Rojbin Çetin’in davası yarın: Her adımı suç sayılmış!
- 09:06 23 Ocak 2023
- Güncel
Zelal Tunç
WAN - Onlarca polisin köpekle işkence ederek gözaltına aldığı 2020 yılından bu yana tutuklu bulunan TJA aktivisti Sevil Rojbin Çetin hakkındaki davanın karar duruşması yarın görülecek. Avukatı Ekin Yeter, “Dosyanın varlığı bir bütünen hak ihlalidir” derken, Rojbin’in her adımının suç sayıldığı davanın karar duruşması için katılım çağrısında bulundu.
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında Diyarbakır’da 26 Haziran 2020 tarihinde evine düzenlenen baskında köpekle işkence edilen ve 11 gün sonra da çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu üyesi Sevil Rojbin Çetin hakkında açılan davanın karar duruşması yarın.
Önceki süreciyle birlikte yaklaşık 4 yıldır cezaevinde tutukluluk süresi geçiren Rojbin’e, bu süre zarfında lenf kanseri teşhisi konuldu. Kanser hücreleri, Rojbin’in vücudunun çeşitli yerlerinde kendini göstererek yaşamını tehdit ederken, önce rahim kanseri olarak ortaya çıktı. Lenf kanseri nedeniyle beslenmesine dikkat etmesi gereken Rojbin, cezaevi koşullarında ciddi kilo kaybı yaşıyor, tedavi edilmesi gerekirken, sadece ilaç alarak ayakta durmaya çalışıyor.
Çalışmaları suç sayıldı
Van 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava kapsamında 8 Aralık 2022 tarihinde iddia makamı Rojbin hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla üst sınırdan 15 yıla kadar hapis cezası istedi. 24 Ocak günü görülecek karar duruşması öncesi avukatı Ekin Yeter, Rojbin’e yönelik soyut iddialara ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
Hukuksuzluklar silsilesi
Ekin, Kürt kadın siyasetçi Rojbin’in gözaltına alınmasının sebebinin Mardin’de HDP Yerel Yönetimler Kurulu üyeliği görevi kapsamında yaptığı çalışmalar olduğunu belirtirken, Wan’da ise TJA çalışmalarının illegalize edilerek yine hakkında soruşturma açıldığına değindi. Ekin, “Bu soruşturma nedeniyle kendisine haftanın üç günü imza atması adli kontrol tedbiri konulmuştu. Bir kadın, bir siyasetçinin haftanın üç günü imza atmasını beklemek, bunun bir yıla yakın bir süre devam etmesi süre içinde hiç aksatmamasını beklemek aslında normalin dışında bir beklentidir. Rojbin Çetin’in sağlık sorunlarından dolayı şehir dışında bulunduğu tüm durumlarda kendisi hakkında mazeret dilekçesi vermiştik. Ancak savcılık soruşturmayı tamamlayıp mahkeme aşaması başladığında adli kontrolü ihlal etmesi sebebiyle, kendisi hakkında bir yakalama kararı çıkarılmıştı. Hem bu yakalama kararı, hem de Mardin’deki yerel yönetimler soruşturması kapsamında kendisi gözaltına alındı” dedi.
Üst sınırdan ceza isteniyor
Rojbin’in 26 Haziran 2020 tarihinde onlarca polis ve köpekle işkence edilerek ısırtılarak gözaltına alındığını hatırlatan Ekin, “Gözaltına alındığı süreç bir bütünen hala gözlerimizin önünde kendisinin köpeklere ısırtılarak işkence görmüş olması, onlarca polisin saldırısıyla darp edilmiş olması, tekerlekli sandalye de ısırıklarla ifade vermeye götürülmesi… Bu kabul edilemez bir tutumdu. Gelinen aşamada bu tutukluluğun ardından Rojbin, Van 2’nci Ağır Ceza’da tüm dosyaları birleştirildi. Hem Mardin’de yerel yönetimler dosyası, hem Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH), TJA dosyası ve Edremit Belediye Eşbaşkanı’yken gerçekleştirilen kimi basın açıklamaları da suç sayılarak açılan soruşturmalar birleştirildi. Önceki tutukluluğuyla birlikte 4 yılık bir süredir mahkeme tarafından tutuklu yargılanmakta. Son duruşmada da savcılık ‘örgüte üye olmak’ iddiasıyla üst hadden cezalandırılmasını talep etti” ifadelerini kullandı.
‘Dosyanın varlığı bir bütünen hak ihlalidir’
Ekin, Rojbin’e ilişkin dosyada “suç” olarak tanımlanabilecek bir şeyin olmadığını kaydederken, Rojbin’in, yargılanan tüm Kürt siyasetçiler gibi seçme ve seçilme, siyasi faaliyette bulunma hakkı, örgütlenme özgürlüğü, bu haklar kapsamında tüm düşünce ve ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine dikkat çekti. Ekin, “Bu dosyanın varlığı bir bütünen hak ihlalidir. Bunun özellikle tutuklu gerçekleştiriliyor olması, bütün siyasi faaliyetlerini, bütün aktivist kimliğini sekteye uğratan bir tutum. Hukuk olarak da bir ölçülülük boyutu söz konusu değil. Teknik olarak kabul edilebilir bir yanı yok. Çünkü dosyanın içeriğinde katıldığı basın açıklamaları, geliştirdiği refleksler, toplumsal, siyasal bakımdan kullandığı sözler, kadın cinayetlerine, çocuk istismarlarına ses çıkarması, bu sesi diğer kadınlarla birlikte örgütlenerek platformlar şeklinde dile getirmiş olması suç olarak nitelendirilen şeyler” vurgusunu yaptı.
‘İstisna’ hukuk!
Dosyanın teknik ve hukuki bakımdan kabul edilebilir olmadığı gibi, tarihsel olarak da kabul edilemeyeceğini vurgulayan Ekin, “Rojbin’in dosyası bir bütünen sömürgeci ve Kürtlere uygulanan istisna hukuku gördüğümüz bir dosya aslında. Rojbin’in dahil olduğu siyasi gelenek, gerçekleştirdiği pratikler, attığı her adım suç olarak nitelendirilmiş. Yani şimdi TJA’yı suç örgütü olarak görüyorsun, yerel yönetimleri suç olarak görüyorsun, DÖKH’ün faaliyetlerini suç olarak görüyorsun, burada uygulanan istisna bir hukuktur. Rojbin’in attığı her adım mı senin varlığına tehdit teşkil eden bir unsur. Bu bağlamda da kabulü mümkün değil” değerlendirmelerinde bulundu.
Rojbin’in attığı her adımı devlet ‘suç’ olarak tanımlıyor
Türkiye’nin, ulus-devlet anlayışının tekçi politikalarıyla bir inşa edildiğini söyleyen Ekin, “Bu devlet düzeninde Kürtlerin muhalif olması, ses çıkartıyor olması, bu devlet düzenine aykırı görülecek taleplerde olması direk kriminalize edilip suç olarak nitelendiriliyor. ‘Örgüt üyeliği’ bir çuval gibi tüm pratikler bu çuvalın içerisine dahil ediliyor. Türkiye devleti, bu sömürgeci düzen mekanizmasını hayata geçiren ‘en iyi’ devletlerden bir tanesi. Dönem dönem şiddetini arttırıyor, dönem dönem zayıflatıyor ama şu an geldiğimiz aşamada şiddeti tavan yapmış durumda. Doğal kodlardan, devlet mekanizmasından kopuk, aynı doğrultuda düşünen, muhalif olmayan kesimlerin dahi bağlantılandırıldığı bir süreçteyiz. Bu yüzden Rojbin’in attığı her adım devlet için suç niteliği taşımış durumda” ifadelerine yer verdi.
‘Rojbin toplumda karşılığı olan bir siyasetçi’
“Rojbin’in aktivist ve siyasi kimlikleri ile bulunduğu konum, dokunduğu insanlar, Wan’da bütün kadınların gözünde ışıltı uyandıran bir aktivist, siyasetçidir” diyen Ekin, Rojbin’in toplumda karşılığı olan bir isim olduğunu dile getirdi. Rojbin’in bu kimliği üzerinden cezalandırılmaya çalışıldığına işaret eden Ekin, “Burada kadınlara da bir mesaj verilmek isteniyor. Erkekliğin dışında kadın olmak, yaratma, üretme, üzerine bir şey ekleme… Rojbin bu tanımlamaya karşılık bulan bir kadın siyasetçidir” şeklinde konuştu.
Sağlık sorunları ciddi boyutta
Rojbin’in tutuklu bulunduğu süre içinde ciddi sağlık sorunları yaşadığını ve bu kapsamda ciddi kilo kaybettiğini belirten Ekin, “Rojbin çoğu zaman sağlık konusunda mütevazi bir siyasetçi. Bunu hiçbir zaman gündemleştirmek istemiyor. Kendisinden çok daha ağır sağlık sorunları olan tutsakların olduğunu söylüyor. Ancak Rojbin’in gerçekten çok ciddi sağlık sorunları var. Rojbin lenf kanseri bir tutsak. Zaten hapishaneler için onlarca hasta mahpusun yaşamını yitirdiği, her gün yeni bir cenaze haberini duyduğumuz bir süreci yaşıyoruz. Rojbin de hastalığının niteliği itibariyle hapishanelerde kalacak durumda değil. Düzenli şekilde rutin hastane sevklerinin yapılması gerekiyor. Rutin takibinin yapılması gerekiyor. Hapishanede iki ilaç kullanarak bunu kesinlikle kontrol altına alamaz. Bu hastalığında her şeyi yiyemiyor, istenilen şekilde beslenemiyor. Dolayısıyla sağlıklı beslenmesi de söz konusu değil. Bu durumlar sağlığı açısından ciddi bir risk arz ediyor. Bu koşullarda bulunan bir hasta mahpus olması nedeniyle de tahliye edilmesi gerekiyor” dedi.
Duruşmaya çağrı
Rojbin’in de tüm Kürt siyasetçilerin de dışarıda olması gerektiğini vurgulayan Ekin, şu çağrıyı yaptı: “Kendisinin 24 Ocak’ta karar duruşması var. Toplumsal sözleşmede Rojbin zaten suçsuzdur. Mahkemenin kararı ne olursa olsun bu gerçeği değiştirmeyecektir. Ben tüm kadın derneklerini, kadın platformlarını, kadın örgütlerini duruşmaya katılmaya çağırıyorum.”