Sistem korumuyor, yargılamıyor, ölümlerin önünü açıyor!
- 09:03 7 Ocak 2023
- Güncel
Melike Aydın
MANİSA - Farklı tarihlerde üç kadını katleden Necati Akpınar’ın devletin cezasızlık politikalarının bir yansıması olduğunu belirten kadınlar, sistemin korumadığını, yargılamadığını, ölümlerin önünü açtığını söyledi.
Manisa'nın Saruhanlı ilçesinde Necati Akpınar isimli erkek 1984’te ilk, 2003’te ikinci 27 Aralık 2023’te ise imam nikahlı eşi Mutlu Menekşi’yi katletti. Fail, 2 yıl önce Kovid-19 tedbirleri kapsamında şartlı tahliye edilmişti. Cezasını çekmesi gerekenlerin pandemi sürecinde tahliye edildiğini ifade eden kadınlar katliamın cezasızlık politikalarının sonucu olduğuna işaret etti.
‘Düzenlemeler caydırıcı olmalı’
Soruşturma aşaması ve delillerin toplanma aşaması devam ettiği için dosyaya henüz ulaşamadıklarını belirten Manisa Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu’ndan Avukat Emine Özge Arslan, failin cezası bitmeden pandemi koşulları gerekesiyle salındığını dile getirdi. Kanunların suçların önlenmesi için yeterli düzeyde tedbirleri sağlamadığını dile getiren Emine, “Yapılan düzenlemeler caydırıcı ve ceza çekilirken de ıslah edici olması gerekir. Ancak kanunlarımız kişiler üzerinde bu etkiyi yaratmıyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin yanlış olduğunu ve failleri cesaretlendireceğini söyledik. Sözleşme yürürlükte olsaydı ve etkin şekilde uygulansaydı önleyici tedbir kararları çerçevesinde devletin sözleşmenin yüklediği sorumluluklarla bu suçu önleme durumu önlenmemesi halinde de yaptırım uygulanma durumu olacaktı” şeklinde konuştu.
‘Cezasını çekmesi gereken yüzbinler pandemiyde sokağa salındı’
İlk eşini katlettiği için 1984’te cezaevine giren failin tahliye olduktan kısa süre sonra 2003’de ikinci eşini katlettiğini ifade eden Emine, pandemi önlemleri ile 2019’da tahliye edildiğini dile getirdi. Takdiri indirim, ‘kravat indirimi’ veya pişmanlık gibi nedenler ile infaz yasasında yapılan değişikliklerle cezaların tırpanlandığını ifade eden Emine, “Diğer dosyaları görmeden somut bir şey söylenemez. Öncelikle kadına, hayvana, çocuğa, doğaya yönelik önleyici kararları alıp bunların yeterli olmadığı durumlarda da ıslah edici caydırıcı yasaların uygulanması lazım ama etkin mücadele değil sadece cezayı verelim geçelim ya da ne kadar erken çıkarsa belki de devlet bir bakım yükümlülüğünden de kurtulmuş oluyor. Pandemide bu oldu. Yüzbinlerce kişi cezasını çekmesi gerekirken içimizde dolaşıyor. Belki bu kapsamları daraltılmalı farklı infaz yasalarıyla azaltılabilecekken belli suçlarda bunun ihtimali olmamalıydı. Bu örnekte bu şahsın hiç salınmaması gerekirdi” şeklinde ifade etti.
‘Katliam cezasızlık politikasının örneği’
Etkin mücadele için en ağır cezaların verilmesi gerektiğini belirten Emine, “Pandemi koşullarını bahane ederek bu şekilde iki kez ceza almış bir kişinin dışarıda olması cezasızlık politikasını gösteriyor” dedi.
‘Devlet mantığının getirdiği sonuç’
Sistematik olarak bir yaşam hakkı ihlalinin söz konusu olduğunu ifade eden Manisa Kadın Platformu üyesi ve Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Manisa Şubesi Eşbaşkanı Figen Pehlivan da, erkeğin kadına olan şiddetinin engellemediği hatta popülerleştirildiğini dile getirdi. 2022 yılında 334 kadının erkek şiddetiyle katledildiğini, 245 kadının ise şüpheli şekilde ölü olarak bulunduğunu belirten Figen, “Manisa kadına yönelik şiddetten dolayı ölümde Ege Bölgesi’nde birinci sırada. Çocuğa ve kadına yönelik taciz tecavüz cinsel istismarda da büyük bir orana sahip. Ancak bu kente has değil, hukuk devleti olduğunu ifade eden veya hukuku kendi güçler dengesine göre yöneten devletin mantığının getirdiği bir şey” şeklinde konuştu.
‘Sistem kadın katliamını teşvik ediyor’
Pandemi sürecinde adli suçlular salınırken hiçbir cana zarar vermemiş düşünce suçlularının tahliye edilmediğini ifade eden Figen, failin de bu şekilde salındığını dile getirdi. Suçlunun tek başına kişi değil sistem olduğunu dile getiren Figen, şöyle dedi: “Diyor ki sistem öldürürsün, erkeği koruyan ataerkil tarzla yargılarız cezaevine koyarız sonra yeni bir bahane ile dışarı salarız. Öldürülen kadınların yüzde 7’si koruma kararı, tedbir kararı olmasına rağmen öldürülüyor. Korumuyorsunuz, yargılamıyorsunuz, ölümün önünü açıyorsunuz, yargıya başvuranları da aile kavramını öne sürerek şiddet yapanla barıştırmaya çalışıyorsunuz.”
‘Medya kadın katliamlarını meşrulaştırıyor’
Medyanın kadın katliamlarını popüler kültür malzemesi olarak kullandığını, “bir çocuğun annesini katletmesinin kolaylığını” yarattığını ifade eden Figen, böyle bir toplum yapısında kadını katletmenin de doğallaştığını dile getirdi. Kadınların da böylece şiddete boyun eğdiğini belirten Figen, “Zaten devlet hukuk sitemi korumayacak adli mercilerin ötesinde polisiye korumalar alamayacağım, o da yetmeyecek toplumsal olarak şiddete maruz kalacağım. Bunlar insan hayatı kaybının önün açıyor” ifadelerini kullandı.
Failler hep en yakındaki
Erkeğe katletme gücünü ataerkil toplum yapısının verdiğini ifade eden Manisa Kadın Platformu üyesi ve Manisa Eğitimsen Şubesi Kadın Sekreteri Ayşe Yüksel, kadının ekonomik özgürlüğünün de belirleyici faktör olduğunu dile getirdi. Ayşe, şunları dile getirdi: “Kendini geçindiremeyen kadın çocuklarının bakımı için ya da bazen ‘düzelecek’ umuduyla eşine katlanıyor. Sonuç bu tür cinayetler oluyor. Kadın cinayetlerinde failin evli olduğu veya önceden evli olduğu erkekler olduğu görülüyor. Terk edilme veya boşanma talebi erkek için bir cinayet sebebi sayılabiliyor. Çocuklara biz ya da kadınlara polis verdiği öğütlerde ‘tenhalarda yalnız olmayın’ gibi öğütler veriyoruz. Oysa cinayet mahalleri güvende olmaları gereken evlerde katlediliyor.”
‘Cinsiyet eşitsizliği döngüsü eğitimle kırılır’
Cinsiyet eşitsizliğinin eğitimle kırılabileceğini, ders müfredatlarının buna göre düzenlenmesi gerektiğini belirten Ayşe, eşitsizliğe dayalı cinsiyet rollerinin ilkokul ders kitaplarında dahi pekiştirildiğini dile getirdi. Şiddet algısının da değişmesi gerektiğini ifade eden Ayşe, “Kadın duygusal, ekonomik, fiziksel şiddete maruz kalıyor. Çocuklar da evde bu tür şiddete maruz kalıyor. Platform olarak da yaşadığımız her yerde kadın mücadelesi verilmesi gerektiğini ve özgürlüğümüzü kazanabileceğimizi biliyoruz” şeklinde dile getirdi.