‘İmralı direnişi komployu boşa çıkardı’

  • 13:23 8 Ekim 2022
  • Güncel
AĞRI - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komploya ilişkin konuşan HDP’li Dilan Dirayet Taşdemir, Abdullah Öcalan’ın İmralı direnişi ile komployu boşa çıkardığını ve sadece Kürtlerin değil, Ortadoğu halklarının önünü açtığını söyledi. 
 
Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP), PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komploya ilişkin, HDP Ağrı İl binasında panel gerçekleştirdi. TJA’lılar, HDP ve DBP il ve ilçe yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi ve çok sayıda yurttaşın katıldığı panelde, HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatı Cahit Ertan konuşmacı olarak yer aldı.
 
‘Komplonun koordinatörü ABD’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde yaşanan komplonun uluslararası komplo şeklinde nitelendirilmesini açıklayan ÖHD’li Cahit, “Sayın Öcalan’ın yakalanmasının arkasında birçok ülke var ve bu komplonun koordinatörlüğünü yürüten ABD’dir. O dönemki koordinatör ise bizzat ABD başkanı Clinton’dur. O dönem Suriye’ye giderek Esad’la bir görüşme yapıyor. Görüşmenin Sayın Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması amacıyla gerçekleştirildiği daha sonra basına yansıdı. Sayın Öcalan o tarihte 8 Ekim 1998 tarihinde bu baskılar karşısında Suriye’yi terk etmeye karar veriyor ve İtalya’ya gidiyor. Uluslararası komplo olmasının temel nedeni burada yatıyor. ABD’nin böyle bir şeyin koordinatörlüğünü yapmasının sebebi ise, Irak işgali sırasında Sayın Öcalan’ın karşı duruşu olmasıydı. ABD Sayın Öcalan’ı Ortadoğu’da kendisine engel olarak görüyordu” diye konuştu. 
 
CIA-MİT ortaklaşması
 
Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplo ile Ortadoğu’nun kaosa sürüklendiğini kaydeden Cahit,  “Bu komplonun uluslararası boyutta olduğunun başka nedenleri de bulunuyor. İmralı Cezaevi Sayın Öcalan, Türkiye’ye getirilmeden önce bir açık cezaeviydi. Daha sonra bu cezaevi F Tipi’ne dönüştürülüyor. Bu cezaevinin F Tipi’ne dönüştürülmesi yine CIA ve MİT’in ortak anlaşması ile kurulmuştur. Bir diğer husus ise, Sayın Öcalan Türkiye’ye getirilip yargılandığı dönemde, idam cezasını bir anda kaldırmasıdır. Bu uluslararası komployla Öcalan’ın tek bir şartla Türkiye’ye teslim ettiğini gösteriyor. O koşul da idam cezasının uygulanmaması. Yoksa böyle bir koşul olmadan idam cezasının kaldırılması mümkün değildi. Bu da, komplonun uluslararası boyutta olduğunun bir başka göstergesidir” şeklinde konuştu.
 
 ‘Sayın Öcalan komployu boşa çıkardı’
 
Varlığı yok sayılan Kürt halkının Abdullah Öcalan’ın yaratmış olduğu paradigma ile var olduğunu söyleyen Dilan Dirayet Taşdemir ise, “Birinci Dünya Savaşı ile birlikte Kürdistan 4 parçaya ayrıldı. Varlıkları yok sayıldı ve büyük bir düşmanlıkla ağır bir asimilasyonla karşı karşıya bırakıldı. Ancak tüm bunlara karşı Kürtler de büyük direnişler gösterdi. Bu direnişler karşısında Kürtler katliamdan ve soykırımdan geçiriliyordu. 20. yüzyılın sonunda dünya sistemi ile ilgili yeni sistemler ve projeler gerçekleştiriliyordu. Bunun en büyük projelerinden biri de BOP projesiydi. Bu projede Kürtlere yer verilmiyordu. Ancak tüm bunlara karşı sayın Öcalan’ın yaratmış olduğu paradigma, Kürtlerin yok edilmesine karşı bir direniş alanı oldu. Ermenilere yönelik yapılan katliamın aynısını Kürtlere karşı yapmaya çalıştılar. Bunu da Sayın Öcalan’a yönelik geliştirilen komplo ve şuan geliştirilen tecrit sistemi ile yapılmaya çalışıldı. Ancak Sayın Öcalan İmralı direnişi ile bu komployu boşa çıkardı. Bu direniş ve paradigma sadece Kürtlerin önünü değil bütün Ortadoğu halklarının önünü açmıştı” dedi.
 
 Sorunların kaynağı tecrit
 
Bugün Ortadoğu’da yaşanan savaş ve göçlerin Öcalan’a yönelik gerçekleştirilen komplo ve beraberinde getirdiği tecrit politikasından kaynaklandığına işaret eden Dilan, “Bugün Türkiye’de yaşanan çoklu sorunların tamamı Kürt sorunu ve tecrit politikasıdır. Bu çoklu krizden kurtuluşun yegane yolu ise tecrit politikasının son bulması ve demokratik yollarla Kürt sorunun çözümüdür. Bugün Türkiye ve tüm Ortadoğu’nun kurtuluşunun tek ve temel yolu Sayın Öcalan üzerindeki tecrit politikasının son bulmasıdır. Bugün tecridin bu kadar derinleştirilmesinde bizlerin de payı bulunuyor. Çünkü yeteri kadar hassasiyet göstermiyor ve eksik kalıyoruz. Dolayısıyla tecrit politikasına karşı daha hassas olunmalı ve daha büyük bir mücadele göstererek tecridi sonlandırmalıyız“ diye konuştu.
 
Dilan, son olarak “Bugün İran’da kadınlar ‘jin jiyan azadî’ sloganı ile alanlarda olmasının da yine Sayın Öcalan’ın felsefesi sayesindedir” dedi.
Panel, soru cevap kısmı ile son buldu.