Zübeyde Zümrüt: Fransa katliamı aydınlatmalı
- 09:07 25 Aralık 2022
- Güncel
ANKARA - Paris'te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’nde yapılan silahlı saldırıyı değerlendiren KON MED Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt, saldırının planlı ve 9 Ocak 2013’te yılında 3 Kürt siyasetçiye yönelik saldırının devamı olduğunu kaydetti. Zübeyde, Fransa'nın katliamı aydınlatması gerektiğini belirtti.
Fransa’nın başkenti Paris’te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’nde Cuma günü silahlı saldırı meydana geldi. Silahlı saldırıda, Emine Kara (Evin Goyi), Kültür Hareketi’nden Mîr Perwer (Mehmet Şirin Aydın) ve Abdurrahman Kızıl katledildi. Saldırıya ilişkin bir kişi gözaltına alındı. Katliamın ardından Kurdistan ve dünyanın birçok yerinde yaşayan Kürtler ve dostları alanlara çıkarken, 9 Ocak 2013 yılında Paris’te 3 Kürt kadın devrimcinin katillerinin açığa çıkarılmamasının yeni katliama zemin hazırladığı değerlendiriliyor.
Sara, Rojbin, Ronahi…
PKK’nin kurucularından Sakine Cansız ile birlikte Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve Kürt Gençlik Hareketi Üyesi Leyla Şaylemez 9 Ocak 2013 tarihinde suikastla katledildi. Kürdistan Enformasyon Bürosu’nda gerçekleştirilen katliamın üzerinden geçen 10 yılda ne Fransa ne de Türkiye’de başlatılan soruşturmada bir arpa yol alınamadı. Katliamdan hemen sonra başlatılan soruşturma doğrultusunda tespit edilen katil Ömer Güney, 8 gün sonra gözaltına alınıp tutuklandı. Olaydan önce, bir yılda 13 kez Türkiye’ye giriş çıkış yaptığı tespit edilen Ömer Güney’in MİT ile ilişkisi ortaya çıktı. Asıl soruşturmanın yürütüldüğü Fransa’da, gizlilik kararı nedeniyle MİT bağlantılı Ömer Güney dışında kimse dosyaya dahil edilmedi.
Türkiye tüm talepleri reddetti
Türkiye’de resmi olarak ilk kez İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerin başlatıldığı bir süreçte gerçekleştirilen katliamın tek sanığı olan Ömer Güney, bağlantıları olduğu iddialarını inkar etti. Ortaya çıkan belgeler, katil Ömer Güney’in geldiği Ankara’da MİT ile olan bağlantıları ortaya çıktı. Katliamla ilgili Türkiye’de başlatılan soruşturmada ise Ömer Güney’in ilk olarak 22 Ağustos 2012 tarihinde Ankara’ya geldiği ve bir gün sonra da Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne çipli pasaport için başvurduğu ortaya çıktı. Ömer Güney’in, yapılan incelemede Türkiye’ye bir yılda 13 kez giriş-çıkış yaptığı, katliamdan 19 gün önce 18 Aralık 2012 tarihinde yine Paris’ten İstanbul aktarmalı olarak Ankara’ya geldiği, 3 gün kaldıktan sonra aynı yolla geri döndüğüne dair uçuş kayıtları belgelendi. Çıkan belgelerle MİT’in katliamı organize ettiği ortaya çıkarken, iddianamede de MİT’in rolü açık bir şekilde yer aldı ama talimatın nereden alındığı netleşmedi. Ömer Güney’in tüm bağlantılarına dair başvurulan tüm talepler ise Türkiye tarafından reddedildi.
Ömer Güney’in şüpheli ölümü nedeniyle dava düştü
Katliamın aydınlatılmasına yönelik başlatılan soruşturma, 2015 yılının Mayıs ayına kadar devam etti. Ardından katil Ömer Güney'in, 5 Aralık 2016’da Fransa’da mahkemeye çıkarılmasına karar verildi. Ancak 3 Kürt siyasetçinin avukatları, duruşma gününe itiraz ederek, duruşmanın daha erken bir tarihe alınmasını istedi. Buna rağmen mahkeme, ilk duruşmanın tarihini bu kez 23 Ocak 2017 tarihi olarak belirledi. Ancak ilk duruşmaya, 37 gün kala 17 Aralık 2016’da Ömer Güney’in “rahatsızlanması” üzerine kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdiği açıklandı. Ömer Güney’in şüpheli ölümünün ardından da dava düştü.
MİT elemanlarının itirafları
Güney Kurdistan’da, 4 Ağustos 2017’de PKK’nin düzenlediği özel bir operasyonla yakalanan MİT sorumluları Erhan Pekçetin ve Aydın Güney’in, Paris Katliamı’na ilişkin Fırat Haber Ajansı’nda (ANF) yayınlanan itiraflarında, katliama giden süreç, infaz emrinin hiyerarşisi ile olaya ilişkin ayrıntılı bilgilere yer verdi. İki MİT sorumlusu, Paris Katliamı’nın tetikçisi Ömer Güney’in Türkiye’ye seyahatlerinde biletlerin MİT’e bağlı bir seyahat acentesi tarafından alındığını belirtti. Yine aynı itiraflarda infaz emirlerinin isimleri açıklandı.
Yeni soruşturma açıldı
MİT üyelerinin itirafları ve Avrupa’da yeni suikast girişimlerine dair bilgilerin ortaya çıkmasıyla birlikte ailelerin ve avukatların girişimleriyle Nisan 2017'de katliamda MİT’in rolüne ilişkin yeni bir ön soruşturma başlatıldı. Yaşamını yitiren Kürt kadın siyasetçilerin aileleri tarafından Mart 2018’de “cinayet emrini verenler ve suç ortaklarının” da soruşturmaya dahil edilmesi için yapılan başvuru sonucu soruşturmanın yeniden ele alınması amacıyla bir anti-terör yargıcı görevlendirildi.
Kürt siyasetçilere dönük katliamı itiraf etti
Fransa yargısı tarafından soruşturmaya getirilen gizlilik kararı devam ederken, son olarak Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı İsmail Hakkı Pekin, 2021 yılının Şubat ayında katıldığı bir televizyon programında PKK’yi kastederek, “Avrupa'daki unsurlarına bir şey yapmamız gerekiyor. Daha evvelden Paris'te yapıldı ama…” sözleriyle katliama dair MİT’in rolüne dikkat çekti.
Bilgiler ‘devlet sırı’ denilerek paylaşılmadı
2018 yılında üç Kürt siyasetçinin aileleri ve avukatlarının yeniden soruşturma açılmasına dair yaptığı başvuruda 4 yıldır yol alınmadı. Soruşturma hakiminin katliama ilişkin Fransız istihbarat servislerinden istediği bilgiler dosyaya verilmedi. Fransız istihbarat servisleri ellerindeki bilgileri "devlet sırrı" olduğu gerekçesiyle soruşturmayı yürüten soruşturma hakimi ile paylaşmayı reddetti.
Kürdistanlı Toplumlar Konfederasyonu (KON MED) Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt, ikinci Paris katliamına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Sorumlu birinci derecede Türkiye’
Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ne dönük saldırının bir tesadüf olmadığını söyleyen Zübeyde, 9 Ocak 2013 yılında 3 Kürt siyasetçinin Paris gibi bir yerde katledildiğini ve 3 Kürt siyasetçinin failleri bulunmadan ve dosyanın apar topar kapatılmasının bir devamı olduğunu kaydetti. Zübeyde, “9 Ocak’ın 10’ncu yılı yaklaşırken, Kurdistan’da ve Avrupa’da insanların çok ciddi bir anma hazırlığı olduğu bir dönemde böyle bir katliamın yaşanması tesadüf değil. Böyle bir katliamın Paris gibi bir yerde yaşanması aslında 10 yıl içinde 3 Kürt siyasetçinin dosyası aydınlatılmış olsaydı biz 3 arkadaşımızı kaybetmeyecektik. Bunun sorumlusu birinci derecede Türkiye ve Avrupa ülkelerinde Türkiye’nin ajanlarının cirit atarak bir şey yapmayan Fransa devleti” dedi.
‘Fransa hükümetinin bu sessizliğini kabul etmiyoruz’
9 Ocak’ta işlenen katliamın aydınlatılmamasının sebebinin bu katliamlara zemin hazırladığını dile getiren Zübeyda, Avrupa’da olan Kurdistanlılardan çok ciddi tepkilerin ve öfkenin olduğunu ifade etti. Zübeyde, “Fransa devleti bu katliamı ve üç Kürt siyasetçinin katledilmesine ortak olmak istemiyorsa derhal bu iki katliamın gerçek faillerini aydınlatması gerekiyor. Sakinelerin dosyaları ile ilgili defalarca başvuru yapıldı ama ne bir cevap verildi ne tek bir adım atıldı. Katil Ömer Günay’ın cezaevinde öldüğünü düşünmüyoruz. Tetikçilerini ya kendileri öldürdüler ya da hala koruyorlar. Fransa devletinin Kürtlere dair bu saldırılara, katliamlara göz yumması, ses çıkarmamasını bu katliamlara ortak olmasını kabul etmiyoruz. Söz konusu Kürtler olunca bütün devletler çok ciddi bir savaş yürütüyor. Bir taraftan Güney Kurdistan’da kimyasal silah kullanıyor, Bakur’da siyasi soykırım yapıyor, Avrupa gibi yerlerde aslı olmayan gerekçelerle Kürtler katlediliyor” diye belirtti.
‘Planlı bir katliam’
Bu katliamların bilinçli ve planlı bir şekilde yapıldığına dikkat çeken Zübeyde, “Bunun sorumlusu Türk devletin kendisidir. AKP ve MHP faşizminin bu talimatı verdiğini düşünüyoruz ve bu yeni planlanan bir saldırı değildir. Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ne saldıran kişiler, çok soğukkanlı içeri girerek katlediyor. Bir tetikçi yayınlanan videolarda açığa çıktı. Bunun bir izahatı olamaz, eğitilmemiş biri bu kadar soğukkanlı bir şekilde katliam yapamaz. Kürt kurumuna saldırarak, etraftakilerine silah sıkarak oradan çıkmaya çalışması öyle basit bir şey değil. Bu bir anda yapılan bir katliamda değil, uzun süre önce bir planlanan bir komplodur. Fransa hükümeti ciddi anlamda bu katliamın açıklamasını yapmak zorunda, hem 3 Kürt siyasetçiye ilişkin hem de bu katliama ilişkin. Çünkü bu katliam 9 Ocak’ın devamı” sözlerini kullandı.