Şiddeti teşhir etmeyi sürdürecekler

  • 09:05 7 Ocak 2023
  • Güncel
 
İZMİR - Kadınlar Birlikte Güçlü’den Didar Gül, erkek şiddetini ve bu şiddeti meşrulaştıran erkek devleti sokaklarda teşhir etmeye devam edeceklerini söyledi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü’ne dönük saldırıda Deniz Poyraz’ı katleden fail Onur Gencer’in yargılandığı davanın 27 Aralık 2022’de görülen duruşmada fail hakkında verilen kararı protesto etmek ve diğer failleri teşhire etmek için eylem yapan Kadınlar Birlikte Güçlü (KBG) İzmir, eylem esnasında polislerce engellenmiş, kadınlar gözaltına alınmak istenmişti. Eylemin ardından Didar Gül, işkence edilerek gözaltına alındı. Didar ifade işlemlerinin ardından serbest bırakldı. 
 
Didar, maruz kaldığı polis şiddetiyle beraber, kadına yönelik suçlarda faillere dönük cezasızlığa dair ajansımıza konuştu. 
 
‘AKP-MHP iktidarı erkek egemen sistemin cisimleşmiş hali’
 
Kadınlar Birlikte Güçlü olarak erkek devlet şiddetine karşı sıkça bir araya geldiklerini söyleyen Didar, şiddetin tek bir biçimi olmadığını ve kadınların, LGBTİ+’ların hayatlarının şiddetle çemberlenmiş durumda olduğunu söyledi. Didar, “Bizi de sadece şiddetin, tacizin, tecavüzün ya da ölüm kalım savaşının içerisinde yaşama savaşı vermeye zorluyorlar. Bu tek müsebbibi toplumdan oluşan erkekler değil tam tersine bu erkek egemen aklın örgütlendiği erkek devletin ta kendisi. Erkek egemen kapitalist sistemin cisimleşmiş hali AKP-MHP faşist iktidarı. Kadınlar Birlikte Güçlü olarak da biz hem erkek şiddetine karşı hem de erkek devlet şiddetine karşı mücadele ediyoruz. Erkek devlet şiddetinden kastımız şu; başta Kürt kadın hareketi olmak üzere kadınlara yönelik gözaltı, tutuklama saldırısı, haber alma hakkımızın garantileri olan kadın gazetecilere yönelik gözaltı, tutuklama saldırıları ya da bir kadının devlet eliyle katledilmesi ve bunların örneklerinden birini de Deniz Poyraz katliamında görmüş olduk. HDP İzmir il binasına bir katil gönderildi ve tek başına bir psikopatlık sonucu buraya gelmediği çok açık. Nerede eğitim aldığından, nerelerden beslendiğinden her şeyden belli olan bir şey” dedi.
 
‘Erkek devlet şiddetini teşhir etmek önemli’
 
Deniz Poyraz davasında mahkeme sürecinde gerçeğin sürekli örtbas edildiğini kaydeden Didar,  bu nedenle Deniz’in sesini duyurabilmek adına eylem düzenlediklerini paylaştı. Didar sonrasında yaşananları ise şu sözlerle özetledi: “Erkek devlet şiddetinin en bariz biçimini orada gördük. Haliyle bunu teşhir etmek devletin kendi mekanizmasını, kendi iç yüzünü, kendi suçunu teşhir etmek olduğu için tahammülü olmuyor ve şiddetle saldırıyor. Biz de Kadınlar Birlikte Güçlü olarak Deniz’in mahkemesinden hemen sonra sokakta olmayı, Deniz’in sesini, Deniz’in isyanını tekrar sokakla buluşturmayı istedik. Orada ilk başta ablukaya aldılar, gözaltı aracını getirdiler, kapıları açtılar sonra da birden vazgeçtiler. Bize ‘Her şey hazır, istersem hepinizi alırım ama istersem de sizi tek tek eve giderken alırım’ mesajını veriyorlar. Bunun karşısında da biz Kadınlar Birlikte Güçlü olarak, ‘biz buradayız susmayacağız da korkmayacağız da. Erkek devlet şiddetine karşı boyun eğmeyeceğiz’ diyoruz. O yüzden de erkek şiddetiyle beraber erkek devlet şiddetini teşhir etmek, devletin erkek yönünü yargısıyla, sistemiyle, şiddetiyle teşhir etmenin önemli bir yerde olduğunu düşünüyoruz.” 
 
‘Katliamdan siz sorumlusunuz dedik’
 
Eylem esnasında İçişleri Bakanı’nın da bu katliamda payı olduğunu ifade etmeleri üzerine polisin eylemi engellemeye çalıştığını belirten Didar, şöyle devam etti: “Nerede bir taciz ve katliam olsa, o kişinin fotoğrafıyla bu ülkenin İçişleri Bakanı’nın yan yana fotoğraflarını görüyoruz. Burada bir suç örgütlenmesi var. Mahkemelerde bir dönem Cumhurbaşkanına hakaretten açılan davaların şimdi neredeyse çoğu benzer bir biçimde Süleyman Soylu’ya hakaret üzerinden alınmış. Orada bir hakaret meselesi yok, bir fikir belirtiliyor ve bundan siz sorumlusunuz diyoruz. Çünkü devlet eliyle yapılmış bir şey var ve bunu gösteriyoruz. O zaman sorumlu değilsen bunu açığa çıkar ve gerçek adaleti sun diyorsun ama suçu çöz ve adaleti sağla dediğin zaman yaka paça kaçırılır gibi gözaltına alınıyorsun. O gün orada benim ve arkadaşlarımın yaşadığı şey tam olarak buydu. Suçluyu gösterdik, bunda devletin parmağı var dedik. Eğer parmağınız yoksa bunu açığa çıkartın dedik. Bu sadece bir psikopatın yaptığı bir cinayet olamaz.”
 
‘Deniz inkar politikalarıyla mücadele eden bir Kürt’tü’
 
Şiddetin, erkek devlet aklından beslendiğine dikkat çeken Didar, Pınar Gültekin davasını da hatırlatarak, fail Cemal Metin Avcı’ya verilen cezada indirim uygulandığını örnek verdi. Deniz’in davasının siyasi bir dava olduğunu kaydeden Didar, “Deniz sadece bir kadın olduğu için katledilmedi. Deniz, imha ve inkâr politikalarıyla mücadele eden bir Kürt’tü. Erkek devlet şiddetiyle mücadele eden bir Kürt kadındı ve Deniz bizim mücadele arkadaşımızdı. Böyle bir sürü tanımı vardı o yüzden Deniz Poyraz katliamının hem kadın hareketi bakımından hem de politik toplumsal mücadele bakımından çok önemli bir yerde durduğunu söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
 
‘Susmadan, korkmadan, itaat etmeden sokaktayız’
 
Son olarak sokaklarda olup mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Didar, “Kadınlar Birlikte Güçlü olarak gözaltı, saldırı, tutuklama her ne olursa olsun biz hem erkek şiddetiyle hem erkek devlet şiddetiyle mücadele etmeye, bunun karşısında durmaya, susmadan, korkmadan, itaat etmeden; Deniz’in, katledilen binlerce kadının isyanıyla sokakta olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.