Ankara Barosu Genel Kurulu: Kadınlar öldürülürken baromuz ne yaptı?
- 16:43 8 Ekim 2022
- Hukuk
ANKARA - Ankara Barosu’nun 2 gün sürecek 67’nci genel kurulu başladı. Kurulda konuşan, kadın avukatlar İranlı kadınların direnişi selamladı. Avukatlar, “Dokunulmazlıklar kaldırıldığında baromuz ne yaptı? Kadınlar öldürülürken, baromuz yeterli mücadele verdi mi?" diye sordu.
Ankara Barosu 67’nci Olağan Genel Kurulu, Nazım Hikmet Kültür Sanat Merkezi’nde başladı. Mevcut Baro Başkanı Mehmet Eren Turan’ın yeniden aday olmadığı seçimlerde, Avukat Hakları Grubu’ndan (AHG) Hakan Gönenç, Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu’ndan (ÖÇAV) Linda Sevinç Hocaoğulları ve Demokratik Sol Avukatlar Grubu’ndan (DSA) Mustafa Köroğlu, Ankara Barosu’nun yeni yönetimi için 22 bin üyenin oyları için yarışacak.
Sabah saatlerinde Ankara’da hakim olan yağışlı havaya rağmen, başkan adayları kendilerini ve yönetimlerini tanıttığı stantlar kurdu. Alana gelen avukatlara stantta yer alan ve kendilerini tanıttıkları broşürler dağıtıldı. Özgürlük Çağdaş Avukatlar (ÖÇAV) üyesi ve tek kadın aday olan Sevinç Hocaoğulları’nı temsil eden stantta, “7-8-9-19-11 Kasım’da Silivri’deyiz! Tutuklu avukatlara özgürlük, Av. Selçuk Kozağaçlı, Av. Barkın Timtik, Av.Oya Aslan’a özgürlük” pankartı asılırken, İran’da “ahlak polisleri” tarafından katledilen Jîna Mahsa Amînî’nin “Jin Jiyan Azadi” sloganın yer aldığı fotoğrafı, Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan demans hastası Aysel Tuğluk ve açlık grevinde yaşamını yitiren Ebru Timtik’in fotoğrafları yer aldı.
Genel Kurul’un ilk gününde Ankara Barosu Yönetim Kurulu’nun faaliyet, hesap ve denetim raporları ile bilanço uygulamaları görüşüldü. Ardından adaylar kürsüye çıkarak kendilerini tanıttı.
İranlı kadınlar selamlandı
ÖÇAV grubu adına kürsüye çıkan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatlarından Sinem Coşkun, İran’da katledilen Jîna Mahsa Amînî için direnen kadınları selamlayarak konuşmasına başladı. Farklı siyasi gündemlerle genel kurullarını gerçekleştirdiklerini kaydeden Sinem, “Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz, iktidarın ve devletin faşist uygulamalarını her geçen gün daha da artırarak ileri götürerek, toplumsal her yapıyı ve kurumu özgürlük ağlarında güvenlik çeperine yanaştırmaya çalışarak bu şekilde topluma ve muhalefeti terbiye etmeye yönelmiş bir iktidarla karşı karşıyayız” dedi.
Sinem, Ankara Barosu’nu bugüne kadar yöneten kadronun herkese taviz verdiğini kaydetti. Sinem, baronun iktidara karşı bir adım atarak gerektiği gibi hareket etmediğini belirtti.
‘Adaletsizlik kapıya dayanınca ne yapacağız?’
ÖÇAV grubu adına da Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatlarından Ceren Yılmaz konuştu. Ülkede süre gelen ekonomik kriz, siyasal kriz ve yargı krizi olduğunu ifade eden Ceren, yargının tüm uzuvları ile birlikte bir rüşvet çarkına girdiğini aktardı. Ceren, “Biz avukatız, iyi avukat oluruz diyebilir miyiz? Adaletsizlik kapımıza dayandığında ne yapacağız? Adaletsizlik kapımızı kırdı ve gözümüzün önünde. Her gün onlarca meslektaşımız gözaltına alınıyor, tutuklanıyor ve intihar ediyor. Adliye önünde bir basın açıklaması dahi yapamıyoruz. Biz iyi avukatlar tanıyoruz, ülkenin dört bir yanında onlarca avukata eğitim vermiş Selçuk Kozağaçlı’yı tanıyoruz. Meslektaşımızın tutukluğu 6’ncı yılına yaklaşıyor. İyi avukat olmalarının yanında ezilenlerin yanında olmaya mücadele ediyorlardı. Avukat arkadaşlarımızın yargılanması bir hukuksuzluk zinciriyle oluşuyor. Meslektaşlarımız 2018 tarihinde tahliye olmuşlardı ancak bu karar 10 saat sonra değiştirildi ve meslektaşlarımız tutuklandı. Ama biz bu duruma alışığız” diye belirtti.
‘Adaletsizlik zincirini hep birlikte kıracağız’
Cezaevlerinde ağır hasta tutsaklara dikkat çeken Ceren, “Bugün Türkiye cezaevlerinde hasta tutsaklara dönük ihlal devam ediyor. Bu yangının ateşini söndüremeyeceksiniz biz bu yangına su taşıyan karıncalar olacağız. Bizler iyi avukatlarız ama aynı zamanda halkın safındayız. Bu adaletsizlik zincirini hep birlikte parçalayacağız” ifadelerini kullandı.
‘Mecliste dokunulmazlıklar kaldırılırken baromuz ne yaptı?’
Ardından Demokratik Sol Avukatlar Grubu aday adayı Avukat Şenal Sarıhan söz aldı. İşkencenin önlenmesi noktasında barodaki arkadaşlarının duyarlılık içerisinde olduklarını ama aslında bunu da kaybettiklerini ifade eden Şenal, “Bütün Türkiye avukatlarının mücadele ettiği konuda nasıl bu hak mücadelesi yok olabilir. Ben bu mesleğe insan hakları mücadelesi vermek için girdim. Avukatlık mesleği sadece müvekkillerinin haklarını savunmak üzerine düzenlenen bir meslek değildir. Bu mesleğin asıl görevi insan haklarını savunmak. İktidara hoş görünelim diye susmayı tercih ediyorsanız o zaman sizin meslek örgütleriniz de susacaktır. Bizim savunmamız gereken şey haktır. Biz yürütmenin emrine giriyorsak, yürütmenin emrine girdiğimiz noktada mesleğin önemi kalmamıştır. Meclis’te dokunulmazlıklar kaldırıldığında baromuz ne yaptı? Kadınlar öldürülürken, baromuz yeterli mücadele verdi mi? diye sorulmasını isterdim. Kadınlar, çocuklar ölürken, cezaevleri cumhurbaşkanına hakaret suçları ile dolarken bunları sormadık. İyi avukat olmak çok para kazanmak değil, iyi avukat olmak susmak değil, iyi avukat olmak avukat olmaktır. Biz baromuzun bu mücadelenin önünde olmasını istiyoruz. Hepimizin birlikte mücadele etmek zorundayız. Yoksa cezaevleri bizimle dolar taşar” şeklinde konuştu.
Genel Kurul konuşmalarla devam ediyor.
iki gün sürecek olan genel kurul yarın yapılacak seçimle sona erecek.