Colemêrg: Özel savaşın hedefindeki kent

  • 09:34 14 Ocak 2023
  • Güncel
 
 
COLEMÊRG - Özel savaş politikalarının uygulandığı kentlerden biri olan Colemêrg, AKP-MHP iktidarının “Hakkari’de hayat var” sloganının aksine sürdürülen savaşla paralel olarak kriz, şiddet, taciz, yasaklar ve kadın ölümlerinin yaşandığı bir yıl geçirdi.
 
Güney Kurdistan Bölgesi ve İran sınırında bulunan Colemêrg, AKP-MHP iktidarının uyguladığı özel savaş politikalarının hedefinde olan bir kent. Kent Valisi hemen hemen her gün “Huzur ortamı sağlandı” propagandası yaparken, kentteki son 11 aylık süreçte yaşananlar ve iktidarın dilinden düşürmediği "huzur ortamının" tersine gerilim yaşanıyor. Kentte 7 yıldır her 15 günde bir sadece HDP ve demokratik sivil toplum örgütleri (STÖ) için uygulanan “eylem ve etkinlik yasakları” AKP ve onun güdümündeki herkesi es geçiyor. Kentin köyleri ise bu durumdan hiç de azade değil. Jandarma tarafından neredeyse her gün bir köye baskın düzenleniyor, “Özel güvenlik bölgesi” adı altında yasaklı olan yayla ve kırsal kesimlere askeri operasyonlar düzenleniyor.
 
Türkiye’nin KDP ortaklığı ile Güney Kurdistan’ın Avaşîn, Zap ve Metîna bölgelerinde sürdürdüğü savaşın toplum üzerindeki olumsuz etkileri derinleşirken, sınır kendi olan Colemêrg’de son 1 yıldır yaşananlara bakıldığında iktidarın savaş politikalarıyla yarattığı yıkım daha iyi görülüyor. Colemerg’de 2022 yılında öne çıkan hak ihlalleri ve saldırıları derledik;
 
Kentte fiili OHAL
 
Kent merkezinde demokratik haklarını dile getiren siyasetçiler veya yapılan eylemlere katılan kadınlar darbedilerek gözaltına alındı, emniyette ise çıplak aramaya maruz kaldı. Kentte, bugüne kadar gözaltına alınan onlarca kişi polisin kötü muamelesine maruz kaldı. Fiili olağanüstü hal (OHAL) durumu kentte ekonomik, ekolojik, siyasal ve kültürel olmak üzere neredeyse tüm boyutlarıyla yaşamı etkilerken en çok da kadınlara yansıması oldu. Colemêrg’de iktidarın kadınlara yönelik yürüttüğü özel savaş politikalarıyla, özgür kadın fikriyatını engellemek ve kadınları tekrar evlere kapatmak için her yolu deniyor. Kentin özellikle Gever ilçesinde 2016 yılında ilan edilen özyönetim direnişleri sonrası bizzat polis işbirliği içinde yürütülen fuhuş ve uyuşturucu politikaları had safhaya ulaştı.
 
Ekonomik kriz ve göç
 
Savaş bölgesinin her 10 kilometresinde bir kurulan üs bölgeleri ve sınır ticaretinin bitirilme noktasına getirilmesi nedeniyle kırsal bölgelerde yaşayan halk göçe zorlanıyor. İktidarın yürüttüğü savaş politikaları esnafın kepenk kapatmasına neden oluyor. Kentin nüfusu 2018 yılında 286 bin 470 iken, 2021 yılında 278 bin 218’e düştü. 8 bin 252 kişi işsizlik ve kısıtlı imkanlar nedeniyle kentten ayrılmak zorunda kaldı. Esnaf, kriz nedeniyle bankalardan aldığı borçlarla boğuşurken, borçlarını ödeyemeyenler ise kepenk kapatmak zorunda kalıyor. Kadın esnaflar ise zorlu şartlar ve baskılar altında direnerek açtıkları dükkanları birer birer kapatıyor.
 
Kadınlara dijital medya üzerinden yapılan saldırılar
 
Kentte 2022 yılı boyunca AKP-MHP iktidarı tarafından yürütülen savaş politikaları kapsamında “fuhuş listesi” adı altında 42 kadın fuhuş yaptıkları iddiasıyla isimleri ve dijital medya hesaplarındaki fotoğrafları ifşa edilerek intihara sürüklendi. Öte yandan isimleri geçen kadınlar aileleri tarafından doğup büyüdükleri kentlerden zorla Türkiye kentlerine sürgün edildi. Kentte son bir yılda 6 kadın evli oldukları erkekler tarafından sistematik işkenceye maruz kalırken bir kadın da katledildi. Yapılan haberler ve dijital medya üzerinden ele geçirilen araştırma verilerinin yanı sıra onlarca kadın kentte intihar girişiminde bulundu.
 
Gever’de 2022 yılının başlarında 22 Ocak günü 26 kadına ait fotoğraflarla dijital medyada sahte hesaplar açıldı. Bu hesapları açan kişi veya kişiler, kadınların gerçek hesaplarına da taciz ve tehdit mesajları gönderdi. 26 kadından bazıları İnsan Hakları Derneği (İHD) Colemêrg Şubesi’ne giderek olaya ilişkin kadınların hedef alınması ve özel yaşam haklarının ihlal edilmesinden kaynaklı hukuki sürecin başlatılması için başvuru yaptı. 
 
Erkek şiddetinin yol açtığı ölüm ve yaralanmalar
 
Colemêrg’in Gever ilçesinde 5 Aralık günü, S.Ç. adlı erkek, evli olduğu E.Ç. ve yeğeni H.Ç.’yi ateşli silahla ağır yaraladı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık ekibi sevk edildi. Ağır yaralanan H.Ç ve E.Ç. hastanede hayatını kaybetti. Katliamın ardından S.Ç., aynı silahla yaşamına son verdi.
 
 
Colemêrg’in yine Gever ilçesinde bulunan Dize Mahallesi’nde yaşayan, Z.A. (20) isimli kadının evli olduğu B.A. isimli erkek tarafından 6 ay boyunca sistematik işkenceye maruz kaldığı ortaya çıktı. 4 aylık hamile olan Z.A., 30 Mayıs akşamı yeniden şiddete maruz kaldı ve yaşadığı şiddet sonucu evden ayrıldı. Z.A., Wan’da darp raporu alarak, B.A. hakkında suç duyurusunda bulundu.
 
Polislerin umursamazlığı Necibe’nin ölümüne neden oldu
 
Gever’e bağlı Dize Mahallesi’nde yaşayan ve 21 Eylül günü kaybolan Alzheimer hastası Necibe Yücedağ’ın (67)  cenazesi 15 gün sonra ilçenin Gagevran (Aksu) köyündeki dere kenarında bulundu. Necibe polislerinin ihmali sonucu yaşamını yitirdi. 24 saat MOBESE ve fotokapanlarla izlenen ilçede Necibe 15 gün boyunca bir türlü bulunamadı. Necibe’nin cansız bedeni 5 Ekim günü dere etrafında koyunlarını otlatan bir kadın tarafından görüldü.
 
Kadın ve çocuklar zorla operasyon bölgesine götürüldü
 
Gever’e bağlı Şîşemzîn, Xurekana Seyîda ve Xurekana Temo köyleri ile Astenga Reş bölgesinde 26-30 Haziran tarihleri arasında yapılan operasyonda, helikopterler sivillerin tarım yaptığı alanları bombaladı. Operasyon başlatıldığı gün aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 20’ye yakın köylü, operasyon bölgesine götürüldü. 20 kişiden 13’ü daha sonra gözaltına alındı. Köylülerle görüşmek için karakola giden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar darbedildi ve yerlerde sürüklendi. Daha sonra serbest bırakılan 11 kişinin, köylerden bazı kişilerle birlikte yeniden operasyon bölgesine götürüldükleri ortaya çıktı.
 
Her operasyon sonrası işkence
 
Yine Gever’e bağlı Memkava, Dara, Kaport ve Nêbarê köylerinde 17 Eylül’de çatışma çıktı. Memkava köyüne baskın yapan askerler, hamile olan H. Özkaplan ve aynı aileden 10 kişiyi gözaltına aldı. Bölgede gerçekleşen askeri operasyonlarda onlarca kadın suçsuz yere gözaltına alınırken onlarcası ise zorla operasyon bölgesine götürüldü. Gever’de Kışla Mahallesi’nde bulunan 75’inci Yıl Polis Karakolu’nun yakınlarında 2 Ekim gecesi yaşanan patlama sonrası mahalle ablukaya alındı. Polisler, bir ailenin evine baskın düzenleyerek, çocuk ve yaşlıların da aralarında olduğu aile fertlerini darp etti.
 
Aileler ve çocukları fişlendi
 
Hakkari Emniyet Müdürlüğü 5 Ekim günü resmi dijital medya hesabından tartışma yaratan bir paylaşımda bulundu. Paylaşımda, Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Büro Amirliği’nin ilçede “Pusulam Polis” adlı bir uygulama başlattığı duyuruldu. Yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi: “Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Büro Amirliğimizce ‘Pusulam Polis' projesi kapsamında, ilçemizde vatandaşların kaybolduklarında daha kolay ulaşılabilmesi ve mağduriyetlerinin giderilmesi için evleri ziyaret edilip parmak izleri alındı.” Uygulama ile engelli yurttaşların kaybolması halinde kolay ulaşılabilmelerinin hedeflendiği öne sürülerek ziyaret edilen evlerde parmak izleri alınıyor. Uygulamanın bölge halkına dönük fişlemeye neden olabileceği tartışmalarını yarattı.
 
7 kadın siyasetçi ve gazeteciye zorla çıplak arama dayatıldı
 
Gever'de PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplonun 24’üncü yıl dönümü olan 9 Ekim'de yapılan yürüyüşe polis saldırdı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri ve gazeteciler darp edildi. HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik’in ayağı polis işkencesi sonucu kırıldı. Gözaltın alınan 7 kadın siyasetçi ve gazeteciye çıplak arama dayatıldı.