Adı gibi ülkesine Güneş’i getirdi

  • 09:01 7 Ocak 2023
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ – Paris'te katledilen "Adı gibi ülkesine ve topraklarına Güneş'i getiren ve onunla yoldaş olan kadın" olarak tanımlanan Rojbîn (Fidan Doğan), 10 yıldır Kürt halkı ve dostlarının yüreklerinde yaşamaya devam ediyor.
 
Yoldaşları tarafından “hakikat arayışının nadide temsilcisi” ve “düş yolcusu” olarak tanımlanan Fidan Doğan (Rojbîn), 17 Ocak 1982’de Mereş’in (Maraş) Elbistan ilçesine bağlı Xançiplak köyünde dünyaya geldi. Bir arkadaşı, aylık kadın gazetesi Newaya Jin’ın 2018’deki Ocak özel sayısında kaleme aldığı bir yazıda “Yüzyıllardır süregelen devlet zulmüne karşı birçok isyanın da anayurdu oldu Elbistan… Celali ayaklanmalarının merkez üslerinden biriydi bu topraklar. Kalender Çelebi ve Baba İshak ayaklanmaları da uğramadan edememişti… Zulme ve haksızlığa karşı hakikat savaşçılarının başkaldırdığı bu geleneğin tarihsel birikimiydi Rojbîn… Bu topraklarda birçok çam, akarsu birikmiş koca bir nehre dönüşmüştü. Rojbîn tarihsel olarak bu nehrin akışı gibiydi…” sözleri ile Rojbîn’i kişiliğinde yeniden yaşam bulan Mereş’in köklü tarihine işaret ediyor.
 
Köyde gençleri örgütledi 
 
Evet Rojbîn, bu topraklardan aldığı tarihsel birikimle büyüdü. Daha yedi yaşında iken anne ve babası siyasi baskılardan kaynaklı Fransa’ya göç etmek zorunda kalan Rojbîn, kardeşleri ile birlikte anneannesinin yanında kaldı. Dokuz yaşına geldiğinde kardeşleri ile birlikte topraklarından kopmak zorunda kalarak Fransa’ya ailesinin yanına göç etti. Burada da Türkiye’de maruz kaldığı asimilasyon politikaları ile yüz yüze kalan Rojbîn, lise öğrenimini Fransa’nın Strasbourg kentinde tamamladı. Ara sıra kardeşleri ile köylerine giden Rojbîn, gençleri köyde bulunan topraklı bir evin ahırında bir araya getirerek toplantı yapıp örgütleme çalışmaları da yaptı.
 
15 Şubat hayatının dönüm noktası
 
Köklerine yabancılaşmadan Fransa toplumu ile ilişkilenen ve yeni dil öğrenen Rojbîn’in hayatındaki dönüm noktası ise PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999 Komplosu ile Türkiye’ye getirilmesi oldu. Rojbîn, o günden sonra Kürt özgürlük mücadelesinde aktif olarak yer alma kararı alarak çalışmalara katıldı.  
 
Karanlığa karşı aydınlığın Fidan’ı
 
Yoldaşı Songül Karabulut o döneme dair Rojbîn için “Haksızlığa, zulme, sömürüye tahammüllü olmayanlardan olan Rojbîn artık yerinde duramazdı. Herkesin daha özgür  yaşayabilmesi için mücadele etmenin kaçınılmaz olduğunun farkındaydı. Ne de olsa karanlığa karşı aydınlığın Fidan’ı olarak doğmuştu Rojbîn. Karanlık hala bu denli hükmünü dayatıyorken buna kayıtsız kalmak kendini inkar olurdu. Bu yüzden hiçbir tereddüt yaşamadan atılmıştı kavgaya. Onun için artık hayatın öteki adı mücadele olacaktı” tanımlaması yapıyor.
 
Diplomasi çalışmaları
 
İlk olarak Strasbourg Kürt Kültür Derneği’nde çalışmalara katılan Rojbîn, gençlik, kadın ve diplomasi çalışmalarında yer aldı. Bulunduğu ortama neşesi, gülüşü ve duruşu ile feyz olan Rojbîn, diplomasi alanındaki çalışmaları ile Kürtler ile Fransa toplumu arasında köprü oldu. Öyle ki Rojbîn’in o gün attığı tohumlar bugün meyve verdi ve Kürtler ile Fransa toplumu arasında bir bağa dönüştü. Rojbîn, yıllarca Fransa, Belçika ve Hollanda kentlerinde diplomasi alanında çalışmalarını sürdürdü.
 
Onun olduğu yerde başarı vardı
Çalışmalardaki azmi, mütevaziliği, başarısı, motivasyonu bugün onu tanıyan herkesin hafızasında tazeliğini koruyor. Yoldaşı Sevgi Karabulut, “Sevgi ve yaşam doluydu Rojbîn. Bunu etrafına adaletlice dağıtmasını da becerenlerdendi. ‘Nasıl yaşamalı’,  ‘Nasıl sevmeli’ sorularına yanıtları vardı. Bundan dolayı içtendi, etkileyendi, örgütleyendi. Onlarca insanı çalışmalara kattı, Kürt mevzusuyla tanıştırıp dost kılmasını başardı. Onun olduğu yerde başarı vardı, sevgi vardı, paylaşımların güzelliği ve tadı vardı. Elini attığı her işi en iyi şekilde sonuçlandırmak için enerjisini amaca odaklayarak çalışırdı. Emeği ile örgütlülüğünü büyüttü. Sözüyle, emeğiyle, disipliniyle, pratiğiyle, sorumluluk duygusuyla halkının sesi oldu” sözleri ile Rojbîn’in kişiliğini özetliyor bir yazısında
 
35 bin imza topladı
 
Kongreya Neteweyî ya Kurdistan- Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris Temsilcisi olan Rojbîn, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için birçok çalışma yürüttü. Eylül 2012’de başlatılan kampanyaya büyük bir emek veren Rojbîn, Fransa’da yıllık periyodlarla gerçekleştirilen Fête de l’Humanité’ye (İnsanlık Festivali) bir grup arkadaşıyla katılarak yaklaşık 35 bin imza topladı. “Kardeş Belediye” çalışmaları da yürüttü. Rojbîn, bununla da yetinmeyerek, Fransa basını ile ilişkiler kurarak yönlerini Kurdistan’a verdi. Rojbîn, bir yandan var olan ilişkilerin kurumsallaşmasını sağlarken, bir yandan da çalışmaları büyüterek mücadeleye birçok yeni çevreyi kazandırdı.
 
Eylemcilerin taleplerini kabul ettirdi
 
Yine Mart 2012’de Strasbourg’da Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi öncülüğünde 15 Kürt tarafından “Öcalan’a özgürlük Kürdistan’a statü” talebiyle başlatılan açlık grevini yakından takip etti. Rojbîn’in yürüttüğü diplomatik çalışmalar sonucunda eylem amacına ulaştı ve Avrupa Konseyi’ne bağlı ilgili kurumlar eylemcilerin altı maddelik taleplerini kabul etti. Açlık grevi ile dayanışma ve taleplerini duyurmak için grev boyunca toplanan 14 bin imza da Dayanışma Komitesi’nde yer alan Rojbîn tarafından Avrupa Konseyi’ne sunuldu.
 
Kürt kadına sıkılan kurşun… 
 
Kadın bilinci konusunda da kendini geliştiren ve bu konuda hassasiyetleri olan Rojbîn, kadın emeğini görmezden gelen, kadını ötekileştiren yaklaşımlar karşısında net tavır sahibi oldu. Bundandır Rojbîn, 9 Ocak 2013’te Kürt kadın mücadelesinin öncü kadrolarından Sakine Cansız (Sara) ve gençlik hareketinden Leyla Şaylemez (Ronahî) ile birlikte Paris’te bulunan Kurdistan Enformasyon Bürosu’nda tetikçi Ömer Güney tarafından suikast ile katledildi. Sara, Rojbîn ve Ronahî’ye sıkılan her kurşun, Kürt kadınına sıkıldı. Mesaj netti.  
 
Tebessümü ile evreni güldüren kadın
 
Bir arkadaşı, katledilişin ardından Rojbîn’in kişiliğini şöyle kelimelere döküyor: “Bir düş yolcusu olarak nadide bir insandı Rojbin. Hakikat arayışının en nadide temsilcilerinden biri olarak tarihe geçti. O’nu tanıyan ya da sadece yanından geçmiş herkes bilirdi ki O, bulunduğu ortama renk katan, tebessümü ile evreni güldüren, duruşuyla farkını ortaya koyan anlam yüklü bir kadındı…”
 
‘Hala Fidanım’ı bekliyorum’
 
Anne Fatma Doğan, bir röportajında kızı Rojbîn’i şu sözler ile anlatıyor: “İlişki kurmasını bilen sosyal bir kızdı. Bundan dolayı çevresi tarafından sevilen, herkes ile anlaşan, inandığı şeyleri başkalarına kabul ettiren bir yapısı vardı. Hiç unutmam, bir gün ‘Anne senin üç tane kızın var, iki tanesi senin olsun, bir tanesi de Kürt halkının olsun. Kürt halkı için çalışsın’ demişti… Ara sıra beni arar ‘sesini duymak istedim anne’ derdi. Fidan bir gün gelecek diye bekliyordum. 15 yıl olmuştu evden ayrılalı. ‘Fidan gel artık yeter’ diyordum. Ben öyle deyince yüzünü ekşitirdi, hoşuna gitmezdi. Bakıyorum üzülüyor, hoşuna gitmiyor üzerine gitmiyordum, konuyu kapatıyordum. Bir gün gelecekti Fidan ve ben hala Fidanım’ı bekliyorum…”
 
50 fotoğraf ile ‘Rojbîna me’
 
Bretonya Kürt Dostluk Derneği Onursal Başkanı André Metayer, yakından tanıdığı Rojbîn’i katledilmesinin ardından 2018’de çıkardığı “Rojbîna me (Bizim Rojbîn)” kitabında 50 fotoğraf ile anlattı. André, Rojbîn’i “Kürt halkının özgürlük mücadelesini, her ortamda güler yüzlü fakat kararlılıkla yürüten hümanist bir militan” olarak tanıtıyor. 35 sayfalık kitapta, onlarca kişi Rojbîn’e dair tanıklığını anlatıyor. André’nin “Kim Rojbin’i katletmeye cesaret etti?” sorusu ile başlayan kitapta, Rojbîn’in kahkaha attığı, ciddi olduğu, şaşkın ve sıcak bakışlarının olduğu kareler yer alıyor. Kitaptaki kimi alıntılar ise şöyle:
 
Fransız şair Paul Elouard: Yaşama açık kolları dışında hiçbir savunması olmayan bir insan öldü.
 
André Metayer: Rojbin, Kürt toplumunun da ötesini aydınlatan gerçek bir güneşti
 
Kürdistan ile Ulusal Dayanışma Koordinasyonu Koordinatörü Joel Dutto: Yaranın kapanması uzun zaman alacak ve izi kalacak, ama kızıl yıldızlı, üç renkli bayrakların dalgalandığını her gördüğümde onun yüzü beliriyor ve saçları, tıpkı Marsilya’da denize bakarken olduğu gibi savruluyor. Katiller kaybetti.
 
France-Kurdistan Derneği Başkanı Sylvie Jan: Unutmaya asla geçit vermeyeceğiz (…) Özgürlük öldürülemez.
 
Babası Hasan Doğan: Fidan (Rojbîn) doğaldı, saf bir yüreği vardı. Gülmeyi seviyordu, gülüşü harikaydı.”
 
Davanın peşi bırakılmıyor
 
Rojbîn "Adı gibi Güneş'i ülkesine ve topraklarına getiren onunla yoldaş olan kadın" olarak hafızalarda yer etti... Katledilmelerinin üzerinden geçen 10 yılda dosyaları tozlu raflara kaldırıldı ve üstü örtülmek isteniyor. Fakat Kürt halkı ve dostları suikastın ardındaki sis perdesi aralanmadan ve gerçek failler ortaya çıkarılmadan bu davanın peşini bırakmamakta kararlı.