İZMİR - HDK, HDP, DBP, TJA, EGE TUAYDER tecridin son bulmasına yönelik düzenlediği basın toplantısında 14 Şubat günü yapılacak açıklamayla birlikte 15 Şubat’ta Gemlik’e yapılacak yürüyüşe katılım çağrısı yaptı. 

 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Tevgera Jinên Azad (TJA) İzmir, Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (EGE TUHAYDER) HDP İzmir İl Örgütü binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. “Tecridin sonlanması için adalet istiyoruz demokratik çözüm için İmralı’ya yürüyoruz” yazılı pankartın asıldığı basın toplantısında metni EGE TUHAYDER Eşbaşkanı Nilay Güleser okudu. 

 

‘Tecrit bütün toplum için büyük tehlike’

 

İmralı sisteminin, hukukun, yasaların, anayasanın ve evrensel ilkelerin askıya alındığı bir sistem olduğunu belirten Nilay, İmralı tecrit rejiminin hukuki, ahlaki, vicdani bir karşılığı olmadığını ifade etti. Bu durumun sadece PKK Lideri Abdullah Öcalan için değil bütün toplum için büyük bir tehlike olduğuna dikkat çeken Nilay, “Toplumsal yaşamın her alanına sirayet eden tecrit sistemi, Kürt sorununa ilişkin demokratik ve barışçıl çözümü hedeflemiştir ve Türkiye’yi karanlığa mahkûm etmeyi amaçlamaktadır. Adaletsizlik ve hukuksuzluk, İmralı karasularını aşmış; muhalefeti susturmaya, kayyım rejimini dalga dalga yaymaya, yoksullar ve emekçilerin insanca yaşam taleplerine saldırılarla karşılık vermeye, üniversiteleri kelepçelemeye, öğrencileri susturmaya yönelen ve herkesi hedef alan bir saldırı dalgasına dönüşmüştür. Bu haliyle Türkiye bir tecrit ve kayyım rejimine dönüşmüştür” şeklinde konuştu. 

 

‘AKP-MHP koalisyonu tecridi yaygınlaştırdı’

 

Tecridin AKP-MHP koalisyonu ile daha da yayılarak bütün cezaevlerine ve tüm topluma sirayet ettiğini söyleyen Nilay, “Cezaevlerinde bulunan tutsakların yaşam, sağlık ve güvenlik haklarının ihlal edilmesi tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Tutsaklar birbirinden izole edilerek, tedavileri onur kırıcı uygulamalarla engellenerek hastanelere götürülmüyorlar. Örneğin ağız içi araması, kemer, saat, ayakkabı bağcığı olmaması şartı dayatılıyor. Gün yoktur ki cezaevlerinden cenazeler çıkmasın. Revire bir buçuk, iki ayda bir yapılırken; hastane sevkleri aylara yayılıyor. Tutsaklar ailelerinden uzak illere sürgün edilerek, infaz sistemi aileleri de içine alacak şekilde bir tecrit, işkence ve cezalandırma yöntemine dönüşmüş durumdadır” dedi. 

 

‘İktidar ülkeyi yönetmenin zeminini tecritten alıyor’

 

İmralı tecrit sisteminin özellikle 15 Temmuz sonrası tümden bir mutlak tecrit alanına dönüştüğünü vurgulayan Nilay, son dönemlerdeki iletişimsizliğin ise İmralı Adası’ndaki derinleşen tecridin başka bir ifadesi olduğunu kaydetti. İktidarın ülkeyi yönetmenin zeminini, İmralı’daki tecritten aldığını dile getiren Nilay, “24 yıllık İmralı tecrit sistemine dönüp baktığımızda, hiç bu kadar iletişimsiz, dış dünyayla temasın olmadığı, haber alınamama halinin bu kadar yoğun olduğu bir dönem görülmedi. Hep bir şekilde belli periyotlarla da olsa bir haliyle Sayın Öcalan ile fiziki temaslar gerçekleşti. 2011’deki avukat görüş yasağıyla başlayan, darbe süreciyle devam eden, en nihayetinde açlık grevleri ile sonlanan süreçten bu yana, hiçbir şekilde bu kadar uzun süreli bir iletişimsizlik yaşanmamıştı. AKP iktidarı, İmralı Adası’nda yoğunlaştırdığı tecrit politikasıyla kendisini ayakta tutmanın çabası içerisindedir. Fakat savaş, tecrit ve çatışma politikalarına sarılan hiçbir iktidar nasıl ayakta kalamadıysa, mevcut iktidar da kalamayacaktır” dedi. 

 

‘Yürüyüşe çağrı’ 

 

Tecrit son buluncaya kadar kesintisiz mücadeleye devam edeceklerini dile getiren Nilay, 6-15 Şubat tarihleri arasında yapılacak yürüyüşe çağrıda bulunarak şunları söyledi: “6-15 Şubat tarihleri arasında tecrit ve savaş politikalarına karşı tüm toplumsal kesimleri birlikte mücadele etmeye ve tecrit politikalarını kırarak barışa ve özgürlüğe yürümeye davet ediyoruz. Bu çerçevede 14 Şubat Salı günü saat 12.00’de İzmir Bayraklı Adliyesi önünde gerçekleştireceğimiz basın açıklaması ile birlikte 15 Şubat Çarşamba günü İstanbul’dan Gemlik’e doğru gerçekleştireceğimiz yürüyüşe tüm demokratik kamuoyu ve halklarımızı davet ediyoruz”