Macîde Hesûn: Efrîn işgalcilere kalmayacak!

  • 10:05 19 Ocak 2023
  • Güncel

Medya Üren

AMED - Türkiye ve destek verdiği grupların Efrîn’e yönelik saldırılarının yıldönümünde değerlendirme yapan Kongra Star Fırat Koordinasyonu üyesi Macîde Hesûn, “Efrîn’de ekonomik, ekolojik, insani açıdan büyük bir talan ve yıkım yaşanıyor. Kürtçe yasaklanıyor, Kürt kültürü yok ediliyor, yabancılar Efrîn’e yerleştiriliyor. Ancak hangi yöntemi kullanırlarsa kullansınlar Efrîn işgalcilere kalmayacak” mesajı verdi. 
 
Türkiye ve destek verdiği gruplar 20 Ocak 2018 tarihinde Efrîn’e yönelik saldırı başlattı. Üzerinden 5 yıl geçen saldırılarla Efrîn yakıldı, yıkıldı, kadınlar kaçırıldı, zeytin ağaçları kesildi, ürünler satıldı, kentin demografyası değiştirildi, Kürtçe tabelalar yerine Türkçe tabelalar asıldı. Fidye için binlerce kişi kaçırıldı, esir alındı. Kentten göç etmek zorunda kalan halk, başta Kongra Star olmak özere Özerk Yönetim öncülüğünde yeniden topraklarına dönmek için mücadelesini sürdürüyor. Halkın mücadelesine ve raporlara rağmen uluslararası kurumlar Efrîn’de işlenen suçlara karşı sessizliğini koruyor. 
 
Kongra Star Fırat Bölgesi Koordinasyon Üyesi Macîde Hesûn, Efrîn’e yönelik 5 yıl önce başlayan saldırıları, yaşananları, halkın direnişini JINNEWS’e anlattı. 
 
‘Saldırılar tesadüf değil’
 
Türkiye’nin saldırılarını hatırlatan Macîde, “Saldırılar tesadüf değil.  Daha önceden de birçok kez Efrîn’e saldırı gerçekleştirildi. El Nusra vb. çeteler  farklı yöntemlerle saldırı gerçekleştirdiler. Efrîn her açıdan huzurlu, rahat ve zengin bir kent idi. Ekonomik, doğa ve toplumsal olarak da oldukça iyi ve gelişkindi. Daha çok da Kürtler yaşıyordu. İşgalci Türk devleti, kentin demografyasını değiştirmek, kentteki huzuru bozmak özellikle de göçertmek için saldırı başlattı.  Sadece katliam ve kırımla da sınırlı kalmıyorlar özellikle bu bölgede doğal ve ekonomik kaynaklar açısından zengin olan yerlere saldırıyorlar. Kültürel, dil ve yaşamsal olarak Efrîn halkı çok etkilendi. Ancak halk asla Türk faşizmine yardımcı olmuyor. Halk yürütülen katliam ve şiddetin farkında. 58 gün süren saldırılara karşı halk büyük bir direniş gerçekleştirdi. Türk devleti tüm gücünü Efrîn’e yöneltti yine aynı şekilde çeteleri aracılığı ile de saldırılarını sürdürdü. Sonuçta ne yazık ki Efrîn işgal edildi. Büyük bir göç başladı. Halkın büyük bir bölümü Şehba’ya giderek orada kampa yerleşti” sözleriyle başlayan saldırı dönemini anlattı.
 
Kadınlar öncülüğünde  ‘Çağın Direnişi’
 
Efrîn’e yönelik saldırı sürecinde “Çağın Direnişi” olarak tanımlanan halkın direnişini değerlendiren Macîde, Rojava halkın direnişinin çok önemli ve gurur verici olduğunu belirtti. Macîde, şöyle devam etti: “Kobanê’den Qamişlo’ya kadar tüm Rojava halkı örgütlü bir şekilde Efrîn’e aktı. 2018’deki saldırılara karşı bir kez daha örgütlü gücün ne kadar önemli olduğunun farkına vardık. Ne kadar birlik olabiliriz ve birlikte hareket edebiliriz. Bunu gördük. Özellikle de bu örgütlülüğe kadınlar öncülük etti. 72’den fazla uçak Efrîn’i bombaladı. Bunun yanı sıra karadan Türkiye ve çetelerinin saldırıları gerçekleşti. Buna rağmen de halk 2 ay boyunca büyük bir direniş gösterdi. Büyük bedeller de verildi. Çünkü işgalciler yaşlı çocuk ayırımı yapmıyorlardı. Hiçbir ayırım yapmadan saldırıyorlardı.  Halk çadırlar kurdu ve direnişten geri adım atmadı. Her açıdan hazırlıklar yapıldı. Onlar Efrîn’i 3 günde işgal edeceklerini hayal ediyorlardı. Ancak halk buna izin vermedi.”
 
‘Efrîn ekolojik bir kadın kentiydi’
 
Saldırılardan sonra Efrîn’de yaşanan değişimleri anlatan Macîde, “İşgal saldırılarından sonra Efrîn’de çok farklı bir atmosfer oluştu. Her açıdan hak ihlalleri yaşandı. Nasıl ki savaş sürecinde hiçbir savaş kuralı ve hukuku tanınmadıysa bu gün de hiçbir  kanun tanınmıyor, dikkate alınmıyor. Efrînliler büyük bir baskı altındalar.  Özerk Yönetim sürecinde demokratik bir atmosfer ve huzurlu bir yaşam inşa edilmişti. Efrîn ekolojik bir kadın kenti idi. İnsan hakları konusunda da önemli bir aşamaya ulaşmıştı. Kürtler, Araplar, Süryaniler, Êzidîler kadınlar öncülüğünde Özerk Yönetimi kabul etmişlerdi. Halk içinde bir örgütlülük inşa edilmişti. Bu Çağın Direnişi’nde de kendibini gösterdi. Halkın huzurunun bozulması ile bugün iyi bir tablo göremiyoruz. Türk devleti ve çetelerinin günlük olarak halka yönelik saldırıları karşımıza çıkıyor. Az da olsa haberlerle gündeme de geliyor. Taciz. Tecavüz, işkence, baskı, kadınların kaçırılması, kadınların katledilmesi art arta geliyor. Halk özellikle de kadınlar büyük kaygı içerisinde” diye konuştu. 
 
‘700’den fazla kişi katledildi’
 
 Efrîn’e saldırılar sonrasında kentte yaklaşık 300 bin kişinin göç etmek zorunda kaldığını söyledi. “Başta da belirttiğimiz gibi zorla bir göç ettirme başlattılar” diyen Macîde, “Bu bilinçli olarak yapıldı. Göç ettirilen Kürtlerin yerine Efrînli olmayan Arap, Türkmen, Filistinli yaklaşık 450 bin kişi kente yerleştirildi. İşgalden sonra Efrînlilerin oranı yüzde 25’e düştü. Zaten katliam, kaçırma ve kaybettirmeler ortada. Şimdiye kadar çoğu kadın ve çocuk 700’den fazla kişi katledildi. 600’den fazla kişi işkence edilerek Türkiye’deki cezaevlerine götürüldü. İşkenceden dolayı yaşamını yitiren kadınların sayısı giderek artıyor. Elde edebildiğimiz verilere göre 70’ten fazla kadın tecavüze uğradı ve zorla evlendirildi. Aralarında Êzidî ve Süryanilerin mezarlarının olduğu 28’den fazla mezarlık tahrip edildi” ifadelerini kullandı. 
 
‘Binlerce zeytin ağacı kesildi’
 
Macîde, Efrîn’in doğasının büyük zenginlikler barındırdığını belirterek, kentte büyük bir doğa yıkımının yaşandığını belirtti. Macide, “binlerce zeytin ağacı kesildi, binlerce dönüm arazi yakıldı. Cindires, Şiye ve Hewar Dağı’ndan Efrîn merkezine kadar ağaçlar kesildi. 17 bin zeytin ağacı tahrip edildi, 20 bin ağaç ise kökten kesildi. 75 yeşil alandan 60’i yakıldı, talan edildi. Buralardaki ağaçlar kesilerek Türkiye’ye götürüldü. İşgalin başladığı ilk yıl 70 bin ton, diğer yıllarda da 50 bin ton, 2020’de ise 90 bin ton zeytin çalındı. İşgal sonrası bir savaş ganimeti olarak toprak talan edildi. Vahşice tüm zenginlikleri çaldılar” dedi. 
 
‘Efrîn’de Kürtçe yasaklanıyor’
 
Kürt kenti olan Efrîn’in başka bir kente dönüştürüldüğünü söyleyen Macîde, şunları belirtti: “Dil üzerinde büyük bir asimilasyon yürütülüyor.  O dereceye geldi ki Kürtçe yasaklanıyor. Binlerce Kürt öğretmen işten atıldı. Orada kendi sistemlerini oturtmak için tüm saldırı yöntemlerini meşru görüyorlar ve yürütüyorlar. Kendi kent meclislerini oluşturdular. Burada tek din, tek ulus ve kendi tek yönetimlerini oturtmak istiyorlar. Ancak bu mümkün değil  başarıya da uluşamaz. Efrîn halkımız bu sistem içerisinde yer almak istemiyor.” 
 
‘Efrîn’de yaşayamazlar’
 
“Faşimzin saldırıları devam ediyor” diyen Macide,  son olarak, “Tüm bölge üzerinde aynı saldırılar yürütülüyor. Amaçları tüm Kuzey ve Doğu Suriye’de sınırında ‘güvenli bölge’ oluşturmak. Bu da saldırıların sadece Rojava’ya yönelik olmadığını tüm Kürdistan parçalarına yönelik olduğunu gösteriyor. Ancak Türkiye bir kez buraya girdi ancak bir daha giremez. Tahammülsüzlüğü önceki yenilgiden kaynaklı. Her yerde saldırılarla Kürt kimliğini yok etmeye çalışıyorlar. Bir kez daha insan haklarından yana olduğunu söyleyenlere çağrımız var. Efrîn, Serêkaniyê, Cerablus Türk işgalinin olduğu her yerde tepkilerini göstermeleri gerekir. Özellikle de dünyadaki kadınlar, Efrînli kadınlara destek vermeli. Efrîn için projelerini büyütmeleri gerekir. Katliam ve işgale karşı ses çıkarmalıyız. Çünkü Efrîn halkının isteği, talebi belli. Halkların duyarlı olmasını bekliyoruz. Efrîn halkı topraklarına dönüp, özgürce yaşamak istiyor. Ne yaparlarsa yapsınlar Efrîn işgalcilere kalmacak” değerlendirmesi yaptı.