‘Özgürlüğe yürüyoruz’ paneli: Muhattap Abdullah Öcalan

  • 15:28 8 Ekim 2022
  • Güncel
MUŞ - “Özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla gerçekleşen panelde konuşan HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın duruşu ile komployu boşa çıkardığını belirterek “Tek çözüm, Kürt sorununun muhatabı olan Sayın Öcalan ile görüşülmesi” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Tevgera Jinên Azad (TJA) tarafından 9 Ekim komplosunun 24’ncü yıldönümü dolayısıyla “Özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla panel düzenlendi. DBP Muş İl Örgütü binasında gerçekleşen panele HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun’un yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Panelin gerçekleştiği salona “Özgürlüğe yürüyoruz” yazılı pankart asıldı.      
 
Cihan Akpolat’ın moderatörlüğünü üstlendiği panelde HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun ile Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Avukat Servet Ekmekçi panelist olarak katıldı.
 
‘Sayın Öcalan komployu boşa çıkardı’
 
Panelde ilk söz alan Şevin Coşkun sözlerine Süleymaniye’de katledilen gazeteci, akademisyen ve Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi Nagihan Akarsel’i anarak başladı. 9 Ekim’de başlayan uluslararası komplo sürecinin 24 yılı geride bıraktığını ifade eden Şevin, “Bu komplo ve tasfiye planıyla Türk ve Kürt halkı karşı karşıya getirilmek istendi. Ancak Sayın Öcalan’ın İmralı’daki duruşu ve demokratik siyasetteki ısrarı bu komployu boşa çıkardı. Sayın Öcalan sürekli barış çağrıları yaparken, karşılık olarak oyalama politikası gerçekleşti” diye belirtti.
 
‘Tecridi kırmak için ortak mücadelede bir araya gelmemiz gerekiyor’
 
Çözüm Sürecine dikkat çeken Şevin, “Ardından iktidar bir çöktürme planı devreye koydu. Sayın Öcalan’ın en hukuki ve meşru hakkı olan avukat görüş hakkı Temmuz 2011’den bu yana gerçekleştirilmiyor. Aile görüşü çeşitli gerekçelerle engelleniyor. Sayın Öcalan üzerinde mutlak bir tecrit var. Bu durumun hiçbir uluslararası hukukta yeri yok. En son iki yıl önce kardeşi Mehmet Öcalan ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve o günden bu yana da kendisinden hiçbir haber alınamadı. 24 yıldır süren bir komplo süreci bugün de boşa çıkmaya devam ediyor. Sayın Öcalan’ın duruşu bu komployu dün olduğu gibi bugün de boşa çıkarıyor. İktidar ise sorunun çözümsüzlüğünde ısrar ediyor. Ülkenin en büyük sorunu Kürt sorunu ancak iktidar bunu çözmek yerine saldırılarını artırıyor. Tek çözüm, Kürt sorununun muhatabı olan Sayın Öcalan ile görüşülmesi. Kürt sorununun barışçıl ve demokratik bir şekilde çözülmesi için Sayın Öcalan üzerindeki tecrit son bulmalı. Tecridi kırmak için ortak mücadelede bir araya gelmemiz gerekiyor” sözlerine yer verdi.
 
‘Avukatlar toplam 71 defa başvuru yaptı’
 
Ardından Avukat Servet Ekmekçi söz alarak tecridin hukuki boyutlarına dikkat çekti. Abdullah Öcalan’ın komplo ile Türkiye’ye teslim edildiği süreçten bu yana ülkedeki hukuksuzluğun devam ettiğini ifade eden Servet, “Sayın Öcalan Suriye’den çıktıktan sonra diğer ülkelerde muhatap bulma sorunu yaşadı. Olaya kimse hukuki açıdan yaklaşmadı. Öncelikle İmralı Ada Hapishanesi benzeri olmayan, tek bir kişiye özgü yapılan bir cezaevi. Amaç tamamen tecrit, yalnızlığa terk etme. 25 Mart 2021’den bu yana Sayın Öcalan’a hiçbir şekilde ulaşılamıyor. Avukatların sayısız başvurusu var ama kendisinden haber alınamıyor. Ondan önce de 2019’dan beri haber alınamamıştı. 25 Mart’ta ise kısa bir telefon görüşmesi gerçekleşiyor ve üç dakikada bitiyor. Avukatlar, cezaevi ve Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına toplam 71 defa başvuru yaptı. Ama bu başvuruların büyük oranı yanıtsız kaldı. İdare olumlu veya olumsuz dönüş yapmak zorunda. Hukuksuzluğun başladığı nokta olan Sayın Öcalan’ın yargılandığı nokta bugünkü hukuksuzluğun bir basamağı” ifadelerini kullandı.
 
11 yılda yalnızca 5 görüşme
 
2011’den 2019’a kadar Abdullah Öcalan’ın yalnızca 5 defa avukatlarıyla görüşebildiğini kaydeden Servet, CPT’ye yapılan başvuruları hatırlattı. Bu durumun bir alıkoyma olduğunu sözlerine ekleyen Servet, “Hüküm giymiş bir kişinin ailesinden, avukatlarından, vasisinden bu şekilde koparılması işkence ve kötü muameledir. Bu anlamda CPT’ye çok sayıda başvurular yapıldı. Ancak Türkiye bu hukuksuzluğu sürdürüyor. Resmi olarak muhatap olan Adalet Bakanlığına yapılan hiçbir başvuruya yanıt verilmedi. Alıkoymanın bir işkence suçu olduğu Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’nin vermiş olduğu bir kararda mevcut. Haber ve haberleşme hakkının ihlal edilmesi en temelde AİHM ve AİHS’te belirtilmiş olmasına rağmen bunun psikolojik ve sosyolojik yönleriyle ele alındığında bir ihlal niteliği taşıdığı belirtilmekte” dedi.
 
‘Üç maymunu oynayan bir Türkiye ile karşı karşıyayız’
 
“Üç maymunu oynayan bir Türkiye ile karşı karşıyayız” diyen Servet, yapılan başvuruların yanıtsız bırakılmasını eleştirdi. Servet, “Hukuk devleti olduğunuzu iddia ediyorsunuz ama bununla çelişiyorsunuz. Anayasa’nın 10’ncu maddesinde yer alan eşitlik ilkesi ihlal ediliyor. Bu madde hukuk önünde herkesin eşit olduğu yazar ama hukuk ilkesi ihlal ediliyor. Yapılan başvurulara bile gerekçe üretemeyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu durum hiçbir şekilde kabul edilemez. Yüz sene de devam etse bu durum hukuki mücadelemiz devam edecek. Yasaların uygulanması için gereken tüm başvurular yapılacak” ifadelerini kullandı.
 
Konuşmaların ardından panel soru-cevap şeklinde devam etti. Soruların yanıtlanmasının ardından panel sona erdi.