Adalet Nöbeti'nden 'tecrit son bulsun' çağrısı

  • 11:08 6 Ocak 2023
  • Siyaset
ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecridin kaldırılması talebiyle başlattıkları Adalet Nöbeti'nde konuşan HDP'li milletvekilleri, tecridin bir an önce son bulmasını istedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri, İmralı F Tipi Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında tutulan ve 21 ayı aşkın süredir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi talebiyle başlattıkları nöbet 12’nci gününde. HDP milletvekilleri Ayşe Sürücü, İmam Taşcıer, Murat Sarısaç, Hasan Özgüneş, Kemal Bülbül, Fatma Kurtulan, Hüseyin Kaçmaz, Mahmut Toğrul, Erdal Aydemir ve Celadet Gaydalı “İmralı’da hukuk uygulansın” ve “Tecrit insanlık suçudur” yazılı dövizler taşıyarak Meclis Dikmen kapısı önünde açıklama yaptı.
 
‘Oligarşik faşizan bir zihniyetle karşı karşıyayız’
 
Aralık ayının 21’inden bu yana tecride karşı Adalet Nöbeti’nin sürdüklerini söyleyen Hasan Özgüneş, ilk günden bu yana tecridin sonlandırılmasını talep ettiklerini belirtti. Tecrit sonlandırılmadığı sürece eylem ve etkinliklerin değişik boyutlarda sürdüreceklerini ifade eden Hasan, “Demokratik ülkelerde hukuk, adalet, vicdan, toplumsal talepler esas alınır. Bugün gelinen nokta itibariyle şunu görüyoruz. Bu ülkede tek adam rejimine dayalı, oligarşik faşizan bir zihniyetle karşı karşıyayız. 23 yıldır İmralı’da başta Sayın Öcalan ve arkadaşları üzerinde bir tecrit uygulanıyor. Bu tecrit uygulaması, ne dini ölçülere ne ahlaki ölçülere ne Türkiye’deki hukuka ne de evrensel hukuka uymuyor. Vicdanların kuruduğu ve hukukun askıya alındığı bir dönemi yaşıyoruz. Tecrit sadece Sayın Öcalan üzerinde sürdürülmüyor. Bütün zindanlarda ağırlaştırılmış bir biçimde uygulanıyor. Son 2 yılda hastalıktan dolayı 142 tutsak yaşamını yitirdi. Bin 605 tutsak hasta Bunların içerisinde 500’den fazlası ağır hasta. Zindanlardaki uygulama 12 Eylül rejimini aratmıyor. Kenan Evren rejimi, zindanlarda 50 tutsağı idam etti ama AKP ve MHP rejimi, hasta tutsakları tedavi ettirmeyerek, fiili idama tabii tutuyor. Aksi halde bu kadar insanın cenazesi çıkmazdı, bu bilinçli ve inceltilmiş bir idam biçimidir. Diğer yaşanan sorunları artık saymaya gerek yok. Bu meselenin bu kadar hem zindanlarda hem İmralı’da ağırlaştırılması ve bir bütün olarak topluma sirayet ettirilmesinin temel iki nedeni vardır” dedi.
 
'Kaos derinleşiyor'
 
Kürt sorunun çözümsüzlüğüne değinen Hasan, Türkiye’de kimsenin can güvenliğinin olmadığına dikkat çekti. Hasan, “Hiç kimse kendisini özgürce ifade edilebilecek, rahatça örgütlenebilecek bir zemin bulamıyor. Bu zihniyetin bu şekilde devam etmesi, Türkiye’yi kaosa sürüklüyor. Biz şunu ifade ediyoruz; eğer İmralı’nın kapıları açılırsa, Türkiye bu cehennem hayatından, bu kirli savaştan, bu zulüm rejiminden kurtulabilir, demokratik, özgürlükçü, hukuka dayalı bir sisteme kavuşabilir. Daha önce şunu açıkça gördük. Oslo görüşmelerinde ve 2012-2013’te yapılan görüşmelerde Türkiye halkları umuda evrildiler. Türkiye rahatladı. Sayın Öcalan’ın şöyle bir sözü vardı son görüşmelerde, ‘Bana imkan yaratılırsa, muhatap bulabilirsem bu savaş ve çatışma ortamını ortadan kaldırabilirim’. Bundan daha güzel imkan olabilir mi? 22 aydan fazla bir zamandır hiç bir hukuki gerekçe gösterilmeden, Sayın Öcalan ve arkadaşları avukatları, ailesiyle görüşemiyor, dış dünyayla bir teması yok. Dolayısıyla hem halklar açısından hem ailesi ve yakınları açısından bir endişe kaynağı oluyor bu durum. Bunun kabul edilmesi mümkün değildir. Bu olumsuzlukların, çatışmaların ve kaosun derinleşmesine zemin oluşturuyor” diye belirtti. 
 
'Mücadelemiz devam edecek'
 
Hasan son olarak şunları söyledi: “Bizlerin talebi, bir an önce İmralı kapılarının açılması, her tutuklu ve hükümlünün hakları olan hakların İmralı ve diğer cezaevlerine demokratik ülkelere yaraşır bir şekilde uygulanmasını talep ediyoruz. Kürt sorununun demokratik çözümünün önünün açılması, sözü olan herkesin sözünü barışçıl bir tarzda söyleyerek sonuca götürülmesi gerekir. Bu Meclis’te demokratik bir zeminde tüm tarafların görüşmeler yoluyla Türkiye’nin tüm sorunlarını, başta Kürt sorunu olmak üzere çözme şansına sahiptir. Siyaset ve iktidarın aciziyetinden kaynaklanan sorunlardan kaynaklanıyor herşey. Bunun için diyoruz, bu tecrit bir an önce kaldırılmalı, avukatları ve yakınları Sayın Öcalan ve diğer tutuklularla görüşmelidir. Biz umutluyuz, mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”