Mücadele arkadaşları Evîn Goyî’yi anlattı
- 09:04 30 Ocak 2023
- Güncel
Medya Üren
AMED - Kürt kadın mücadelesinin öncülerinden Evîn Goyî’yi anlatan mücadele arkadaşları, “Evîn kelimelere sığdırılarak anlatılacak biri değil. O hem ülke hem duygu hem de isyandı” diyerek düşüncelerini paylaştı.
1974 yılında Şirnex'ın Qilaban(Uludere) ilçesine bağlı Hilal köyünde dünyaya gelen Evîn Goyî, 1988 yılında PKK’ye katılır. Bir kadın devrimi olan Rojava devriminde DAİŞ'e karşı da mücadele eder. Sağlık sorunları nedeniyle tedavi olmak için Avrupa'ya giden Evîn, Botan’ın dağlarından, Kürdistan'ın her dört parçasına kadar mücadelesini büyütür. 23 Aralık 2022'de Fransa’nın başkenti Paris’te Ahmet Kaya Kürt Kültür ve Sanat Merkezine yapılan saldırı sonucunda KCK Yürütme Konseyi üyesi Evîn Goyî (Emine Kara), sanatçı Mîr Perwer ve yurtsever Abdurrahman Kızıl ile birlikte katledilir.
Evîn Goyî’nin Rojava'daki mücadelesine tanık olan yeğeni Hêlîn Kara, Rojava Özerk Yönetimi Kadın Kurulu Başkanı Adalet Ömer ve Avrupa Kürt Kadın Hareketi üyesi Medya Botan, Evîn’e dair duygularını dile getirdi.
‘Küçük bir yaş ama büyük bir isyan’
“Evîn 34 yılını Kürt halkının özgürlük mücadelesine verdi. Kurdistan'ın her parçasını gezdi, sorumluluklarını yerine getirmeye çalıştı” diyen Hêlîn, hedefinin pratiğe de yansıdığını söyleyerek, "İşgalci Türk devleti ne zaman sıkışsa ve özgürlük gerillaları karşısında bozguna uğrasa etrafındakilere saldırıyor. Öncü kadınları hedef alarak Kürtlerin gücünü kırmak istiyorlar. Evîn, bu nedenle hedef alındı. Bu da işgalcilerin seviyesini gösteriyor. Bu, kadınların ve Kürt halkının özgürlük mücadelesi için büyük bir kayıptı ama bu mücadelenin biteceği anlamına gelmiyor. Hatırladığım ve bana söylendiği kadarıyla Evîn arkadaşımın kişiliğinden bahsedebilirim. Genç yaşta gerilla saflarına katılır. O yaşta bile farklı bir devrim niteliği taşıyordu. O yaşlarda mevcut toplumu inceler, ona göre araştırmaya başlar ve okulda yaşadığı çatışmalar küçük yaşta büyük bir isyana neden olur. Kürtler ve kültürleri üzerindeki yasaklamalar onun için çok zordu. ‘Neden’ diye sorarak şekillenir çocukluğu. Sıradan bir insan olmayacağı o zaman anlaşılmıştı" şeklinde konuştu.
‘Direnerek cesaret yarattı’
Evîn'in kendisine dayatılan yabancılaşmayı gördüğünü ve hayatı boyunca bunun için çok çalıştığını söyledi. Hêlîn şöyle devam etti: "Evîn yoldaş gerilla saflarına bilinçli olarak katıldı. Bir hedefi vardı ve her zaman onun için savaştı. Kürt toplumunun kadınlar için ortaya koyduğu standart kodlar belliydi. Kadınlar için geliştirilen kalıplar zorunlu kılınıyor ve buna göre hareket etmeleri isteniyordu. Bu duygusal ve zihinsel yıpranma yaratan bir durum. Sisteme başkaldırdığı gibi bu toplum kalıplarına da başkaldırmıştır. Direnerek cesaret yarattı. Kendini de yeniden yaratıyordu. Bu bilinçle çevresini aydınlattı. Rojava'da da bir devrim öncüsü olarak DAİŞ'e karşı savaştı. Kadın devriminde de tarihe adını yazdırdı. Sakatlandıktan sonra Avrupa'ya gitti. Evîn, bilerek ve planlanarak katledildi. Bunun Paris'teki ilk katliam olmadığını biliyoruz. Aydınlatılamayan karanlık bir Paris yüzü var. Kürt halkının tavrı katliamları boşa çıkarmaktır. Kürtler hesap istiyor. Şimdi kaderi kabullenmiyorlar ve katliamlara tavır alıyorlar.”
‘Güç ve direnişi barındırıyordu’
Medya Botan ise Evîn Goyî ile 30 yıl önce tanıştığını belirterek onunla tanışabilmenin bir şans olduğunu ifade etti. Medya, "Evîn'le tanıştığımda beni en çok çeken şey onun doğallığıydı. Duygu doluydu ve o duyguyla herkesi kucaklayabiliyordu. Herkesi dinleyip güç verebiliyordu. İnsanların dikkatini çeken ilk şey bu oldu ama Evîn yıllar içinde verdiği emekle kendini yeniden inşa etti. Botan'ı biliyoruz. Düşmanın en çok saldırdığı ve onu yenmek için özel politikaların uygulandığı yerlerden biridir. Botan, baskı ve imha politikalarına karşı direnişiyle tanınıyor. Doğa ve yaşamla bağlantısı arasındaki uyumla da ünlüdür. Evîn, bu kültürle büyümüş ve onu en güzel rengine taşımıştır. Uzaktan bakıldığında naif görünüyordu ama içinde bir fırtına yaşıyordu. Bu fırtına tamamen güç ve direnişi barındıran bir durumdu. Bu yüzden etkili bir insandı. Mücadelenin içinde, asaletiyle uzun yıllar başarılı bir mücadele yürüttü" ifadelerini kullandı.
‘Jin jiyan azadî platformunu kurdu’
Medya, Evîn'i öncü bir kadın olarak tanımlayarak, "Evîn berrak su gibiydi. Çalışma yürüttüğü yerlerde tembelliği kabul etmezdi. Olması gerekeni açık bir şekilde ortaya koyardı. Gittiği yerlerde iz bırakmıştır. Yıllar sonra, o ve ben Avrupa'da karşılaştık. Burada onun bitmeyen gücünü ve tutkusunu yürekten hissettim. Özgürlük mücadelesini evrensel kılmak için elinden gelen her şeyi yaptı. Tek bir hesabı vardı ve o da bu mücadeleydi. Heval Evîn burada birçok kadın platformu kurmuştur. Doğu Kürdistanlı kadınların coşkusu ile ilk olarak Paris'te 'Jin jiyan azadî Platformu'nu kurdu. Onlarca kadın örgütünü bir araya getirdi. Bununla birlikte güçlü bir örgütlülük doğdu. Heval Evîn'in hedef alınmasının ardından tüm kadın hareketleri büyük üzüntü yaşadı. Sistem bu yüzden heval Evîn'den korkuyordu. Bugün çalışmalarına devam etmemiz gerekiyor. Evîn arkadaşımızın intikamını bu şekilde alacağız. Yerine binlerce Evîn doğmalı. Hepimiz Eviniz. Evîn’den bahsetmek gibi ağır bir yüktür. Ama bunu konuşmamız, yaşatmamız gerekiyor. Evîn gibi birçok kadın da mücadeledeki rolü ve misyonu nedeniyle hedef alındı. Nagîhan Akarsel, Sêvê, Pakize ve daha birçok kadın aynı nedenlerle katledildi. Kapitalizmin, işgalci devletlerin en büyük korkusudur. Kürt kadınlarını böyle korkutmak istiyorlar. Ancak bu korku politikaları mücadelemizi bastıramaz. Latin Amerika'dan Fransa'ya ve Orta Doğu'ya kadar milyonlarca insan Evîn'in direnişine sahip çıktı" ifadelerini kullandı.
‘Öncü kadınlar her zaman hedefti’
Adalet Ömer de ulus devlet sisteminin ve hegemonik sistemlerin bilinçli kadınlardan ve onların örgütlü isyan hareketlerinden her zaman korktuğunu söyleyerek, şöyle devam etti: "İşte bu yüzden ilk önce kadınlar hedef alınıyor. Bu, Rojava Kürdistan'ında açıkça ispatlandı. Devrime öncülük eden onlarca kadın, kadınların tarihini ve hakikatlerini bilmesini isteyen öncü kadınlar, örgütleyen kadınlar hedef alındı. DAİŞ'ın zihniyetine başkaldıran kadınlar şimdi de işgalcilerin hedefinde. Onları gerileten ve onları yenenler yine kadınlardır. İktidarlar, bu kadınların şahsında Kürt mücadelesini yok etmek istiyor. Kadınları yeniden köleliğe döndürerek amaçlarına ulaşmak istiyorlar. Heval Evîn, düşmanların her zaman hedefinde olan kadınların başında geliyordu. Toplumu iyi tanıyordu ve yaralarını sarmıştı. Heval Evîn hakikati anlamıştı ve kadın mücadelesini başarıya ulaştırmak için büyük hedefleri vardı. İnsanlar bunları kelimelerle anlatamaz. Evîn arkadaş mücadelede bir aşamayı kat eden kişiliklerden biriydi.
Halkı için mücadele etti
Mücadele yolculuğunda Kürt kadınına nice başarılar kazandırdı. Onlarca perspektif verdi. Yüzlerce kadın örgütledi. Kaldığı her yerde örgütlülüğü büyüttü. Binlerce insanı uyandırdı. Rojava’da görebildiğimiz tek şey buydu. Kadınlar ondan feyz aldılar ve güç aldılar. Her zaman geliştirme ve dönüştürmeye çalıştı. Rojava devriminde ön saflarda savaşan kadınlardan biriydi. Türk hükümeti, hedeflerine DAİŞ üzerinden ulaşmak istedi. Dolayısıyla Kürt kadınının öncülüğünde bu saldırılar püskürtüldü. DAİŞ vahşetine karşı Evîn bir öncüydü. Dêrik, Tibespiye, Tiltemer ve tüm şehirlerde bu direnişin izlerini bıraktı. Bu savaşta bedeni birçok yara aldı. Rojava’nın özgürleşmesinden sonra yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle Avrupa'ya gitti. Yaraları ağırdı ama direncini orada bile güçlendirdi. Orada da Rojava’dan ayrılmadı. Kürt kadınının gücünü gören işgalci devletler, hep Kürt toplumunu yok etmek istediler. Evîn, Fransa'nın göbeğinde, demokrasiler ülkesi olarak bilinen yerde katledildi.”