HDK Kadın Konferansı: 14 Mayıs’ta en büyük kadın çıkışını yapalım
- 10:55 28 Ocak 2023
- Güncel
İSTANBUL - HDK Kadın Meclisi 12’nci Genel Kadın Konferansı’nda kadın mücadelesinin sınırları aştığı ve bu döneme damga vuracağı mesajı verildi. Konferansta konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise “Erkek saltanatına son vermek için 14 Mayıs’ta tarihin en büyük kadın çıkışını yapmaya hep birlikte hazırlanalım” diyerek yapılacak olan seçimlere işaret etti.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi, 12’nci Dönem Genel Kadın Konferansı'nı, “İsyanımız erkek egemenliğine, ısrarımız özgür ve eşit yaşama” şiarı ile Labella Davet Salonu’nda gerçekleştiriyor. Konferansı gerçekleştiği salona “İsyanımız erkek egemenliğine, ısrarımız özgür ve eşit yaşama. Jin jiyan azadî” ana pankartı ile “Yeni yaşamı kadınların özgürlük mücadelesi kuracak”, “Jîna’nın saçlarından Nagihan’ın hakikat kalemine birlikte özgürleşeceğiz”, "Dem dema azadiya jinê ye"
, “Kadın mücadelesi yargılanamaz”, “Yoksulluğun cinsiyeti kadın olmayacak, eşit işe eşdeğer ücret”, “Çok dilli çok renkliyiz, Kadın Meclislerinde birlikteyiz” pankartları asıldı.
Konferansa Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, milletvekilleri, Alevi kadınlar, HDK bileşeni siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile çok sayıda kadın örgütü temsilcisi katıldı.
‘HDK hakikati ifade etmektir’
Divan üyelerinin seçimi ile başlayan konferansta, kadınlar 4 farklı dilde selamlandı. Divan üyelerinin seçilmesinin ardından divan adına konuşan Çilem Küçükkeleş, HDK’nin var olan düzene karşı birlikte mücadele hattının oluşturulması için önemli bir siyasi yapı olduğunu vurguladı. Çilem, “Bugün 6’lı masa varsa, sol-sosyalist ittifak varsa HDK fikriyatından oluşmuştur. HDK, Türkiye gerçekliğinde yayılmış güçlenmiş bir siyasi yapılanma. HDK hakikati ifade etmek, peşine düşmektir. Türkiye kadın hareketinin birlikte durduğu yerdir HDK Kadın Meclisi. HDK toplumu büyütmeye, devleti küçültmeye devam ediyor. Hayatın her alanını tecride çevrilmeye çalışılmasına karşı hayatı özgürleştirmeye devam edeceğiz” diyerek kadınlar olarak mücadeleye devam edeceklerini dile getirdi.
Divan konuşmasının ardından özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren kadınlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
‘Kadın mücadelesi çıkışımızın ışığı olacak’
Ardından konuşan HDK Eşsözcüsü Esengül Demir, Afganistan, İran, Rojava'da dahil, direnen bütün kadınları selamladı. Esengül, kadınların faşist ve ırkçı saldırılara karşı hayatta kalma mücadelesi verdiğini dile getirerek, “Kadınlar dayatılan kıskacın içinden çıkmanın yolunu arıyor. Afganistan’da 6 kadın gerici, faşist rejime karşı ölümü göze alarak sokaklara çıktı. İran’da Mahsa Emînî’nin direniş göstermesinden sonra kadınlar özgürlük talebiyle sokaklara yayıldı. Rojava’da kadınlar IŞİD barbarlığına karşı büyük bedellerle verdiği mücadele zafere ulaştı. Biz bu kadınlardan ilham alıyoruz. Biz bu kadınların yürüttüğü mücadelenin bu karanlık sağcı gerici ırkçı dispotik dünyadan çıkışımızın ışığı olacaktır. Türkiye’ye gelirsek AKP-MHP bloğuna karşı mücadeleyi yürütüyoruz. Yaşamın başka seçenekleri olduğunu yaşamda başka hayatlar olduğunu bize dayatılan bu sistemle yaşamak zorunda olmadığımızı biliyoruz. Başka bir dünya mücadeleyle mümkün diyebiliriz” dedi.
‘Savaş siyasetine karşı sessiz kalmıyoruz’
İktidarın, Kürtlere karşı derinleştirdiği savaş siyasetine karşı toplumu sessiz kalmaya zorladığını ancak kadınların bu sessizliği kabul etmediğini ve hakları için sokaklarda mücadeleye devam ettiğini vurgulayan Esengül, “Nefret söylemiyle kutuplaştırma siyasetinin içine hapsedilmeye çalışırsak da çalışalım buna karşı mücadelemiz büyüyerek devam edecektir. AKP-MHP iktidarının yaptığı bir başka yöntem, yönelim var. Kadınlar dönük özellikle özel savaş siyaseti çerçevesinde kolluk güçlerinin kadınlar, toplum ve bu ülkedeki muhalefet üzerindeki baskısını sıradanlaştırmaya normalleştirmeye çalışıyor. Dolayısıyla bu korkunç karanlık günler dünyanın başka yerlerinde yaşanırken bizim topraklarımızda daha katmerli ve sancılı bir şekilde yaşanmaktadır” diye ekledi.
‘Yan yana gelmeye ihtiyacımız var’
Yürütülen savaş politikalarını İpek Er’in katledilmesinden, Gülistan Doku’nun kaybedilmesinden, basın çalışanlarının uğradığı saldırılarda görülebileceğini belirten Esengül, savaş siyaseti yürüten sistem aklına karşı seçimlerin bir araç olduğunu ifade etti. Esengül, “AKP-MHP zihniyetinin bu faşist bloğun gitmesi için seçim aracının da iyi kullanılması gerekiyor. Kadınlar kendisine dayatılan ne yasaları kabul ediyor ne de bu yasalarla kendi haklarının gasp edilmesini. Anayasa değişikliği, ailenin korunması kanunuyla kadınların kazanımlarını kadınların birey olmaktan kaynaklı haklarını da aile kavramı içine sıkıştırmaya çalışıyor. Temel insan hakları bir yasa ile sınırlandırılamaz. Referandum konusu olamaz. Özgür gelecek günlere bizi götürerek yeni bir dünya kurabilmek için daha çok dayanışma, yana yana gelmeye, ittifaklar kurmaya ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
‘Kadınlar yeni yaşamın kurucu gücü’
Ardından konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, ezilenlerin ve kadınların ortak mücadelesini bir çatı altında örgütleyen HDK’nin çok önemli bir misyona ve role sahip olduğunu söyledi. Pervin, ayrıca HDK’nin faşizme karşı tekçi, erkek rejimine karşı güçlü bir alternatif olduğunu vurguladı. Pervin, şöyle devam etti: “Bugün gerçekleştirilen kadın konferansından bütün kadınlar gibi bir kadın partisi olan HDP’de büyük bir güç almaktadır. Bu güçle yoluna devam edeceğini de özellikle belirtmek isterim. Bundan 12 yıl önce, umuda yolculuk sloganıyla yola çıktığımız HDK ile birlikte bugüne kadar kattettiğimiz mesafe bizleri umut etmenin çok daha ötesine taşımıştır, taşımaya devam edecektir. Biz kadınlar yeni yaşamın kurucu gücüyüz diyoruz. AKP-MHP erkek ittifakı da kadınların bu büyük yürüyüşünün ve cesaretinin elbetteki farkındadır. Bu nedenle geride bıraktığımız 2022 yılında da kadınlara açtıkları savaşa dört elle sarıldıklarını hep birlikte gördük ve deneyimledik.”
‘Kazandık kazanmaya da devam edeceğiz’
2022 yılında da erkek faillerin erkek yargı tarafından korunduğunu dile getiren Pervin, iktidarın politikalarının kadınların katledilmesine neden olduğunu ifade etti. Kadınından siyasetçisine, gazetecisinden meslek örgütü temsilcisine kadar her kesimden kadının iktidar ve yandaş medyanın linçine ve saray yargısının tehdidine maruz bırakıldığını belirten Pervin, “Aynı anlayış ve zihniyet devam ediyor. Bizler kadına yönelik şiddetin politik olduğunu biliyoruz. Demokrasi ve eşitlik mücadelesi yürüten binlerce kadın yoldaşımız bugün cezaevlerinde esir tutulmaktadır. Kadınlar göç yollarına sürgünlere zorlanmaktadır. Politik kimliği sebebiyle kadına yönelik saldırılar her gün tırmandırılarak sürdürülmektedir. Genelde bütün kadınlar özelde Kürt kadınlar üzerinde özel bir şiddet ve kırıma uğratma politikası yürütülmüştür yürütülmeye devam etmektedir. Biz kadınlar kadın mücadele tarihimizi ne kadar sömürü baskı ve şiddet varsa ondan daha fazla direniş diyerek mücadele ortaya koyarak kazandık, kazanmaya da devam edeceğiz” diye konuştu.
2023 yılında mücadele büyütülecek
Bütün bu yaşananlara karşı 2022 yılının kadınlar açısından direniş ve mücadele yılı olduğunu söyleyen Pervin, kadınların mücadelesinin geri adım atmadan devam edeceğinin altını çizdi. Pervin, “Kadınlar olarak hakikatlerin izini sürmeye, adaletin arayıcısı olmaya devam ettik bundan sonra da bu mücadelemizi devam ettireceğiz. Kadınlar hukuksuzluklara karşı adalet nöbetlerinde, savaşa karşı barış nöbetlerinde, tecride karşı hukuk ve adalet mücadelesinde ısrar etmeye devam edecek. Hep birlikte bu mücadeleyi büyüteceğiz. Ta ki bütün bu hukuksuzluklar ve tecrit politikası kırılana kadar. 2023 kadınlar açısından tüm bu mücadelelerin daha da büyüceği ve ortak kazanımlara dönüşeceği bir yıl olacaktır” şeklinde konuştu.
‘Mücadelemizin adı 3’üncü Yol’dur’
Gerçekleşecek olan seçimlerin sadece cumhurbşakanlığı seçimi olarak ele alınmaması gerektiğine dikkat çeken Pervin, seçimin tarihi bir seçim olduğunu ve bu seçimin sonuçlarını belirleyenin kadınlar olacağını dile getirdi. Pervin şöyle konuştu: “Ortak mücadele birikimimizin ışığında seçimlere taşıma vaktidir. Bizler demokratik tutum belgemizi açıklayarak seçimlerin startını bir buçuk yıl önce Ankara’da verdik. Emek ve Özgürlük İttifakımızı ve Kürt ittifakımızı kurduk. Bu ittifaklarımızı daha da genişleteceğiz, büyüteceğiz. Zaman eşitsizlikle üzerinden saltanatlarını sürdürenlerin sefasına, buyurganlığına, tekçi anlayışına son verme zamanıdır. 2023 seçimleri bu açıdan tarihi bir fırsattır. Bu fırsatı zafer ile buluşturmak için HDP olarak sorumluluğumuzun farkındayız. Bu farkındalığın yanı sıra tarihsel sorumluluğumuzun gereğini yerine getireceğimizi belirtmek isterim. Bu mücadelemizin adı elbette 3’üncü Yol’dur. Ne statüko ne de restorasyon, yeni bir başlangıç, yeni bir dönem yeni bir yüzyıl diyoruz. Bu iddialarla seçimlere kadar ve ondan sonra da bu yolun yürüyeceğiz.”
'Ortak sesi Emek ve Özgürlük İttifakı'mızda buluşturma zamanı’
Erkek egemen iktidarın yürüttüğü siyaset ile demokratik bir dönüşüm sağlanamayacağını söyleyen Pervin, demokratik düzenin kurucu gücünün kadınlarda olduğunu ifade etti. Pervin, “Kadınlar değiştirecek, dönüştürecek. Gücümüze inanalım daha fazla örgütlenelim mücadele ortaklığımızı daha fazla büyütelim. Tüm kadınların sesi olmak için daha fazla yol alalım. Üreten kadınlar, direnen kadınlar, yaşamı var eden kadınlar, hakça eşitçe kadınca bir yeni düzeni kurabilecek güce ve iradeye sahiptir kadınlar. Şimdi bu iradeyi ortak bir seste HDP’de, Emek ve Özgürlük İttifakımızda buluşturma zamanıdır. Bileşenlerimizle, ittifaklarımızla, bu yolda yürümenin zamanıdır. Bu seçimler bizimdir sevgili kadınlar. Bayların, beylerin söz kurduğu bir düzende değil kadınların inşa ettiği, kadınların sözünü kurduğu ve yönettiği bir sistemde yaşamak istediğimizi özellikle belirtmek istiyorum” dedi.
‘İlham kaynağımız Jin, jiyan, azadî ’
“14 Mayıs’ta tarihin en büyük kadın çıkışını yapmaya hep birlikte hazırlanalım” diyen Pervin, zamanın 8 Mart’tan, Newroz’dan, 1 Mayıs’tan alınan güç ve ortak irade ile seçimleri zafer ile buluşturma zamanı olduğunu söyledi. Pervin, “Erkek saltanatına son vermek için 14 Mayıs’ta tarihin en büyük kadın çıkışını yapmaya hep birlikte hazırlanalım. Her bölgeden her köyden, her evden her işyerinden kadınlarla elbirliği yürek birliği içerisinde olalım. Hep söyledik yine söylüyoruz, bu yüzyıl kadınların yüzyılı olacaktır. İlham kaynağımız motivasyonumuz ve şiarımız tabi ki Jin, jiyan, azadî’dir. Jin diyerek yola çıktık, jiyan diyerek büyüdük, direndik, büyük bir yol aldık. Azadî diyerek büyük özgürlüğü mutlaka kazanacağız” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Salonda bulunan kadınlar Pervin’in konuşmasına “Jin jiyan azadi” sloganı ile karşılık verdi.
‘Eşit ve özgür dünyayı kuracağız’
Daha sonra HDK’nin bileşen siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri sırayla söz aldı. İlk olarak konuşan Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, kadınların her geçen gün yeni bir saldırı ile karşı karşıya kaldığını ifade etti. Canan, “Yürütülen bir savaş var bundan Kürdistan’da ve Rojava’da kadınlar olarak yine biz etkileniyoruz. Savaş politikalarının kadınlar üzerinden yürüdüğünü görebiliyoruz. Savaşa, sömürüye, baskıya karşı biz kadınlar susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz. Ne zaman bir kadın arkadaşımıza bir zulüm olduysa biz orada olduk olmaya da devam edeceğiz. AKP faşizmini kurumsallaştıramadıysa bunun en büyük nedeni kadınlar. O yüzden iktidar en çok kadınlara saldırıyor. Bunlara karşı kadınlar olarak birleşik mücadelemizi yürütmemiz lazım. Bugün buradan Sakine’leri, Sêvê’leri de anmak istiyorum. Mutlaka biz kadınlar kazanacağız. Eşit ve özgür dünyayı kuracağız” dedi.
‘Örgütlenmeliyiz’
Devamında konuşan Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Sözcüsü Kezban Konukçu, HDK’nin toplumsal örgütlenme açısından önemine işaret etti. Kezban, “Biz diyoruz ki sadece seyrederek kazanamayız. Örgütlenmeliyiz. Bu faşizm bize nefes aldırmıyor. Faşizmin en çok yapmak istediği bize nefes aldırmamak, yapamazsınız demek. Biz kadınlarda buna karşı kendi sesimizi yükseltmek için sokağa çıktık ve çıkmaya devam edeceğiz, sesimizi yükselteceğiz” sözlerine yer verdi.
‘Jin jiyan azadî’ sloganı ile devrim olacak
Ardından Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Çiçek Otlu söz alarak gerçekleşecek olan seçimlerin tarihi bir öneme sahip olduğuna dikkat çekti. Çiçek, “Biz kadınlar ilk andan itibaren köle ilan edildiğimizden beri bize yasak denilen elmayı yediğimizden beri yasakları seven ciniz. O elmayı yedik ve yemeye devam edeceğiz. Çünkü 19’uncu yüzyılda Fransız Devrimini yapan, 20’nci yüzyılda Sovyetler Devrimini yapan kadınlar, 21’inci yüzyılın ilk on yılında Rojava’da devrim yaptık. Şimdi İran’da, Rojhilat’ta ‘jin, jiyan, azadî’ diye başlayan belki de bu topraklara gelecek bir devrim söz konusu. 2023 yılında kesinlikle biz kadınların kazanacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit her yere yayıldı’
Konuşmasının devamında 24 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan ve 22 aydır haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridin tüm ülkeye yayıldığına dikkat çeken Çiçek, “Hapishanelerde ağırlaştırılmış şiddet söz konusu. Dışarıdan üç kişi mektup atıyorsun yasak, renkli kağıt göndermek yasak, görüşçü olmak istiyorsun ‘güvenlik soruşturmasına’ tabi tutuluyorsun. Direnişin bol olacağı bir dönem. O nedenle tüm kadın kitleleri, LGBTİ+’ları örgütleyerek AKP-MHP faşist rejimine baş eğmeyeceğimizi, susmadığımızı, korkmadığımızı, yasaklı elmaları yemeye devam edeceğimizi isyanımızla söylüyoruz” diye ekledi.
‘2023’e mücadelemizle damga vuracağız’
Son olarak Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, cezaevlerinde direnen ve Rojava’da DAİŞ’e karşı mücadele ederken yaşamını yitiren kadınları selamlayarak konuşmasına başladı. Elif, “İran’dan, Rojava’ya, Afganistan’da, Türkiye’ye ve diğer ülkelere kadar neleri başardığımızı ve neleri başarabileceğimiz bugün konuşacağız. Birlikte mücadele edeceğiz. Biz ailenin değil kadınların korumasını istiyoruz. Gücümüzü kırmaya çalışan faşist AKP-MHP iktidarına karşı güçlerimizi birleştirerek alanlarda olacağız ve mücadeleye devam edeceğiz. Erkeklerin mobinglerine, sömürmelerine karşı yine dimdik ayakta duracağız. 2022 yılına mücadelemizle damga vurduk 2023’e mücadelemizle damga vuracağız” diye belirtti.
‘Uluslararası dayanışma en kuvvetli silahımız’
Ayrıca Amerika’dan Radical Women oluşumu adına Helen Gilbert da konferansa mesaj yolladı. Mesajda, “Radical Women sizi Amerika’dan yoldaşça selamlıyor. Ayaklanma ve baskı zamanında uluslararası dayanışma en kuvvetli silahımız. Türkiye’deki kadın, LGBTİ+lar, ezilen uluslar, göçmenler ve radikallerin verdiği mücadele bize umut veriyor. Kadınların devrimin öncüsü olması, şimdi her zamankinden daha gerçek. Ve kadınlar ayaklandığında, herkes onlarla ayaklanır. Size verimli tartışmalar ve birlikte çalışma fırsatları diliyorum” denildi.
Konferans, siyasal süreç ve örgütlenme konulu başlıklarla basına kapalı şekilde devam etti.