Marsilya'da tecride karşı yürüyüş
- 19:15 21 Ocak 2023
- Güncel
HABER MERKEZİ - Marsilya Demokratik Kürt Toplum Merkezi’nin çağrısıyla Canabiere Meydanı'nda toplanan binlerce kişi, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı yürüdü.
CPT’nin İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’ni ziyareti sonrası Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlık ve güvenliği hakkında yaşanan endişelerin giderilmemesi üzerine ve ağırlaştırılmış tecride karşı Marsilya’da yaşayan Kürtler ve dostları eylemleri devam ediyor. Demokratik Kürt Toplum Merkezi (DKTM), Arin Mirkan Meclisi ve Tevgera Ciwanen Şoreşger’in (TCŞ) çağrısıyla halk alanlara aktı. İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Birleşmiş Milletler'e (BM) karşı açılan pankartlar en önde taşınırken, yine Fransızca “Öcalan 23 aydır ağır tecritte”, “Kürt Halk Önderi Öcalan 24 yıldır fiziken tutsak”, “CPT ve AİHM derhal üzerine düşeni yapmalı” dövizleri taşındı. Canebiere’den Avrupa Parlamentosu Marsilya Temsilciliği'ne kadar gerçekleştirilen yürüyüşte sık sık “Be Serok Jiyan Nabe”, “Llberte Pour Ocalan” sloganları atıldı. Yürüyüş sonrası yapılan mitingde kurumlar adına konuşmalar yapıldı.
TCŞ adına yapılan konuşmada, CPT ve diğer Avrupa kurumlarının Kürt halkını oyalama ve yanlış bilgi verme tarzlarından vazgeçilmesi gerektiğinin altı çizildi. Devamında ise şu ifadelere yer verildi: "Komploda olduğu gibi bugün de Avrupa devletleri ve kurumlar Kürtlerin iradesi ile dalga geçmektedir. Ancak biz Avrupa gençliği olarak tekrar dile getiriyor ve uyarıyoruz, CPT gerçekleri açıklamazsa, biz eylemlerimizi farklı bir boyuta taşırız. Herkes bunu bilmelidir."
Daha sonra DKTM adına yapılan açıklama ise şu şekilde:
"Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması için gereken her şeyi yapacağız. 1999’dan beri Sayın Öcalan, zamanla ağırlaşan ağır bir tecritte, hapishane adası İmralı'da esir tutuluyor. 27 Temmuz 2011'den bu yana Sayın Öcalan'ın avukatları ve ailesiyle görüşmesi fiilen yasaklandı. Türk hukukunda bile hiçbir yasal dayanağı olmayan bir yasak. Hapishane tecridi öyle ki, Kürt lider ve mahkum arkadaşlarından haber almak, hatta sağlık durumları hakkında bilgi almak bile mümkün değil. Bu durum hem aileleri ve avukatları hem de toplum için son derece endişe vericidir.
Adalet Bakanlığı’na izin başvuruları hatırlatıldı
Sayın Öcalan'ın fikirleri demokratik yaşamı, Ortadoğu'da barışı, kültürlerin, dinlerin ve halkların bir arada yaşamasını, ekoloji ve kadınların özgürleşmesini esas aldığına göre, onun durumu sadece Kürtleri ilgilendirmiyor. Ortadoğu'daki insanlar kadar uluslararası savunucular da aynı endişeleri dile getiriyor. Avrupa'dan 350 avukat ile Türkiye ve Orta Doğu'dan yaklaşık 2 bin avukat Sayın Öcalan ve tutuklu arkadaşlarını ziyaret etmek için Türkiye Adalet Bakanlığı'ndan izin istedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararlarının uygulanmasının izlenmesinden sorumlu olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (BK), Aralık 2021'de bu davayı ele aldı ve Türkiye'den Eylül 2022'ye kadar mevzuatını "umut hakkı" ile uyumlu hale getirmek için gerçekleştirmeyi planladığı reformlar. Ancak bugüne kadar hükümetin yanıtı taraflara iletilmedi.
Uluslararası kurumlara çağrı
Bu duruma rağmen Avrupa kurumları bugüne kadar herhangi bir adım atmamış ve Türkiye'yi sorumlu tutmamıştır. Avrupa kurumlarının sessizliği ve kendi yasalarını uygulamadaki yetersizlikleri, onları Türkiye'nin insanlığa karşı suçları ve işkence suçlarına ortak yapıyor. Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ne yazık ki hücre hapsi sorunu karşısında oldukça etkisiz ve pasif kalıyor. Misyonunu yerine getirmiyor. Avrupa Birliği'nin yetkili kurumlarını derhal harekete geçmeye çağırıyor ve Türkiye'den Türk Ceza Kanununda Sayın Öcalan'ı cezalandırmak için getirilen 'uzun süreli müebbet hapsi onlarca tutukluya uygulanmadan önce kaldırmasını istiyoruz. AİHM'nin bir kararına göre, bu hüküm Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal etmektedir. Kararlar, Avrupa Konseyi'ni ve yetkili organlarını kendi görev ve sorumluluklarına bağlı kalmaya ve görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz. Uluslararası komploda yer alan tüm güçlere bir kez daha Kürt karşıtı politikalarını gözden geçirmeleri çağrısında bulunuyoruz. Tüm demokratik güçleri de Kürt lider Abdullah Öcalan'ın özgürlük mücadelesini güçlendirmeye çağırıyoruz.”
Eylem, yapılan konuşmalar sırasında sık sık atılan “Öcalan’a Özgürlük” sloganlarına sahne oldu.
Eylem, atılan sloganlarla sona erdi.