Cumartesi Anneleri’ne yönelik polis şiddetinde ‘ihlal’ kararı
- 15:47 20 Ocak 2023
- Hukuk
İSTANBUL - Anayasa Mahkemesi, Cumartesi Anneleri'nin 704’üncü haftalarında gerçekleştirdikleri eylemde polislerin Sebla Arcan Tatlav’a uyguladığı polis şiddetine karşı “kötü muamele ve eziyet yasağı ihlali” kararı vererek, soruşturmada verilen takipsizlik kararının kaldırılmasına hükmetti.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının faillerin bulunması ve cezalandırılması talebiyle her hafta gerçekleştirdikleri eylemlerinin 704’üncüsü için, 22 Eylül 2018’de İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde bir araya gelerek, Galatasaray Meydanı’nda açıklama yapmak istemişti. Ancak Beyoğlu Kaymakamlığı’nın “yasak” kararını gerekçe gösteren polisler, açıklamayı engelleyerek dernek binası önünde toplanan kitleye saldırmıştı. Polisler burada, 21 Mart 1995’te polis tarafından gözaltına alınan ve kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Ali Ocak ile insan hakları savunucusu Sebla Arcan Tatlav'ı darbetmişti. Hastaneden darp raporu alan Sebla, 26 Eylül 2018'de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Ali de kendisine şiddet uygulayan polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Darp ATK raporunda yer aldı
Savcılık, Sebla’nın Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından muayene edilmesini istedi. ATK raporunda ise darp nedeniyle oluşan yaraların “basit tıbbi müdahale ile giderilmeyecek ölçüde” olduğu belirtildi. 2 Ekim 2018’de konuya dair müfettiş görevlendirilmesini ve darbın yaşanıp yaşanmadığının ortaya çıkarılmasını isteyen savcı, darp görüntüleri ve diğer delillerin toplanması ile polislerin de tespit edilmesini istedi.
‘Takipsizlik kararı’ verildi!
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ise 25 Aralık 2018’de, olay günü yaşananların görüntüleri ve yasak kararlarını savcıya gönderdi. Bilirkişinin 22 Ocak 2019’da hazırladığı raporda, polisin “müdahale dozunu artırdığı” ve slogan atan kitleyi kalkanlarla duvarın arasına sıkıştırdığını ifade etti. Savcı, Sebla ve Ali’nin başvurularına dair yürüttüğü soruşturmada 2 Şubat 2019’da kararını açıklayarak, raporlara rağmen “takipsizlik” verdi. Savcı, işkenceye dair delil olmadığını öne sürerek, Sebla ve Ali’nin beyanlarını da “soyut” buldu. Bunun ardından karara yapılan itiraz da İstanbul 11’inci Sulh Ceza Hakimliği tarafından 11 Nisan 2019 tarihinde reddedildi.
AYM başvuruyu reddetti
Daha sonra Sebla ve Ali, 23 Mayıs 2019’da Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. AYM, Ali’nin başvurusunu delil veya rapor sunmadığı gerekçeleriyle reddederken, Sebla’nın başvurusunu kabul etti. AYM ayrıca polisin “güç kullanmaya sebep olacak bir tespit ve delilinin olmadığı”nı paylaştı.
Gerekçeli karar: ‘Orantılı güç’ kullanılmadı
AYM'nin gerekçeli kararında, “(...) kolluk görevlileri kalkanlar ile etrafını çevirdiği, içinde başvurucunun da bulunduğu grubu sadece derneğe yönlendirmiş; derneğe girmek istemeyen grup üyelerine dağılabilecekleri bir alan açmamıştır. Bunun neticesinde başvurucu, oldukça dar bir sokakta başka şahıslarla kalkanlar ile duvar arasında sıkışmış ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek ölçüde yaralanmıştır. Bu sebeple başvurucuya karşı zorunlu bir durumda ve orantılı şekilde güç kullanıldığını söylemek mümkün değildir. Bir kez daha belirtilmelidir ki kişilerin kendi tutumunun zorunlu kıldığı hâller dışında güç kullanmaya yetkili kamu görevlilerinin kişilere fiziksel güç uygulaması kötü muamele yasağını ihlal etmektedir” cümlelerine yer verildi.
Polislerin kimlikleri tespit edilememiş!
Öte yandan Sebla’ya dönük polis şiddetinin “eziyet” olarak nitelendirilmesi gerektiği vurgulanan kararda, soruşturma aşamasındaki eksikliklere yer verildi. Kararda, savcılık tarafından emniyete yazılan müzekkereye rağmen emniyetin talimatları yeterli derecede yerine getirmediğine işaret edilerek, “Bu durum sonuç olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğünün soruşturma dosyasına yalnızca kolluk görevlilerince çekilen kamera kayıtlarını göndermesine ve kimlikleri tespit edilmediği için başvurucuya karşı zor kullanan kolluk görevlilerinin ifadelerinin alınamamasına yol açmıştır” denildi.
Görüntüler incelenmedi, bilirkişiye gönderilmedi
Yine Sebla’nın maruz kaldığı şiddete karşı sunduğu görüntülerin savcı tarafından incelenmediği ve bilirkişiye gönderilmediğinin belirtildiği kararda, bu durumun “büyük bir eksiklik” olduğu ifade edildi. Hakimliğin kararına da dikkat çekilen kararda, “Başvuruya konu olay nedeniyle düzenlenen kolluk tutanaklarında başvurucunun güç kullanımına sebep olacak eylemler sergilediğine ilişkin hiçbir ibare bulunmamasına rağmen Hâkimlik, kolluk görevlilerince düzenlenen tutanaklara göre olayda direnç gösteren başvurucuya karşı zor kullanma yetkisi sınırları içinde müdahalede bulunulduğunu belirterek başvurucunun Başsavcılıkça verilen karara yaptığı itirazı reddetmiştir” diye belirtildi.
AYM incelemeye ‘gerek’ görmemiş!
“Toplantı ve gösteri yapma hakkının ihlali”ne dair talebi değerlendiren AYM, Sebla ile Ali’nin kaymakamlığın yasak kararı nedeniyle yapılamayan oturma eylemine ilişkin şikayette bulunmadığı ve uzun yıllardır Galatasaray Meydanı’nda yapılan basın açıklamasının olay tarihinde aynı yerde yapılmamasına dair herhangi bir “yakınmada” bulunmadığını belirtti. AYM, bu nedenlerden ötürü de ihlal iddiasını incelemeye “gerek” görmediğini paylaştı.
Soruşturma yeniden açılacak
AYM, Sebla’nın başvurusuna “kötü muamele ve eziyet yasağının ihlali” kararı vererek, 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti. AYM ayrıca ihlal sonuçlarının ortadan kaldırılması için soruşturmanın da yeniden açılmasına karar verdi.