GÖÇİZDER’den üye ve yöneticilerinin duruşmasına çağrı

  • 14:55 24 Ekim 2022
  • Güncel
 
İSTANBUL - Tutuklanan 16 üye ve yöneticilerinin serbest bırakılmasını isteyen GÖÇİZDER, 13-14-15 Aralık’ta görülecek olan duruşmalara katılım çağrısı yaptı.
 
Göç İzleme Derneği (GÖÇİZDER), tutuklanan 16 üye ve yöneticileri için Şirinevler’de bulunan dernek binalarında basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV) İstanbul Temsilcisi Ümit Efe, Anadolu Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER), Kürt Araştırmaları Derneği (Enstîtûya Kurdî), İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Marmara Temsilciliği, Hafıza Merkezi ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyeleri katıldı. Toplantının yapıldığı salona tutuklanan 16 üye ve yöneticinin olduğu “Hak savunucularına özgürlük” pankartı asıldı. Basın metnini GÖÇİZDER’den Gülnarin Demirel okudu.
 
‘Karalama kampanyası’
 
Derneğin hak savunuculuğu alanında ürettiği kitaplar, raporlar hakkında yasak ve toplatma kararı alındığını hatırlatan Gülnarin,  “Sabah, Hürriyet, Yeni Şafak gazeteleri ve A Haber ile diğer tüm merkez ve yerel medya organlarına servis edilen yanlış bilgilerle karalama kampanyaları yapılmıştır. Bu iddialar tamamen yalan bilgiler olup hazırlanan ise komik denilecek türden ve suç olacak herhangi bir bilgi içermekten uzaktır” şeklinde konuştu.
 
Paraların transfer edildiği yerler açıklandı
 
Gülnarin, raporda yer alan 29 para transferinin suç olmadığını ifade ederek paraların transfer edildiği yerleri şu şekilde açıkladı: “Eğitim-sunum ödemeleri, maaş ödemeleri, konaklama ödemeleri, matbaa giderleri, rapor tanzim giderleri, hukuki destek giderleri. Bu giderler olağan ve yasal giderlerdir. Bütün bu transferler makbuz karşılığında ve hazırlanan projeler içerisinde tanımlanmış giderlerdir. Ve bir daha söylemek gerekirse hazırlanan iddianamede de bu transferler suç unsuru olarak tanımlanmış değildir.”
 
Verileri paylaşıldı
 
GÖÇİZDER’in, zorunlu göç alanında çalışan ve bu göçlere ilişkin her türlü verileri toplayıp kamuoyu ile paylaşan bir dernek olduğunu paylaşan Gülnarin,  bu kapsamda göç edenlerin sorunlarına ilişkin çalışmalarının suç olarak görüldüğünü belirtti. Gülnarin, “Doğrudan mevcut iktidarın sorumluluk taşıması nedeniyle ‘sokağa çıkma yasakları’ ve buna ilişkin yaşanan göçlere yönelik çalışmalarımız bizi hedef haline getirmiş ve arkadaşlarımızın tutuklanmasına neden olmuştur. Bilindiği gibi Türkiye Devleti tarafından 2015-2016 yılları arasında, Kürt illerinde ilan edilen sokağa çıkma yasakları sürecinde yaklaşık 500 bin insan yerinden edilirken 1 milyon 809 bin kişi de dolaylı olarak bu süreçten olumsuz yönde etkilendi. Bu süreçte yaşanan çatışmalar nedeniyle tahmini rakamlara göre 3 bin 638 kişi yaşamını yitirdi. 16 Ağustos 2015’te Muş'un Varto ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağından başlayarak 1 Mart 2018 tarihine kadar geçen süre içerisinde toplam 11 il ve en az 49 ilçede resmi olarak tespit edilebilen en az 299 sokağa çıkma yasağı ilan edildi” bilgilerini paylaştı.  
 
Çıkarılan yayınlar suçlama konusu
 
Gülnarin, yasaklanan ve suçlama konusu olarak yöneltilen yayınlara dair şunları aktardı: “2015-2016 sokağa çıkma yasaklarında kadınların göç hikâyeleri, 90'larda yerinden edilen gayrimüslimlerin göç hikâyeleri, 90’larda yerinden edilen Kürtlerin göç hikâyeleri, Türkiye’de Yerinden Edilenlere Yönelik Hak Arama Kılavuzu, sokağa çıkma yasakları ve zorunlu göç sürecinde kadınların yaşadıkları hak ihlalleri raporu. Göç İzleme Derneği insan hakları kurumudur. Tutuklanan arkadaşlarımız insan hakları savunucularıdır.  İnsan haklarını savunmak suç değildir. İnsan hakları savunucusu arkadaşlarımızı serbest bırakın.”
 
13-14-15 Aralık’taki duruşmalara çağrı
 
Daha sonra TİHV adına söz alan Ümit Efe, demokrasilerin olmazsa olmaz unsurlarının sivil toplum örgütleri olduğunu paylaştı. Muhalif düşünceleri temsil eden, gerçekleri açıklayan ve raporlar yazan çalışmalara tahammül gösterilmediğini vurgulayan Ümit, “GÖÇİZDER’in iç ve dış göçe dair araştırdıkları her konu bugün sorgulanmaktadır. Biz insan hakları savunucuları olarak sivil topluma uygulanan bu hukuksal taciz ve saldırıların durdurulmasını, bu çalışmaların her şeye rağmen devam edeceğini ve yanlarında olduğumuzu belirtmek isteriz. 13-14-15 Aralık’ta mahkeme günleri belirlenmiştir ve biz bu süreci sonuna kadar takip edeceğiz” dedi.