar artarak devam etmiştir. Özellikle iktidar politikalarına ve uygulamalarına karşı çıkan, eleştiren Kürt siyasetçiler ve hak savunucuları; gerçekleştirilen ‘yasa dışı örgüt üyeliği’, ‘yasa dışı örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek’ ve ‘yasa dışı örgüt propagandası yapmak’ gibi ağır suçlamalarla, gözaltı ve tutuklanmalarla karşılaşmaktadırlar” ifadelerine ye verildi. 
 
Mektup, telefon ve e-mail ile yapılan başvurular, basın yayın organlarından edinilen bilgiler ışığında hazırlandığı belirtilen raporda, kentte Ocak 2022- Ocak 2023 tarihleri arasında en az bin 52 hak ihlalinin yaşandığı bilgisi paylaşıldı. 
 
Orantısız güç
 
Kentte son bir yılda haber takibi sırasında asker ya da polis saldırısı sonucu 5 başvuru alındığı kaydedilen raporda, “Düşüncelerini ifade edenlere karşı en az 31 soruşturma ve dava açıldığı tespit edilmiştir. Kolluk kuvvetlerinin vatandaşları yakalama veyahut gözaltı sürecinde orantısız güç kullanarak işlem uyguladıkları neredeyse her gün görülen ve olağanlaşan bir hal almıştır.  En az 31 yurttaş gözaltı birimlerinde ve gözaltı birimleri dışında, ev baskınlarında, sokakta; 8 mahpus hapishanede işkenceye ve kötü muameleye maruz kalmıştır. Yine 9 yurttaş da kendilerini kolluk gücü olarak tanıtan kişilerce kayıt dışı gözaltı ve sorgulamayla muhbirlik dayatmalarına maruz kalmıştır. Basın yayın organlarında edinilen bilgilere göre köy korucuları tarafında uygulanan 2 işkence vakası tespit edilmiştir” denildi. 
 
Kadına ve çocuğa yönelik şiddete dair basında ve şubelerine yapılan başvurularda toplamda 32 hak ihlalinin tespit edildiği belirtilen raporda, kentte son bir yılda en az 794 gözaltı işlemi yaşandığını da eklendi. 
 
Mezarlar tahrip edildi
 
Son bir yıl içerisinde yapılan başvurularda mezarlıkların tahrip edilmesine dair 4 başvuru alındığı ifade edilen raporun devamında, “Gerek sivil yerleşim alanlarında ve gerekse de kırsal bölgelerde silahlı çatışmalarda yaşamını yitiren PKK militanlarının mezarlarının bulunduğu mezarlıkların tahrip edilmesi ve yıkılması fiillerinin, ne insancıl hukukla ne de dini inanışla izah edilir bir yanı yoktur. Hukuki ve vicdani hiçbir gerekçeye dayanmayan bu tutumun cenaze sahiplerini manevi olarak derinden yıprattığını yas ve gömü haklarının ihlal edilmektedir” diye kaydedildi. 
 
Kentte en az 12 toplumsal gösteri veya açık hava toplantısına polis tarafından müdahale edildiğine yer verilen raporda, “12 toplantı toplumsal gösteri ve açık hava toplantısı da yasaklandı. Van valiliği tarafından 15 şer günlük arayla 12 kez toplantı yürüyüş ve eylem etkinlik yasakları uygulanmıştır” denildi. 
 
Devlet politikası
 
İHD’nin her zaman barış hakkını savunduğu vurgulanan raporda son olarak şu ifadeler kullanıldı: “Her defasında ifade ettiğimiz gibi hayatımızdaki ihlaller, yanlış ve hatalı devlet politikalarının bir sonucudur. Bir denetim mekanizmasına da dönüşen hak savunuculuğunun özneleri olarak bizler, insan hakları ihlallerinin meydana gelmesine sebebiyet veren hatalı hükümet politikalarına karşı etkili bir savunuculuk faaliyeti içerisinde olacağız. Bu gerçekle, insan hakları ihlallerinin oluşumuna yol açan politikalardan vazgeçilmesi, çatışmalı ortamın bir an önce son bulması ve çatışma çözüm araçlarıyla sürecin demokratik çözümünün yeniden müzakere edilmesini belirtiyoruz.”