İkizköy’de yapılmak istenen kömür ocağına ilişkin panel düzenlendi
- 17:54 14 Ocak 2023
- Ekoloji
MUĞLA - Milas İkizköy'de yapılmak istenen kömür ocağına karşı düzenlenen panelde, zeytin ve zeytinyağının ülke ekonomisi ve ekolojisi yönünden önemine değinilerek, son yıllarda zeytin gelirinde düşüş yaşandığına işaret edildi.
Doğa için Sanat Derneği (DİSDER), Muğla Milas ilçesi İkizköy Mahallesi'nde bulunan Akbelen Ormanı'na yapılmak istenen kömür ocağına ilişkin Akbelen Ormanı'nda panel düzenledi. Köylülerden Nejla Işık, akademisyen Ümmühan Gökovalı ve avukat Arif Ali Cangı'nın konuşmacı olarak katıldığı panele, Muğla'nın farklı ilçeleri ve İkizköy'den çok sayıda yurttaş dinleyici olarak katıldı.
İkizköylü Nejla Işık, ömrünü doldurmuş santrallere dikkat çekerek, bu santraller nedeniyle Işıkdere köyünü kaybettiklerini aktaran Nejla, 4 senedir Akbelen'e sahip çıktıklarını dile getirdi. Nejla, “Bu mücadeleyi bu kadar güçlü kılan Işıkdere kaybımızdır. Artık kaybedecek bir şeyimiz kalmadığı için bu mücadeleye girdik. 550 gündür bir ağacımız kesilmesin diye nöbetteyiz. Burada nesli tükenmekte olan 3 kuş türü var. Havamıza, suyumuza, toprağımıza ve zeytinimize sahip çıkıyoruz. Zeytin, kömür uğruna feda edilmez. Toprağımız gitmesin diye çıktığımız yolda artık ormanımız, kuşun, kurdun yuvası gitmesin diye devam ediyoruz. Köyde kendi kendine yetebilen insanlarız. Toprağımızı kaybettiğimiz de her şeyimizi kaybedeceğiz" dedi.
‘Bölgede zeytin turizmi geliştirilmiş’
Ardından konuşan akademisyen Prof. Ümmühan Gökovalı da "Termik santraller kapansa yerine başka ekonomik faaliyet bulanabilir mi?" üzerine yaptığı araştırmadan bahsetti. Araştırma için coğrafi tescil alan zeytin ve zeytinyağı üretilen bölgeleri incelediğini aktaran Ümmühan, şunları söyledi: "Bunların bölgeye kattığı ekonomik etkilerine baktım. Zeytin konusunda bir kümelenme oluşturmuş Manisa Akhisar'a gittim. İspanya'da örgütlü üreticiler gördük. Üreticiler bir araya gelerek zeytin etrafında örgütleniyor. İç ve dış denetimle zeytinin değerlendirildiğini gördük. Bölgede zeytin turizmi de geliştirilmiş. 2020 yılında Milas zeytinyağı da Avrupa Birliği tarafından tescil edilen ilk Türkiye zeytinyağı. Burada da zeytin etrafında örgütlenerek turizm de dahil bir katma değer elde edilebilir. Milas 114 köyünde zeytincilik yapılıyor. Fakat ilçede kaç tane zeytin ağacı olduğu bilinmiyor. Öncelikle bunların belirlenmesi lazım. Araştırmalarında 20 bin ton zeytin ilçeye bir katkı sağlamadan ilçe dışına çıkıyor. Bu zeytin ilçe içinde kalsa 15 zeytinyağı fabrikası açılabilir, 50 tane zeytin işleme fabrikası, 5 tane şampuan ve sabun üretim tesisi kurulabilir. Toplamda 755 kişilik bir istihdam sağlıyor.”
‘Gelir 3 katına çıkabilir’
Ümmühan, zeytin ağaçlarının yüzde 21'inin Türkiye'de bulunmasına rağmen zeytin ekonomisinden yüzde 8 pay aldığına işaret ederek, son yıllarda zeytinden elde edilen gelirde düşüş yaşandığının altını çizdi. Ümmühan, ihraç edilen zeytinyağlarının birim değerinin düştüğünü ifade ederek, “2021 yılında devlet iki termik santrale 260 milyon lira teşvik desteği veriyor. Bu fabrikaların maliyeti ise 240 milyon lira. Yani devlet termik santralinin bir yıl para vermese Milas zeytinden katma değer elde etmek için verse bu tesisler kurulabilecek. Kendi kendini besleyen bir ekonomik sistem yaratılacak. Bu kömür bittiğinde burası ne olacak. Elimizde zeytin gibi bir altın var. Bunun etrafında örgütlenmek lazım. Çok büyük bir potansiyel var yeter ki değerlendirelim. Yeterli destek verildiği takdirde zeytinden elde ettiğimiz gelir 3 katına çıkabilir" diye kaydetti.
‘Mahkeme kararı uygulanmadı’
Son olarak söz alan avukat Arif Ali Cangı ise, bölgede 40 yıldır termik santral ve kömür ocaklarına karşı mücadele verildiğini belirtti. Arif Ali, "O dönem ilk olarak açılan davada bilirkişi raporunda çevre ve canlı yaşamına vereceği zararlar ortaya kondu ve mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Termik santrallerin kapatılması gerekirdi ama o dönemin hükümetleri tarafından Bakanlar Kurulu prensip kararı ve mahkeme kararı uygulanmadı” diye belirtti.
Panel soru-cevap bölümü ile sona erdi.