Saldırıların amacı Kürt dili ve kültürünü yok etmek!
- 09:04 31 Aralık 2022
- Kültür Sanat
AMED - Kürt diline dönük artan baskı ve asimilasyon politikalarına değinen Kürt Dil Enstitüsü çalışanı Mine Karakaş, bunun amacının Kürt dili ve kültürünün yok etmek olduğunu söyledi.
Kürtler anadillerini konuştukları gerekçesiyle defalarca saldırıya uğradı, katledildi ve oldukları yerden dışlandı. Geçtiğimiz yıllarda Sakarya’da Kürtçe konuşulduğu gerekçesiyle Kadri Sakçı (43) ve çocuğu saldırıya uğradı. Kadri Sakçı yaşamını yitirirken çocuğu ağır yaralı olarak kurtuldu. Karaman’da ise kendilerini “Karamanoğlu Mehmetbey Ülkücüleri” adıyla tanıtan bir grup, Kürtçe müzik dinleyip halay çeken öğrencileri darp etti. Televizyon kanallarında Kürtçe konuşanlar, sunucular tarafından sansürleniyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) belediyelerine atanan kayyımlar Kürtçe yazılan tabelaları kaldırıp, Kürtçe olan sokak ve cadde isimlerini değiştirdi. Kayyımlar Kürtçeye olan tahammülsüzlüklerinden kaynaklı Kürtçeye dair ne varsa ortadan kaldırmak istedi. Bu yıl içerisinde de Kürtçe birçok oyunun yanı sıra birçok konser de yasaklandı.
Tüm bunlar yaşanırken Kürtler yıllardan beri uygulanan asimilasyon politikasına karşı direnirken Kürtçenin okullarda eğitim dili olması için de ayrıca mücadele veriyor.
Amed Kürt Dil Enstitüsü’nde çalışan Mine Karakaş Kürtçeye dönük politikaları değerlendirdi.
‘Bu dönemde dahi Kürt diline sansür uygulanıyor’
Kürt diline dönük baskıların sadece bu dönemde değil yıllardır var olduğunu söyleyen Mine, her dönemde de asimilasyon politikalarının olduğunu belirtti. Mine, son günlerde ATV kanalında yayınlanan gündüz kuşağı programını sunan Esra Erol’un, kızıyla Kürtçe konuşan kadına sansür uygulamasına değindi. Mine, “Anadilinde konuşan kadına sansür uygulamak aslında Kürtçeye var olan tahammülsüzlüğün ve ırkçılığın göstergesidir. Bu da devletin temelini tek dil ve tek bayrak üzerinde kurmasıdır. Ne kadar Kürtlerle kardeşiz, birlikte yaşıyoruz deseler de kurdukları sistemlerini tekrarlıyorlar. Tekçilik her yerde karşımıza çıkıyor. Parlamentoya baktığımızda herkes orada fikirlerini, taleplerini dile getiriyor. Fakat Kürt milletvekilleri Kürtçe konuştuklarında Meclis’te bilinmeyen dil olarak kayıtlara geçiyor. Kürt dili yokmuş ve konuşulmuyormuş gibi yapılıyor. Bu da Kürt halkının ve Kürtlerin kimliğinin inkârıdır. Bir dilin oluşunu kabul etmek, o dilin halkının, ulusunun, olduğunu kabul etmektir” dedi.
‘Kürtlere ve diline saldıranlar cezasız kalıyor’
Anadilini konuşanların saldırıya maruz bırakıldığını kaydeden Mine, “Kürtçe konuştuğu için saldıranlara, katledenlere herhangi bir ceza verilmiyor, yaptırım uygulanmıyor. Yapanın yanına kalıyor. Cezasızlık politikası olduğu için ve Kürtçeye tahammül olmadığı için bu saldırılar devam ediyor. Sadece saldırı ve asimilasyon yok aynı zamanda Kürtçe ırkçılıkla da karşı karşıya kalıyor. Tüm bunların tek amacı var o da; Kürtlerin dilini, kültürünü, tarihini ve halkını yok saymaktır. Çok iyi bilinsin ki ırkçılığın temelinde yok etmek vardır. Devlet ‘benim sınırımda, benim toprağımda Kürtçe konuşmayacaksın, kültürünü yaşatmayacaksın ve başka bir kimlikle olamazsın ’ diyor” sözlerine yer verdi.
‘Çocuklar anadilleriyle büyümelidir’
Kürtlere şu an yaşatılan her şeyin asimilasyon politikası çerçevesinde yapıldığını kaydeden Mine, “Politikanın amacı Kürtçenin, kültürün ve tarihin unutulmasıdır, her yerde Türkçenin hayata geçirilmesidir. Tabi yapılan asimilasyon politikalarına karşı Kürtçe kursları, Kürtçe kitapları, Kürtçe dernekleri var. Anadil günlük yaşamda, evlerde konuşulmadığı sürece sadece kurslar veya derneklerle olmaz. Okullarda anadilde eğitim olmalıdır ve bunun için de çalışmalar yürütüyoruz. Mesela Kürtçe seçmeli ders olarak okul müfredatlarında yerini aldı. Fakat yabancı bir dilmiş gibi çocuklara seçenek olarak sunuldu. Bu doğru değildir. Biz Kürtçenin okullarda eğitim dili olmasını ve çocukların Kürtçe ile büyümesini istiyoruz. Anadilin yaşamın her alanına sirayet etmesi gerekir. Böylece dilimiz, tarihimiz ve kültürümüz yok olmayla karşı karşıya kalmaz” ifadelerini kullandı.