‘Vekilliğin düşürülmesi Kürtlerin iradelerinin yok sayılmasıdır’

  • 14:20 21 Aralık 2022
  • Siyaset
ANKARA - Tutsak milletvekili Semra Güzel’in vekilliğinin düşürülmesine dair savunma yapan HDP’li Mehmet Rüştü Tiryaki, iktidarın amacının gerçeği ortaya çıkarmak olmadığını belirtti. Mehmet Rüştü, “Semra Güzel’in vekilliğinin düşürülmesi Kürtlerin nezdinde iradelerinin yok sayılmasıdır. Bu Semra Güzel şahsında gerçekleşen bir kumpastır” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) tutsak Milletvekili Semra Güzel’in yasama faaliyetlerine katılmadığı nedeniyle vekilliğinin düşürülmesi yönünde oluşturulan Hazırlık Komisyonu, 8 Kasım’da yaptığı toplantıda tavsiye kararını açıklayarak, vekilliğin düşürülmesi kararı aldı. 
 
Komisyonun kararı Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nda görüşüldü. Oy çokluğu ile Semra’nın vekilliğinin düşürülmesine karar verildi. Karma Komisyon, aldığı karara ilişkin raporunu Meclis Genel Kurulu'na havale etti.
 
Bugün Genel Kurul’da, Semra’nın vekilliğinin düşürülmesine dair görüşmeler başladı. 
 
Semra adına savunmayı HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki söz aldı. Mehmet Rüştü savunmasında, Semra’nın Meclis’te verdiği önergeler, yaptığı çalışmalar, Anayasanın iç hukuku, AİHM kararları, çözüm süreci, İHD’nin çözüm sürecindeki raporları,  Kürt sorunu ve şimdiye kadar milletvekilliği düşürülenlere ilişkin konuştu. 
 
‘Hepimizin vicdanını yaralaması gereken bir gerekçeyle…’
 
Sağlık mazereti nedeniyle bir daha Meclis’e gelmeyen ve hiçbir mazereti olmadığı halde yemin töreninden sonra bir daha Meclis kürsüsünü kullanmayan milletvekillerinin de olduğunu dile getiren Mehmet Rüştü, “Semra Güzel’in vekilliği, hepimizin vicdanını yaralaması gereken bir gerekçeyle, devamsızlık nedeniyle düşürülmek isteniyor” dedi. 
 
‘Amaç gerçeğin ortaya çıkarılması değil’
 
Söz konusu fotoğrafların yayımlanmasıyla birlikte olağan bir Meclis Komisyonu çalışması olarak nitelendirilemeyecek bir süreç işletildiğini aktaran Mehmet Rüştü,  şöyle devam etti: “Bundan yedi yılı aşkın bir süre önce, 2014 yılında ve ‘çözüm süreci’ olarak adlandırılan bir süreçte çekildiği belirtilen, 2017 yılından beridir güvenlik birimlerinin ve cumhuriyet savcılıklarının elinde olan fotoğrafların basına servis edilmesi ve 8 Ocak günü akşam saat 19.47’de fotoğrafların yayımlanmasıyla, Semra Güzel hakkında aralarında AKP ve MHP’li milletvekillerinin ve hükümet üyelerinin de olduğu çok sayıda kişi tarafından bir linç kampanyası başlatıldı, Semra Güzel hedef gösterildi, lekelenmeme hakkı ihlal edildi.
 
Hazırlık Komisyonu Başkanı taleplerimin ikisini de reddetti. Çünkü amaç gerçeğin araştırılması değildi. Halbuki Meclis’e gönderilen fezlekenin ekinde yalnız basına servis edilen fotoğraflar yoktu. Semra Güzel ve Volkan Bora’nın henüz 18, 20’li yaşlarda Şanlıurfa’da balıklı Göl kenarında, Şanlıurfa sokaklarında, kahvehanelerinde çekilmiş onlarca fotoğrafı vardı. Volkan Bora, PKK’ye katıldıktan sonra bu fotoğrafları imha etmemiş, hepsini öldürüldüğünde yanında olan fotoğraf makinasında veya makinanın hard diskinde saklamıştı. Ama dediğim gibi amaç gerçeğin ortaya çıkarılması değil, önceden verilmiş bir kararı şeklen yaşama geçirmekti.”
 
Savunma için iki günden az süre verildi
 
Hazırlık Komisyonu’nun ikinci toplantısında, komisyon üyesi olarak Semra’nın savunmasını yapmasının önünde hukuksal hiçbir engel olmadığını vurguladığını anımsatan Mehmet Rüştü,  “Nitekim karar mercii olan Karma Komisyon’da bir komisyon üyesinin, yine karar mercii olan TBMM’de de bir milletvekilinin savunma yapabildiğini anımsattım. Ancak bir başka milletvekilinin savunma yapması için süre verilmesini istedim. Komisyon, bütün itirazlarıma, Komisyonun çalışmaları için Anayasanın öngördüğü sürenin henüz başında olduğumuzu, yirmi günü aşkın bir süreye sahip olduğumuzu, iki günlük süre verilmesinin savunma hakkının kısıtlanması anlamına geleceğini, Komisyonun çoğunluğunu oluşturan AKP’li vekillerin bir an önce karar vermek için olağanüstü çaba sarf ettiğini ifade etmeme rağmen, Semra Güzel’i savunmak üzere görev vereceği milletvekiline savunmayı hazırlaması için 2 Şubat 2022 tarihine kadar, yani iki günden az bir süre verildi” şeklinde konuştu. 
 
Çözüm sürecindeki atmosfer
 
“Örgüt üyesi” diye tanımlanan insanların yüzde 99’unun Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olduğuna dikkat çeken Mehmet Rüştü, “Anneleri var, babaları var, çocukları var, kardeşleri var, kuzenleri var, dayıları var, halaları var, teyzeleri var veya Semra Güzel’de olduğu gibi sevdikleri var. Bu ülkede, kimisi destekler, kimisi desteklemez fakat doğru bulduğumuz bir dönem yaşandı ‘çözüm süreci’ dediğimiz bir süreç yaşandı. O çözüm sürecinde biz orada milletvekilliği yapan insanlarız. Batman’da, Hakkâri’de, Şırnak’ta, Mardin’de, Bitlis’te, Iğdır’da, bölgenin tamamında bir sürü insan çocuklarını görmeye gitti, kardeşlerini görmeye gitti, yakınlarını görmeye gitti ve bunların hepsini aslında güvenlik görevlileri biliyordu yani bazı illerde minibüs duraklarına sorduğunuzda nerede olduklarını söylüyorlardı. Semra Güzel de böyle bir dönemde, o olumlu dönemde, olumlu havanın, olumlu rüzgârların yaşandığı bir dönemde duygusal ilişki yaşadığı arkadaşını görmeye gidiyor, bu olay bu kadar açık ve net. Buna başka anlamlar yüklenmesi büyük bir haksızlık olacaktır” dedi. 
 
İHD’nin çözüm sürecindeki verilerine değinen Mehmet Rüştü, herhangi bir insanın PKK kamplarına gitmiş olmasının tek başına soruşturma konusu olamayacağını sözlerine ekledi.
 
‘Kürt sorunu ülkenin en ağır ve en temel sorunudur’
 
“Kürt sorunu bu ülkenin en ağır ve en temel sorunudur” diyen Mehmet Rüştü,  bu sorunun şark ıslahat planları, ölüm, tutuklama, sürgün, kayyım ile çözülemeyeceğini belirtti. Mehmet Rüştü, “Bu savaşı sürdürmekten başka bir şeye hizmet etmez, etmemiştir. Güvenlikçi siyaset, sorunlarla yüzleşme yerine onları ertelemektir, görmezden gelmektir, bürokrasiye havale ederek en sonunda da yok etmeye çalışmaktır. İnsan olma ereğinden çıkmaktan başka anlama ifade etmez. Politik olarak da kanlı bir çıkmaz dışında bir denklem yaratmaz. İşte bizim barış siyasetimiz, Kürt halkının, Türkiye halklarının barış mücadelesi tam da o gençlerin hayatlarını kurtarmaya dönüktür. Bu ülkede tek bir insanın burnu dahi kanamasın, her türlü sorun diyalog ve müzakere yöntemleriyle çözülsün ısrarıdır. Bunun oldukça zor olduğunun farkındayız. Barışı inşa etmenin zor olduğunun bilincindeyiz. HDP yıllardır bunun bilinciyle bunun ciddiyetiyle siyaset yapıyor” dedi. 
 
‘Silahın da çatışmaların da sorumlusu iktidar politikasıdır’
 
Semra’nın yer aldığı fotoğrafların kriminalize edilemeyeceğinin altını çizen Mehmet Rüştü, “Ortada bir Kürt sorunu vardır, onlarca yıldır sürüyor, iktidarın bu meseleyi kriminalize eden yaklaşımı sorunu ağırlaştırıyor, daha fazla cana mal oluyor, ölümleri beraberinde getiriyor. Silahın da çatışmaların da sorumlusu bu politikalardır! İktidar, demokratik siyaset yollarını kapatmakta, sonra da o insanlarla temas kuran herkesi terörist ilan etmektedir. Bu aslında topyekûn olarak bir halkla mücadele edildiğinin göstergesidir. Maalesef bu yaklaşım onlarca yıldır sürüyor” sözlerine yer verdi. 
 
‘Süreç bozulmasaydı onca insan ölmeyecekti’
 
Çözüm sürecinin sonlandırılıp çatışma ve katletme siyasetinin hızlandırılmasıyla katliamlar ve sokağa çıkma yasakları sonucu neredeyse her gün sivil insanların yaşamını yitirdiğini vurgulayan Mehmet Rüştü, süreç bozulmasaydı, bu ölümlerin olmayacağını ekledi. Mehmet Rüştü, “Bugün iktidarın Türkiye’de yarattığı gergin ve kutuplaştırıcı siyasi atmosferden kaynaklı en konforlu davranış biçimi söz söylememek veya Semra Güzel’in aleyhinde konuşmaktır. Fakat bu davranış biçimi, ülke gerçeklerine bir kez daha gözünü kapatıp, kulaklarını tıkayarak ölüm siyaseti izleyenlerin yapmak istediği hezeyana gelmek anlamına gelecektir” şeklinde konuştu. 
 
‘Demokratik siyasete vurulan bir darbe’
 
Mehmet Rüştü, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde yaşayan Kürtler Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin süreci, gözaltına alınmasına ilişkin süreci izledi bugün de vekilliğinin düşürülmesini izliyor. Toplumun büyük bir kesimi dokunulmazlıkların kaldırılmasını ve vekilliklerin düşürülmesini demokratik siyasete vurulan bir darbe olarak görüyor. Türkiye toplumu bu süreci böyle okuyor. Dokunulmazlıkların kaldırılması ve vekilliklerin düşürülmesi Kürtlerin hafızasında çok daha ciddi bir yaraya sahiptir. DEP’lilerden bugüne Kürtler bu süreci iradelerine bir saldırı olarak görüyor. 
 
Semra Güzel şahsında gerçekleşen bir kumpas
 
DEP davası gibi, 4 Kasım Darbesi gibi, Leyla Güven’in Musa Farısoğulları’nın vekilliklerinin düşürülmesi gibi, Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi gibi, bugün Semra Güzel’in vekilliğinin düşürülmesi de Kürtlerin nezdinde Kürtlerin iradesinin yok sayılmasıdır. Kürtler başta olmak üzere toplumun geniş kesimleri siyasi çıkar amaçlı, bir vekilin daha vekilliğinin düşürülmesine rıza göstermiyor. Muhalefetin de bu hakikati iyi görmesi gerekir. Bu Semra Güzel şahsında gerçekleşen bir kumpastır. Dokunulmazlığın kaldırılması için verilen her oy bu kumpası desteklemek; demokratik siyasete karşı darbeci ve baskıcı siyaseti onaylamak anlamına gelecektir.
 
Dokunulmazlık zırhı
 
Parlamentoda çoğunluğa sahip olan iktidar grupları her zaman, siyasi nüfuzlarını kullanarak veya siyasi tuzaklar kurarak özellikle muhalefete mensup milletvekillerinin yasama faaliyetine katılmasını engellemeye, bu milletvekillerini kontrol altında tutmaya ve giderek bunları siyasi alanın dışına itmeye çalışabilirler. Anayasalar ve onları tamamlayan yasalar, parlamenterleri dokunulmazlık zırhıyla donatarak bu ihtimali ortadan kaldırır. Böylece demokratik sistemin işlemesi için vazgeçilmez bir unsur olan muhalefet işlevlerini gereği gibi yerine getirebilir.”
 
‘Demokratik siyaset sahnesinden men etmek için bir araç’
 
Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için şimdiye kadar Meclis’e yüzlerce dosya geldiği bilgisini veren Mehmet Rüştü, “20 Mayıs 2016 tarihine kadar Parlamento tarihinde 40 milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırıldı. Dokunulmazlıklar süreci çoğu zaman Türkiye siyasetinde Kürt Siyasi Hareketi ile Türkiye devrimci ve demokrasi güçlerini demokratik siyaset sahnesinden men etmek için bir araç olarak kullanılageldi” ifadelerini kullandı. 
 
‘Ülkenin iyiliğini istemeyenler’
 
“Çözümsüzlükte ısrar edenler bu ülkenin iyiliğini istemeyenlerdir” diyen Mehmet Rüştü,  şöyle konuştu: “Bu mesele aslında Kürt sorunun çözümsüzlüğü meselesidir. Sadece yakın tarihe baktığımızda bu çözümsüzlük siyasetinin ülkemizden neler götürdüğünü çok rahatlıkla görebiliriz. Türkiye, demokratik diyalog ve barışçı çözüm yöntemiyle Kürt sorununu çözebilseydi savaş için harcanan bu paralar eşit ve adil bir ekonomi için harcanabilecek ve birçok toplumsal, ekonomik sorunu daha kısa zaman içinde ve daha rahat bir şekilde çözmüş olacaktı.
 
Türkiye enkaz haline dönüşmüş durumda
 
Bugün gelinen nokta itibariyle Türkiye bütün kurumlarıyla bir enkaz haline dönüşmüş durumdadır. Açlık ve yoksulluğun ezber edildiği bir toplumsal yaşama mahkum edilen Türkiye’de, AKP-MHP ittifakı ile yolsuzluk, rant, torpil politikaları savaş çığırtkanlığı tarafından bastırılmaktadır. Barışı, müzakereyi, demokratik yol ve yöntemleri tercih dışı bırakan iktidar anlayışları ile Türkiye geçmişten miras aldığı çözümsüzlük sonucu ortaya çıkan kayıpları geleceğe de bu anlayışla taşımaktadır. İkinci yüzyılda Türkiye, demokratik cumhuriyetin kurulacağı ve barış içinde yaşatılacağı bir Türkiye olacak ise en büyük anahtar Kürt Sorununun demokratik yollarla çözümünün ivedilikle gerçekleştirilmesi olacaktır.”
 
Ne olmuştu? 
 
HDP’li tutsak Milletvekili Semra Güzel’in yasama faaliyetlerine katılmadığı nedeniyle vekilliğin düşürülmesi yönünde oluşturulan Hazırlık Komisyonu, 8 Kasım’da yaptığı toplantıda tavsiye kararını açıklayarak, vekilliğin düşürülmesi kararı aldı. Karar, bu kez Anayasa ve Adalet Karma Komisyonu’nda görüşüldü. Komisyonda, oy çokluğuyla Semra Güzel’in vekilliğinin düşürülmesine karar verildi. Karma Komisyon, aldığı karara ilişkin raporunu Meclis Genel Kurulu'na havale edecek. Genel Kurul, Semra’nın milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili nihai kararı verecek. 
 
Karma Komisyon, Semra’nın 2022 yılında 5'i Haziran ayında olmak üzere Genel Kurul'un 6 birleşimine özürsüz veya izinsiz katılmaması sebebiyle Anayasa’nın 84’üncü maddesi doğrultusunda milletvekilliğinin düşürülmesine oy çokluğu ile karar verdi.