Paula Ponz: Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit açık bir şekilde işkencedir

  • 09:05 1 Şubat 2023
  • Güncel
Rozerin Gültekin 
 
İSTANBUL - Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon içerisinde yer alan Barcelona Kadın Avukatlar Kooperatifi üyesi Paula Ponz, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin, açık bir şekilde işkence olduğunun altını çizdi. Paula, tecridin ve hak ihlallerinin son bulması için çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 24 yıldır tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecride karşı hukukçu, gazeteci ve akademisyenlerden oluşan 7 farklı ülkeden gelen 36 kişilik Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon, 25-27 Ocak tarihleri arasında İstanbul, Ankara ve Amed’de bir dizi temaslarda bulundu. Temasların İstanbul ayağında, 12 isimden oluşan delegasyon heyeti, 3 gün boyunca Emek ve Özgürlük İttifakı’nın temsilcileri, sol-sosyalist siyasi parti ve oluşumlar, sivil toplum örgütü temsilcileriyle başta tecrit olmak üzere sürece dair görüşmeler gerçekleştirdi. 
 
Heyette yer alan Barcelona Kadın Avukatlar Kooperatifi üyesi Paula Ponz, yaptıkları ziyaretlerin amacına ve gözlemlerine dair değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Abdullah Öcalan’ın cezaevinde yaşadığı durum işkencedir’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecritten dolayı kendisinden haber alınamadığını ve bu durumdan dolayı endişe duyduklarını söyleyen Paula, tecridin hukuka aykırı olduğunu dile getirdi. Paula, “Cezaevinde olması tamamen kanunsuzdur. Kimse o koşullarda olmamalı. Cezaevinde yaşadığı durum işkencedir. Daha hafif bir şekilde ifade edilemez. Bu, Türk hükümetinin politik durumunu gözler önüne seriyor. Bu yüzden Abdullah Öcalan’ın, İmralı Cezaevi’ndeki tüm tutsaklar ile birlikte hemen serbest bırakılması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
 
‘Kadın tutsakların durumu kötü’
 
Kurdistan ve Türkiye’de gerçekleştirdikleri ziyaretlerin amacının, insan haklarına dair inceleme olduğunu söyleyen Paula, sadece sosyal, kadın veya işçi hakları değil, aynı zamanda cezaevlerindeki koşullara dair de incelemelerde bulunmak istediklerini dile getirdi. Paula, “Özellikle kadın ve siyasi tutsakların durumlarının gerçekten korkunç olduğunu düşünüyoruz. Durumları, demokratik bir devletin koruması gereken hiçbir insan hakkı ile uyum içinde veya insan haklarına uygun değil” diyerek cezaevlerindeki durumun demokrasiden çok uzak olduğuna işaret etti. 
 
‘Demokratik konfederalizmi her politik aktivist destekliyor’
 
Kapitalist sistemden dolayı dünyanın her geçen gün kötüye gittiğini kaydeden Paula, aksine dünyanın iyi koşullarda olması gerektiğini ancak sadece belli bir bölgenin iyi koşullarda olmasının bir anlamı olmadığını sözlerine ekledi. Paula, “Demokratik konfederalizm düşüncesi, dünyadaki her politik aktivistin desteklediği bir konu. Aynı zamanda bastırılmış halkların özgürleştirilmesi de çok önemli. Bu bölgede başarılabilecek her şey tüm dünyanın başarısı olacaktır. Bir kadın devrimi, toplumsal ve demokratik bir devrim yapmak istiyorsak, buradaki gibi her devrimsel harekete elimizden geldiği kadar destek olmalıyız. Bunu desteklemek için söylenebilecek tek şey, tüm sevgimizi, tüm gücümüzü ve saygılarımızı her yerdeki yoldaşlarımıza göndermemizdir. Ve artık burada çok önemli olan ‘Jin jiyan azadî’ gibi bir slogan yapmayı denemeliyiz. Bu umutla birlikte yolumuzda yürümeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘Saldırı, şiddet ve baskı söz konusu’
 
Dünya genelinde kadın tutsakların durumlarının, diğer tutsaklardan çok daha ağır olduğunu kaydeden Paula, “Cezaevindeki kadınların durumu gerçekten çok kötü. Bir yandan hijyen ürünlerine erişim yok. Günlük ihtiyaçlarını karşılayacak yiyecek, elektrik veya diğer şeylere sahip değiller. Diğer yandan ise eziyet devam ediyor. Tüm cezaevlerinde sürekli bir saldırı, şiddet ve baskı söz konusu” diyerek kadın tutsakların maruz kaldığı ihlallere dikkat çekti. 
 
Tecrit ve hak ihlallerine karşı çalışacaklar 
 
Çalışmalarının yaptıkları ziyaretle sınırlı kalmayacağının, ülkelerine döndükten sonra da devam edeceklerinin altını çizen Paula, “Tutsakların gerçek durumunu ve Kürt sorununu vurgulamak için çalışacağız. Arkadaşlarımızın tamamı avukat. Onlar da üniversitelerdeki hukukçularla temasa geçmeye çalışacaklar. İnsan hakları bazında bu tutsakların cezaevindeki gerçek durumları ile ilgili raporları yazacaklar” sözleriyle, tecridin ve hak ihlallerinin son bulması için çalışacaklarının mesajını verdi.