Tecrit forumundan çıkan mesaj: Çözüm Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü!

  • 18:30 28 Ocak 2023
  • Güncel
İSTANBUL – Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon üyelerinin sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri ile yaptıkları “Uluslararası Tecrit” konulu forumun sonuç bildirgesinde, “Kürt sorunun siyasal ve barışçıl temelde çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için Öcalan’ın özgürlüğü kaçınılmazdır” mesajı verildi.
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 24 yıldır tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecride ilişkin aralarında hukukçu, gazeteci ve akademisyenlerden oluşan, 7 farklı ülkeden gelen 36 kişilik Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon üyelerinin 25-27 Ocak tarihleri arasında İstanbul, Ankara ve Amed’de gerçekleştirdiği ziyaretler sonrasında, Taksim Hill Otel’de sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri ile gerçekleştirdikleri “Uluslararası Tecrit” konulu forumun sonuç bildirgesi açıklandı.
 
Heyet ziyaretleri ve gözlemleri
 
Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için birlikte mücadele edileceği mesajının verildiği forumun sonuç bildirgesini, Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk tüm heyet üyeleri ile birlikte açıkladı. Raziye, çoğunluğu hukukçu, siyasetçi ve gazetecilerden oluşan 36 kişilik heyetin, İmralı Cezaevi’nde tutulan başta Abdullah Öcalan olmak üzere diğer tutsaklar Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’a yönelik mutlak ve ağırlaştırılmış tecridi ve toplumda yarattığı etkileri yerinden gözlemek için Ankara, İstanbul ve Amed’de 3 gün süren bir dizi görüşmeler gerçekleştirdiğini kaydetti. Güney Afrika ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden oluşan delegasyonun 25-27 Ocak tarihleri arasında eş zamanlı olarak hukuk örgütleri, insan hakları alanında çalışan sivil toplum kuruluşları, Barolar Birliği, barolar, siyasi partiler ve İmralı’da bulunan siyasi tutsakların aileleri ile görüştürmeler gerçekleştirdiğini hatırlatan Raziye, “24 yılını geride bırakan İmralı tecrit sistemi ve özellikle 23 aydır kesintisiz sürdürülen haber alamama hali ile ilgili kapsamlı gözlemlere ulaşmıştır” dedi.
 
Ziyaretler sonrası gerçekleştirilen forumda Uluslararası Delegasyon’un gözlem ve değerlendirmelerinin forumda paylaşıldığını dile getiren Raziye, forumdaki katılımcılarla açık tartışma yürüttüğünü belirtti. 
 
Raziye, tartışmalar sonucunda çıkan tespit ve önerileri şu şekilde sıraladı:
 
*“İmralı’da seyreden uygulamalar tecrit durumunu aşmış olup mutlak iletişimsizlik noktasına varmıştır. Bu halin kendisi meseleyi salt bir hukuk sorunu değil aynı zamanda politik bir sorun olarak tariflemeyi zorunlu kılmaktadır.
 
*İmralı merkezli Kürt sorunu okumaları yapılmadan ve sorunun boyutlarıyla siyasal, toplumsal olarak yüzleşip taraf olmadan demokratik kamuoyu da tecridin sorumluluğundan kurtulamayacaktır.
 
*Tecrit altına alınan sadece Sayın Öcalan ve siyasi mahpuslar değil bütün toplumsal muhalefettir. hayatlarımız bir bütün olarak sömürü düzeninin sahipleri tarafından kuşatma altına alınmıştır. Bu kuşatmadan çıkmak ancak ortak hukuki, politik ve toplumsal mücadeleyle mümkündür.
 
*Hukuksal tüm hakların askıya alındığı İmralı adasındaki mahpuslara dönük hukuki faaliyetler yürüten avukatların ve insan hakları savunucularının çalışmalarının engellenmesi, soruşturma ve kovuşturmalara tabi tutulması kaygı verici boyutlardadır. Bu durumun kendisi bile hukuk ve insan hakları alanının hem mesleki hem de değerler itibariyle saldırı altında olduğunun göstergesidir.
 
*Her birimizin ayaklarının altından kaymakta olan evrensel insan hakları değerleri karşısında Avrupa Devletlerinin, AİHS ve diğer uluslararası sözleşmeleri, kendi çıkarları uğruna görmezden gelmesi kabul edilemez. Bu görmezden gelen hal karşısında hak ve hukuk mücadelesini küresel düzleme yayan bir ağ örgütlenmesi gelinen aşamada kaçınılmazdır.
 
*Türkiye’de sorumluluk makamında olanları acil bir şekilde İmralı Cezaevi’nde hukukun üstünlüğünü yeniden tesis etmesi çağrısını yineliyoruz. Bütün Avrupa devletlerinin sorunlar karşısında sorumluluklarını tekrardan hatırlatıyor; temel insan haklarının jeopolitik, ekonomik çıkarlara feda edilmemesi çağrısında bulunuyoruz.
 
*İmralı adasına yaklaşım ve oradaki hukuk-politik yönelimler Türkiye’deki demokratik standartların ve siyasal durumun turnusol kağıdıdır.
 
*İmralı adasındaki mutlak iletişimsizlik ve işkence sistemi lağvedilmeden Kürt sorunu ve ona bağlı katmerleşerek artan yoksulluk, açlık, göç ve mültecilik, kadın, kültürel erezyon ve savaşa bağlı ortaya çıkan ekolojik yıkım gibi sorunların çözülmesi mümkün değildir. O nedenle Türkiye’nin demokratikleşmesi meselesinde ve sorunların kalıcı çözümü bağlamında İmralı adasındaki durum kritik önemdedir.
 
*İlk olarak İmralı ada hapishanesinde uygulamaya konulan ve adım adım bütün kara hapishanelerine yayılan siyasi mahpuslara yönelik ayrımcı İnfaz rejimine son verilmelidir. Başta hasta mahpuslar olmak üzere tüm mahpusların temel insan haklarına saygı tekrardan bir standart haline getirilmelidir.
 
*İmralı sistemi bir yönetim tekniği olarak uygulanmaktadır. Bu durum bir istisna hali değil tüm ülke sathına yayılan bir olağan hukuk-politik rejim haline getirilmiştir. İktidarın bekası milyonların geleceğinin önüne geçmiştir.
 
*Sayın Öcalan 24 yıldır her türden gayri ahlaki, gayri insani işkencelerin muhatabı durumundadır. Bu uygulamaların temel amacı, toplumsal muhalefetin demokratik-meşru mücadelesinin ve kurucu politikasının tasfiye edilmesine dönüktür. Bu nedenle tüm toplumsal muhalefet güçlerinin, hukuk ve insan hakları savunucularının öncelikli ve en temel hedefi İmralı sisteminin tümden lağvedilmesi olmalıdır.
 
*Kürt sorunu, kendisini ulaştırdığı kapasite düzeyi itibariyle bir Ortadoğu ve dünya sorunu haline gelmiştir. O halde çözümü de Ortadoğu ve dünya genelindeki gelişmeleri ve sonuçları görülerek gündemleşmelidir. Bunun için de yerküredeki bütün ilerici insanlığın insiyatif alması ve harekete geçilmesi elzemdir.
 
*İmralı mutlak iletişimsizlik halinin geldiği yakıcı ve kaygı verici durumu karşısında CPT’yi bir kez daha sorumluluğa davet ediyoruz. Başta Avrupa’daki dostlarımız olmak üzere bütün hukuk ve insan hakları savunucularının CPT üzerindeki haklı baskıyı sürdürmesini bekliyoruz. Bunun yanı sıra CPT’nin son Ada gözlemlerini derhal kamuoyu ile paylaşması gerektiğini belirtiyoruz.
 
*Bugün gerçekleştirdiğimiz forum kendimizde bir hafıza tazeleme ve yine kendimizle bir yüzleşme toplantısıydı. Bunun gereği olarak da dayanışma ve mücadele ağımızı büyütmek, güçlendirmek ve bunun öncülüğünü yapmanın forum bileşenlerinin temel görevleri arasında olduğu ifade edilmiştir.
 
*Bir hukuk ve politik bilinmezlik alanı olarak güncel tutulan İmralı gerçeği karşısında sadece halk bilgi edinme hakkından mahrum olmuyor. Bu bilinmezlik ortamında siyaset kurumu da manipülasyonların, bilgi kirliliğinin içinde yalpalıyor ve yön kaybediyor. İmralı’daki kaygı verici mevcut haber alamama haline derhal son verilmelidir.
 
*Bütün bu sorunların çözümünün adresi, Kürt sorununun demokratik ve toplumsal olarak çözülmesinden geçmektedir. Kürt sorunun siyasal ve barışçıl temelde çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için Öcalan’ın özgürlüğü kaçınılmazdır.”
 
Açıklama, alkışlar eşliğinde son buldu.