İki gazetecinin imzası ‘Barış Grubu’ haberinde
- 09:03 11 Ekim 2022
- Güncel
HABER MERKEZİ - Tutuklanan Haber Müdürümüz Safiye Alağaş ve katledilen Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi ve gazeteci Nagihan Akarsel’in imzası ilk kez 2009’da DİHA’da mesleğe başladıklarında yan yana geldi. İki gazetecinin ilk haberi ise PKK Lideri’nin çağrısıyla gelen “Barış Grubu” oldu.
Biri 16 Haziran’da tutuklandı, diğeri 4 Ekim’de siyasi suikastla katledildi. Uzun yıllardır gazetecilik yapan Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi Nagihan Akarsel ve Haber Müdürümüz Safiye Alağaş’ın yolları yıllar önce Dicle Haber Ajansı’nda (DİHA) kesişti. Erkek-devlet ideolojisine karşı kalemleriyle mücadele eden iki gazeteci o dönem önemli haberlere imza attı. Nagihan’ın ilk imzalı haberi 18 Ekim 2009’da yayınlandı. Safiye ile birlikte yaptığı haberde Nagihan, Sosyalist Enternasyonal Kadın Sekreteri Marlene Haas’ın PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile Kandil ve Maxmur’dan gelen Barış Grubu’na, dünyadaki savaş ve barış deneyimlerine ilişkin değerlendirmelerini paylaşıyor. Safiye, 8 Haziran’da gazetecilere yönelik gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınarak, 16 Haziran’da 15 meslektaşı ile tutuklandı. Nagihan ise Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde 4 Ekim günü KDP-MİT işbirliği ile gerçekleştirilen suikastta katledildi.
İşte iki gazetecinin ortak haberi…
“Sosyalist Enternasyonal Kadın Sekreteri barış gruplarını karşılayacak
SAFİYE ALAĞAŞ / NAGİHAN AKARSEL
İSTANBUL (DİHA) - Sosyalist Enternasyonal Kadın Sekreteri Marlene Haas, savaşın kadınlar açısından farklı problemleri gündeme getirdiğini, savaşın ve çatışmaların olduğu her yerde kadının barış görüşmelerine dahil edilmesi halinde amaca daha çabuk ulaşılacağını söyledi. Haas, bu sorunun Filistin ve İsrail'de olduğu gibi Türkiye'de de üzerine gideceklerini vurguladı. Haas PKK Lideri Öcalan'ın çağrısı ile Türkiye'ye gelecek olan barış gruplarını karşılamak için Silopi'de olacağını söyledi.
Dünya genelinde 156 kadın örgütünün üye olduğu Sosyalist Enternasyonal Kadın Sekreteri Feminist Marlene Haas, barışa yönelik çalışmalarda dünyanın her yerinde kadının çok önemli bir yeri olduğunu belirterek, Filistin'de ve İsrail'de barış sürecine kadınların da katılmasına yönelik yapılan çalışma ve görüşmelerin Türkiye'de de PKK, DTP ve hükümetle yapılacağını, bu kurumların kadınların sözlerini dikkate almaları, kadınları barış sürecine dahil etmeleri yönünde girişimlerinin olacağını ifade etti. Haas, PKK Lideri Öcalan'ın çağrısı ile Türkiye'ye gelecek olan barış gruplarının Kürt sorununda demokratik barışçıl çözüm için önemli bir adım olduğunu ve kendisinin de bu grupları karşılamak için Silopi'de olacağını söyledi. Öte yandan Sosyalist Enternasyonal'in dünyadaki en eski ve en kapsamlı kadın organizasyonu olduğunu vurgulayan Haas, amaçlarının kadınların ve erkeklerin politika ve diğer alanlarda eşitliği olduğunu dile getirerek, sadece İsveç parlamentosunda yüzde 50 kadın üyenin olduğuna dikkat çekti.
'Savaşın değişmez kurbanları kadınlardır'
Kadınların yaşadığı ortak sorunlara değinen Haas şöyle dedi: ‘Bunun en başında yoksulluk geliyor. Sonra kadınların eğitime dahil edilmemesi. Birçok ülkede kadınlar eğitim almıyor-alamıyor. Kadına yönelik şiddet her yerde ve aynı zamanda savaşlarda kadınlar her zaman kurban oluyor. Örneğin Filistin'de olduğu gibi Türkiye'de de kadınlar savaş kurbanı. Biz istiyoruz ki buna yönelik bir çalışma yapalım ve bize üye olan üç Kürt partisinin -Türkiye'den DTP, İran'dan ve Irak'tan da birer tane Kürt partisi- kadınlarının bir araya geleceği bir kadın toplantısı düzenleyelim ve Kürt kadınların durumunu bu toplantıda ele alalım. Aslında böyle bir toplantıda uluslararası bir çözüm üretebiliriz. Önce DTP ile konuşmamız gerekiyor.’
DTP'li kadınların enerjisi Enternasyonal'e güç katıyor
Öte yandan Türkiye'de Kürtlerin içinde bulunduğu durumun trajik olduğunu sözlerine ekleyen Haas, Türkiye'de 20 milyon Kürdün var olduğunu, anadillerinin anayasal güvenceye alınmadığını belirtti. Kürtlere yönelik baskıların devam ettiğinin altını çizen Haas şöyle devam etti: ‘Türkiye'deki parlamento Türklere verdiği hakları Kürtlere de vermelidir. Bu sadece 20 milyonu değil tüm Türkiye'yi ilgilendiren, kötü ve olumsuz bir durum. Ayrıca DTP'li kadınlarda Sosyalist Enternasyonal'e de olumlu etki yapan çok büyük bir enerji var. Kadının savaştaki durumu ile ilgili Sosyalist Enternasyonal'in 1907'de yapılan bir toplantıda aldığı 'Kadınlar barışın konuşulduğu masada mutlaka yer almalı ve bunu bir parçası olmalı.’ Kararının takipçisi olduklarını ve kadını barış sürecine katmak için farklı çalışmalar yaptıklarını anlatan Haas; ‘Örneğin, Filistin ve İsrail'de her iki ülkenin başbakanlarıyla konuştuk ve 'bu savaşı bitirmek için kadınları katmalısınız' dedik, Türkiye'de de benzer bir durum söz konusu. PKK, DTP ve devletle konuşarak kadınların sözlerini dikkate almaları ve barış sürecine kadınları dahil etmeleri yönünde çalışmalarımız olacak’ dedi.
‘Kürt kadınlarının barışı mutlaka getireceklerine inanıyorum’ diyen Haas sözlerini şöyle sürdürdü; ‘Kürt kadınlarının barış yürüyüşünde yanlarında olmak isterim. Daha öncekilere yönelik ne yazık ki çok ayrıntılı bilgim yok. Ancak bu dönemde barış için yapılan bu adımı destekleyeceğim. Bunun için Diyarbakır'a gideceğim ve barış gruplarını karşılayanlara dahil olacağım. Ayrıca artık devletin de buna uygun adımlar atmasının zamanı gelmiştir.’
Sosyalist Enternasyonal Kadın Örgütü; 1907'den bu yana toplanıyor
1907 yılında Sosyalis Enternasyonal bünyesinde kurulan ve Dünya genelinde 156 kadın örgütünün bir araya elemsiyle oluşturulan Sosyalist Enternasyonal Kadın Örgütü yılda 4 kez toplanıyor. Toplantıları bir çeşit iletişim aracı olarak gören sosyalist kadın temsilcilerin bir sonraki toplantısı İspanya'da olacak ve kadınlara uygulanan şiddet tartışılacak. Örgüt sorunları sadece tartışmıyor, sorunlu bölgenin hükümetleri ile de görüşmeler yaparak baskı oluşturuyor.”