Şebnem Korur Fincancı tahliye edilmedi
- 15:25 23 Aralık 2022
- Hukuk
İSTANBUL - TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklu yargılandığı davanın duruşmasında tahliye edilmedi.
Türkiye’nin Güney Kurdistan’a yönelik saldırılarında kimyasal silah kullanımına ilişkin araştırma yapılması çağrısında bulunan ve AKP-MHP iktidarı tarafından jet hızıyla hedef gösterilip tutuklanan Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı, Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla suçlandığı davanın ilk duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma salonuna alınmadılar
Duruşmayı 700’ün üzerinde avukat gönüllü takip etmek isterken, çok sayıda hukuk örgütü, sanatçı, kadın örgütü temsilcisi, siyasetçi, insan hakları savunucusu, emek ve meslek örgütü temsilcisi de destek amacıyla duruşma salonu önünde bulundu.
Üst sınırdan ceza talebi!
Şebnem ve avukatlarının savunması ardından mahkeme heyeti iddia makamından esasa ilişkin mütalaasını sunmasını istedi. İddia makamı mütalaada, "örgüt propagandası" suçlamasıyla Şebnem için üst sınırdan ceza talebinde bulunarak, tutukluluğunun devamını istedi.
Duruşmaya bir saatlik ara
Avukatların, Şebnem ile bir değerlendirme yapması için duruşmaya ara verilmesi talebi mahkeme başkanı tarafından kabul edildi.
Duruşma devam etti
Bir saatlik aranın ardından duruşma, Şebnem’in avukatlarının esasa ilişkin ek süre talebi ve tutukluluğa ilişkin yaptıkları savunma ile devam etti. Bu esnada duruşma salonundakileri selamlayan Şebnem’e alkışlarla karşılık verildi.
‘Kaçmak’ isteseydim hiç dönmezdim!’
Ardından tutukluluğunun devam kararına ilişkin savunma yapan Şebnem, “Cezaevinde olmak çok zor ama benim gibi bir insan hakları savunucuları için bulunmaz bir nimet. Cezaevinde inceleme yapmak için hep talepte bulunmuştuk, şimdi kendi eliyle cezaevine koymaları bir mucize. Hem mahpusların yaşadığı hem de yaşadıklarımı yazıyorum zaten. Mahpuslar ve memurlar emek sömürüsüne maruz kalıyor. Gözlemlerimi yazıyorum ama tutukluluğumun devamında ‘kaçma şüphesi’, aklın ötesine aşan bir durum. Siz de gayet iyi biliyorsunuz, televizyon yayınının sonrasında pek çok yargılama oldu. Ben Almanya’dan dönmeyebilirdim, dünyanın her yerinde çalışmaya devam edebilirim. Dönmemek bir seçenek ama ben bu ülkenin insanıyım, bu topraklarda yaşayan herkese borcum var. O nedenle tabii ki buraya döneceğim” dedi.
‘Çalışmalarıma devam edeceğim’
Şebnem, “Ben şimdiye kadar devletin verdiği hiçbir görevi üstlenmedim. Ben hep aklımca görev edindim. Merkez Konseyi Başkanlığı görevimi devretme gibi bir durumum yok. O nedenle tutuklu da yargılansam çalışmak zorundayım. 100 binden fazla üyesi olan bir meslek örgütünün, TTB'nin başkanıyım ve onlara saygım var. Ben aklımın gücüyle görevlerimi kendim edindim. TTB bir devlet organı değil denetim organı. Devletin yaptıklarını gözler önüne serme organıdır. Esas hakkında daha sonra savunmamı yapacağım ama adli tıp çalışmalarıma devam edeceğim” sözleriyle savunmasını sonlandırdı. Şebnem salonda bulunanlar tarafından uzun süre alkışlandı.
‘Talimat verenler de yargılanacak!’
İHD Eş Genel Başkanı Avukat Öztürk Türkdoğan da, “Avrupa Birliği’ne bağlı bir televizyon kanalına katılmak ne zamandan beridir suç oldu? Biz buna itiraz ediyoruz. Türkiye, AİHM tespitlerine uymak zorunda. Şebnem Korur Fincancı işkenceye, insan hakları ihlaline karşı çalışmalarıyla bilinir. Tüm dünyadaki insan hakları savunucularının gözü şu anda burada. Biz de özgürlük lehine bir karar çıkmasını bekliyoruz. Her gün yargıya talimat verenler bilsin ki sizin de yargıdan başka sığınacak kimseniz olmayacak” şeklinde konuştu.
‘Adil yargılanma ilkesi ihlal edildi’
Daha sonra söz alan avukat Veli Küçük ise Şebnem’in tutukluluğunu gösterecek hiçbir atılı suçun bulunmadığını dile getirdi. Veli, şu ifadeleri kullandı: “Masumiyet karinesi ve adil yargılanma ilkesi ihlal edilmiştir. Müvekkilimiz doğrudan suçlu ilan edilerek, gözaltında ve sonrasında bilinçli olarak böyle bir muameleye maruz bırakılmıştır. Şu salon 2’nci Dünya Savaşı Almanya görüntüsüdür. Geldiğimiz noktada görüntü iktidar ve siyasi ortağının hasım seçme, kasıtlı olarak yönlendirdiği bir hale dönüşmüştür. Baskı ve gözdağı uygulamalarına, yargının aracı olmaması gerekir.”
‘Karar ile ne fikirleri ne de kimliği değişecek’
Daha önce de dört kere tutukluluğa devam kararı verildiğini ve buna karşı da avukatlar olarak dört kere itiraz ettiklerini söyleyen Meriç Eyüboğlu, “Yüksek güvenlik’ alınarak müvekkilimiz saatlerce 7 tane jandarmayla araçta tutuldu. Bütün kapıları çaldık, onlarca girişimde bulunduk ama müvekkilimizin rahat bir şekilde gitmesini temin edemedik” dedi. Daha önceden hazırlanmış bir mütalaa ile karşı karşıya olduklarının altını çizen Meriç, “Mütalaa ne kadar iddianamenin tekrarı da olsa hangi delili sunsak da açık kapı bırakmayacak. Savunma bu kadar dinlenmeyecek ve karşılığı olmayacaksa o zaman hukuk da bitmiş durumda, bir tiyatronun parçasıyız. Vereceğiniz karar kıymetli, vicdani kanaatle karar vermek zor olabilir. Ama yine de bu ülkenin aydınlık yüzleri, Türkiye’de ve dünyada birçok kişi vereceğiniz bu kararı bekliyor. Ne kimliği, ne kararı ne de fikirleri değişiyor. ‘Cezalandırma’ amacıyla tutuklamaya devam kararı verirseniz tarih bunu da yazacak” ifadelerini kullandı.
Savunmaların ardından duruşmaya 15 dakikalık ara verildi.
Tahliye kararı çıkmadı
Aranın ardından kararı açıklayan mahkeme heyeti Şebnem’in tutukluluğuna devam kararı vererek duruşmayı 29 Aralık’a erteledi.