H.K.G. davası başladı: Bu isyan hepimizin
- 10:50 30 Ocak 2023
- Hukuk
İSTANBUL - Kızını 6 yaşındayken tecavüze sürükleyen Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel ile çocuğun “evlendirildiği” Kadir İstekli’nin yargılandığı davanın ilk duruşması öncesi Anadolu Adliyesi önünde açıklama yapan Kadınlar Birlikte Güçlü, “Biz kadınlar erkek adalet değil, gerçek adalet demek için buradayız. Bu davanın takipçisiyiz ve biliyoruz ki birlikte güçlüyüz” sözleriyle seslendi.
Kadınlar Birlikte Güçlü, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, 6 yaşındaki kızı H.K.G.’yi “müridi” Kadir İstekli ile evlendirerek tecavüze uğramasına ilişkin faillerin “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” ve “cinsel saldırı” suçlarıyla yargılandığı davanın Anadolu Adliyesi 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek ilk duruşması öncesi basın açıklaması gerçekleştirdi.
Erkek yargının kadınlara dönük korkusu
Duruşma öncesi adliye çevresi ve önü çok sayıda polis tarafından sarılırken, duruşmanın görüleceği kat da polisler tarafından bariyerlerle kapatıldı. Duruşmayı takip etmek için adliyenin B Kapısı önünde çok sayıda kadın örgütü temsilcisi, hukukçu, insan hakları savunucusu, siyasetçi ve yüzlerce kişi basın açıklaması yapmak üzere bir araya geldi.
Yüzlerce kadın bir arada
Kadınlar Birlikte Güçlü’nün “Erkek, aile, tarikat, cemaat istismar ediyor; Devlet istismarcıyı koruyor”, Bodrum Kadın Dayanışma Merkezi’nin “Feminist mücadelemiz ile tarafız”, Kadın Meclisleri’nin “Çocuk İstismarını, Göz Yumanları Aklatmayacağız Hesap Soracağız” pankartlarını açtığı açıklamada, “Çocuk istismarını aklatanlardan hesap soracağız”, “İstismara ortak olanlardan hesap soracağız”, “Asla yalnız yürümeyeceksin” dövizleri taşındı.
‘Devlete görevini hatırlatmak için buradayız!’
Ardından Kadınlar Birlikte Güçlü üyesi Cemile Baklacı basın metnini okudu. Cemile, “Bugün H.K.G.’nin ve istismara, şiddete maruz bırakılan hiçbir kadının, çocuğun yalnız olmadığını, birlikte güçlü olduğumuzu söylemek ve dayanışmamızı büyütmek için buradayız” sözleriyle konuşmasına başladı. Devlete görevinin tarikatları değil, çocukları ve kadınları korumak olduğunu bir kez daha hatırlatmak için adliye önünde toplandıklarını söyleyen Cemile, “Bundan birkaç ay önce Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızını 29 yaşındaki müridi Kadir İstekli’yle ‘dini nikahla evlendirdiği’, ‘oyun’ diye kandırarak cinsel istismara uğrattığı ortaya çıktı. Bu çocuk istismarında aile, cemaat ve devlet kurumlarının adeta bir suç şebekesi gibi çalıştığını gördük” sözlerini kullandı.
‘Artık yeter!’
Cemile, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “H.K.G.’nin 14 yaşındayken gittiği hastanede, yaşı reşit birinden aldıkları örnekle çarpıtılmış belge hazırlayanlardan, takipsizlik kararı veren savcılığa hepsi bu suça ortak oldular. Sadece onlar mı? ‘Erken yaşta evlilik’ diyerek çocuk istismarının adını koymayanlar, ‘küçüğün rızası’ diyenler, bunu meşrulaştırmaya kalkan TCK 103 düzenlemelerini defalarca önümüze getirenler, cemaatlerdeki istismarı derinlemesine araştırmayan bakanlıklar, denetimsizce kaynak ve yer tahsis eden kamu kurumları da bu suçun ortağı. Bu yaşanan münferit bir olay değil, artık yeter. İstanbul Sözleşmesi’nin iptalini savunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, içinde istismar ve şiddet faili olsa da aileyi korumak dışında, nefret söylemi üretmek dışında ne yapıyor?
Devlet istismarcıyı koruyor
Bu cemaatlerin devlet kaynaklarını kullanması, yani para akışının araştırılması ve içlerindeki çocuk istismarının soruşturulmasına dair meclise sunulan öneriler ise iktidar tarafından itinayla reddediliyor. H.K.G.’nin maruz bırakıldığı istismar sonrasında da benzer bir suçu örtme girişimiyle karşı karşıya kaldık. Ailesi de, ‘Cemaatimizi karalamaya çalışıyorlar, kardeşimiz zaten iyi değil’ gibi açıklamalarla suçlunun yanında tutum aldı. Failler devletin bilgisi olmasına rağmen iki yıl boyunca tutuksuz bir şekilde hayatlarına devam edebildiler. Bugün buradaysak, H.K.G.’nin tüm bunlara rağmen ısrarlı mücadelesi ve toplumun, kadınların bu suça sessiz kalmaması sayesinde. Kısacası erkek, aile, tarikat, cemaat istismar ediyor, devlet istismarcıyı koruyor.
Takipçisiyiz!
6 yaşındaki çocukların istismarı, 14-15 yaşında çocukların hamile kalması sorun değil onlar için. Ama yetişkinlerin cinsel yönelimleri, rızaya dayalı birliktelikleri sorun. Halbuki cinsel suçlarda ‘somut delil’ şartını getiren 4’üncü Yargı Paketi’ni çıkaran milletvekilleri yüzünden bu istismarcılar çoğunlukla cezasız kalıyor. İstismarcılar abi, baba, komşu, akraba, amca, dayı, il başkanı, korucu, uzman çavuş. Ama iktidar bu failleri, çocuk istismarcısı tarikat liderlerini, denetimsiz tarikat yurtlarını korumakla meşgul. Bugünkü davada da, H.K.G.’nin suç duyurusu başka bir savcının elinde iki yıl süründükten sonra soruşturmayı devralıp iddianameye dönüştüren savcının görev yerinin değiştirildiğinin görüyoruz. Biz kadınlar, erkek adalet değil, gerçek adalet demek için buradayız. Bu davanın takipçisiyiz ve biliyoruz ki birlikte güçlüyüz.
Bu isyan hepimizin!
Sadece suçun birinci dereceden failleri değil, görevini yerine getirmeyen tüm kamu yetkilileri de hesap verene kadar ses çıkarmaya devam edeceğiz. Görevi istismarı önlemek olanların, ‘ama biz koruma kararı almıştık’ diyerek işin içinden çıkmasını kabul etmiyoruz. Erkekler istismar ediyor, yeri geliyor adına ‘evlilik’ diyor. Bu istismara aileler, toplum, dini vakıflar, yargı ve bütün kurumlarıyla devlet ortak oluyor. Artık yeter. Biz kadınlar, LGBTI+’lar birbirimize, mücadelemize güveniyoruz. Tüm çocukların yoksulluktan uzak, eşit ve özgür yaşayabileceği bir dünya için isyanımız. Bu isyan hepimizin. Tüm sorumlular yargılanıp cezasını alana, bu devletin derinlerine nüfuz etmiş suç şebekeleri ortadan kaldırılana, çocuklar güvenle yaşayabilene kadar kadın dayanışmamızla, mücadelemizle buradayız, sokaklardayız.”
Açıklama, alkış ve sloganlar eşliğinde son buldu.
Açıklamanın ardından kadınlar adliyeye geçti.
İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, 6 yaşındaki kızı H.K.G.’yi “müridi” Kadir İstekli ile evlendirerek tecavüze uğramasına ilişkin faillerin “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” ve “cinsel saldırı” suçlarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması Anadolu Adliyesi 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başladı.
Gizlilik kararı talebi
Davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, dün mahkemeye dilekçe vererek davada gizlilik kararı alınıp duruşmaların kapalı yapılmasını ve davaya ilişkin yayın yasağı konulmasını talep etmişti. Mahkemenin duruşmada bu talebi ele alması beklenmeden, duruşma salonuna girişler engellendi.
Erkek yargının kadınlara dönük korkusu
Duruşmanın görüleceği kat polisler tarafından bariyerlerle kapatıldı. Duruşmayı takip etmek için gelen çok sayıda kadın örgütü temsilcisi, hukukçu, insan hakları savunucusu, siyasetçi ve yüzlerce kişiden yalnızca sınırlı sayıda avukat, İstanbul Baro Başkanı Avukat Filiz Saraç, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ve milletvekilleri dışında kimse duruşma salonuna alınmadı. Sınırlı sayıda avukatın duruşma salonuna alınması sonrasında salona girmek isteyen hukukçular polisler ve özel güvenlikler tarafından engellendi. Avukat Pınar Akbina ise duruma, “Yasağa ilişkin resmi bir karar var mı elinizde? Tüm dünyanın gözü bu duruşmada, ortalığın yıkılması gerekirken siz bizi engelliyorsunuz. Hakkınız yok bizi engellemeye” sözleriyle tepki gösterdi.
Bu esnada tecavüz failleri ile “dayanışmak” için duruşmaya gelen bir erkek, avukata sözlü tacizde bulundu. Adliyedekilerin tepkisi üzerine taciz faili erkek alandan uzaklaştırıldı.
Büyük salona geçildi
Daha sonra duruşmaya geçildi. Duruşmada ilk olarak avukatlar, büyük salon talebinde bulundu. Ardından mahkeme heyeti avukatların talebini reddetti. Ancak avukatların ısrarı üzerine mahkeme heyeti, duruşmanın C Blok’ta bulunan daha geniş bir salonda görülmesine karar verdi.