‘Sayın Öcalan tüm dünya için çözüm perspektifi sundu’
- 10:05 1 Şubat 2023
- Güncel
ANKARA - Adalet Nöbeti’nden seslenen HDP milletvekilleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın sadece Türkiye için değil, dünya halkları için de bir perspektif sunduğuna dikkat çekti. Milletvekilleri, tecrit son bulana kadar mücadelenin devam edeceği mesajını verdi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın avukatları ve ailesiyle görüştürülmesi talebiyle Adalet Bakanlığı'na ve hükümete seslendikleri Adalet Nöbeti, 30’uncu gününde Meclis önünde devam ediyor. İktidarın sessizliğine rağmen birinci ayını dolduran nöbete, milletvekilleri Kemal Peköz, Muazzez Orhan, Şevin Coşkun, Feleknas Uca, Ömer Öcalan, Abdullah Koç, Kemal Bülbül, Erol Katırcıoğlu, Serpil Kemalbay, Feleknas Uca, Sait Dede, Murat Çepni, Ayşe Sürücü ve Nuran İmir katıldı. Nöbette Sait Dede konuştu.
Eşi benzeri olmayan bir sistem
İktidara yasalarını uygulamaları için bir aydır çağrıda bulunduklarını söyleyen Sait, “Bizler milletvekilleri olarak bir aydır iktidarı, yasalarına uymaya çağırıyoruz, talep ediyoruz. Her kelimede Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu söylüyorlar. Her kelimede Türkiye’nin yasalarla yönetildiğini söylüyorlar. Ama yasaları uygulama görevi olan iktidar ve Adalet Bakanlığı, maalesef bu yasaları uygulamıyor. Eğer yasalar uygulanmayacaksa, yurttaşların hakkı, hukuku nasıl korunacak? Diğer önemli bir nokta, yasalar karşısında herkes eşit değil midir? Herkese aynı yasalar uygulanmaz mı? Ama maalesef bunun keyfi uygulandığını ve durumun böyle olmadığını görüyoruz. Eğer öyle değilse İmralı Adası’nda dünyada eşi benzeri olmayan bir tecrit neden uygulanıyor? Hangi kanuna göre bu tecrit uygulanmaktadır” dedi.
‘Sayın Öcalan bütün dünya için çözüm perspektifi sunmuştur’
Diyalog ve müzakere yolu açılmadan barışın sağlanamayacağının altını çizen Sait şu ifadeleri kullandı: “Herkes bir an durup düşünsün. Devletin gözetimindeki insanlardan yaklaşık 22 aydır haber alınamıyor. Aileler yakınları ile avukatlar müvekkilleriyle görüşemiyor, ulaşamıyor, ne durumda olduğunu bilmiyor. Bu insanların devletin gözetiminde. Bunu bu yüzyılda kabul etmek mümkün değildir. Buradan kamuoyuna sesleniyoruz. Türkiye’deki bütün sorunların altında yatan neden işte bu tecrit ve hukuksuzluktur. Bu sorunların çözümünün tek yolunun da diyalog olduğu açıktır. Diyalog ve müzakere olmadan, bu ülkeye asla iç barış gelmeyecektir. Sayın Öcalan sadece Türkiye için değil, dünya halkları için de bir çözüm perspektifi sunmuştur. Her fırsatta barış için hazır olduğunu dile getirmiştir. Ama maalesef Sayın Öcalan’ın bu tutumuna karşı savaş sevicileri tecritle cevap vermiştir.”
‘Herkes bir daha dönüp 2013-2015 yılları arasına baksın’
Çözüm sürecinde Türkiye’de kimsenin burnunun dahi kanamadığını hatırlatan Sait, “Biz Türkiye halkları olarak aslında bunu deneyimledik. 2013-2015 yılları arasında bu ülkede bırakın kan dökülmesini, kimsenin burnu bile kanamadı. Çünkü ortada müzakere ve görüşmeler vardı. Ama iktidar Türkiye’nin huzurunu, barışını, refahını kendi iktidarına tercih etti. Orada düşünülen sadece o koltukta devam etmekti. Herkes bir daha dönüp 2013-2015 yılları arasına baksın. Türkiye’nin sosyal ve siyasal olarak, ekonomik ve refah düzeyinin en yüksek olduğu dönemdi. Ama ne zaman tecrit ağırlaştırıldı, Türkiye’de çoklu krizler başladı. İnsanlar açlıkla, yoksullukla cebelenmeye başladı, çatışmalar artmaya başladı. Talan, yıkım, adına ne derseniz deyin, Türkiye çıkmaz bir girdaba girdi. Bunu aşmanın tek yolu bu tecridi kırmaktan geçiyor. Eğer bu ülkede iç barış sağlanacaksa, bu tecridin kalmasından geçiyor. Eğer Türkiye’de demokratik siyaset yapılacaksa, yine tecridin kalkmasından geçiyor. Tecrit sadece İmralı’da Sayın Öcalan üzerinde değil ki bütün ülkeye yayıldı. Türkiye’nin sınırlarını bile aştı. Dolayısıyla biz bu tecrit kalkana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu tecrit kalkmadan, Türkiye’ye ne doğru dürüst bir adalet ne hak hukuk yerleşir. Çünkü kaynak bellidir, sorun bellidir, muhataplar bellidir. İmralı’daki tecrit kalkana kadar mücadelemize devam edeceğiz” şeklinde konuştu.