İHD'den 3 kentte nöbet
- 15:21 7 Ekim 2022
- Güncel
HABER MERKEZİ - İHD Merkez Yürütme Kurulu’nun kararıyla her ayın ilk Cuma günü eş zamanlı yapılacak “Barış Nöbeti’nin ilki Diyarbakır’da gerçekleşti. İzmir ve Ankara'da ise nöbet ikinci ayında devam ediyor.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Yürütme Kurulu, Türkiye'de barışın sağlanmasına katkı sunmak amacıyla her ayın ilk Cuma günü tüm şubelerde eş zamanlı olarak “Barış Nöbeti” tutulması kararı almıştı. Söz konusu karara dair Diyarbakır, İzmir ve Ankara'da "Barış Nöbeti" tutuldu.
Diyarbakır
İHD Diyarbakır Şubesi de, barış nöbetinin ilkini, Vedat Aydın Konferans Salonu’nda gerçekleştirdi. Nöbete, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları, Diyarbakır Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri ile hak savunucuları da katıldı. Nöbetin yapıldığı salonda, “Herkes için Barış” pankartı asıldı.
Nöbete başlayan İHD’liler açıklama yaparak, barışın önemine dikkat çekti.
‘Adalet arayışından vazgeçmeyeceğiz’
Nöbete katılan Barış Anneleri Meclis üyelerinden Afife Kartal, yıllardır adalet ve barış arayışı içinde olduklarını ifade ederek, “Biz her barış dediğimizde onlar kirli ellerini bize uzatıyorlar. 40 yıldır barış talep ediyoruz. Biz barış talep ediyoruz, onlar ise ölüm ve şiddetle bize yaklaşıyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Biz yaşadığımız sürece adalet arayışımızdan vazgeçmeyeceğiz ve direneceğiz” dedi.
Afife son olarak tüm kadınlar için “Jin, jiyan azadî” dedi.
Nöbete katılan avukatlar ise barışın bir an önce sağlanması talebinde bulundu.
Ardından basın açıklaması yapıldı. Açıklamada konuşan İHD Şube Başkanı Abdullah Zeytun, insan hakları savunucuları olarak Kürt meselesi ile bağlantılı politik şiddetin sonlandırılması, geçmişle yüzleşme ve hesaplaşma imkanlarının sağlanması, hak ve özgürlüklerin tanınması, korunması için Herkes için Barış” çağrısıyla nöbetin ilkini gerçekleştirdiklerini söyledi. Abdullah, “20 Temmuz 2015 tarihi sonrasında şiddet ve çatışmalı ortamın tekrardan başlaması ile hayatın her alanında ve seviyesinde, sonrasında şiddet ve çatışmalı ortamın tekrardan başlaması ile hayatın her alanında ve seviyesinde, ayrımcı ve kutuplaştırıcı politika ve egemenlik kuran dil ve uygulamaları yürürlüktedir. Ülkedeki otoriter sistem uygulamaları ve yarattığı politik ortam nedeni ile barış gündemi ne yazık ki şiddetin gerisinde kalmıştır” sözlerini kullandı.
‘Çözüm için arayışlara girilmeli’
Kürdistan ve genel olarak tüm Türkiye’yi etkileyen sorun karşısında, Kürt meselesinin çözümüne yönelik arayışlara girmek ve çatışma ortamının son bulmasını sağlamak istediklerini aktaran Abdullah, şu ifadeleri kullandı: “Hak ve özgürlüklerin tanınması ile demokrasinin tesisine büyük katkı sağlayacaktır. Çatışma çözümü deneyimlerinde de tanık olduğumuz üzere; Kürt meselesinde de benzer etnik ve politik kimlikli meselelerin çözümünde olduğu üzere bir müzakereye gidilerek ortak bir barış metninin imzalanmasıyla kalıcı bir çözüme ulaşacağına inanıyoruz. Farklı etken ve etkileri olsa da; Türkiye’de de böylesi çözüm teknikleri ve mekanizmaları ile toplumsal meselelerin çözüleceğini biliyoruz. Barış hakkını savunanlar olarak, barışın sağlanması ancak toplumsal bir talep haline gelmesi ile mümkündür. Bu beklentilerin ve gerçeğin bilinci ile coğrafyamızda halen süren savaş ve çatışmaların tanığı olarak barışı savunmak bizler için vazgeçilmez bir durumdur. Bu amaçla da bir kez daha; barış sürecinin inşasında kararlı olan herkesin ve kesimin hakikat, adalet ve eşitlik temelinde yürütülecek barışın sağlanması için yan yana bulunmaya davet ediyoruz.”
Açıklama, “Bijî Aştî” sloganıyla son buldu.
Nöbet saat 17.00’a kadar sürecek.
İzmir
İHD İzmir Şubesi’nin de her ayın ilk Cuma günü düzenlediği Barış Nöbeti’nin ikincisi ‘Kadınların barışa ihtiyacı var ‘ şiarıyla şube binasında başladı.
Burada konuşan İHD Kadın Komisyonu üyesi Cemile Karakaya, “Biz kadınlar, coğrafyamızda savaş olduğunu biliyoruz. Görmezlikten gelemeyiz. Buradan yola çıkarak kadınların barışa ihtiyacı var diyerek savaş değil, barış diyoruz” ifadelerini kullandı.
Bugünkü nöbet eylemini İzmir Kadın Dayanışma Derneği, Foça Barış Kadınları, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) İzmir ziyaret etti.
Nöbet, Eski Sümerbank önünde gerçekleştirilecek basın açıklaması ile sona erecek.
Ankara
İHD Ankara Şubesi, barış nöbetini, Gar Katliamı’nın 7.yıldönümü dolayısıyla 10 Ekim aileleriyle birlikte tuttu. İHD Ankara Şubesi’nde düzenlenen nöbette 10 Ekim aileleri açıklama yaptı.
Aileler adına konuşan İhsan Seylan, “İhmali olanların yargılanması için talebimize hala yanıt alamadık” dedi. 10 Ekim Gar Meydanı’nda hafıza anıtı yaptırılması gerektiğini dile getiren İhsan, 2015’ten beri yapacaklarını söyledikleri anıtı bir türlü yapmadıklarını söyledi. Anıt için yarışma düzenlediklerini ama bundan da yanıt alamadıkların belirten İhsan, “Hala tedavi gören yaralılarımıza karşı kör sağır bir kamuoyu görüyoruz. Unutturulmaya çalışılan, üstü örtülmeye çalışılan bir katliam sürecinin hala devam ettiğini görüyoruz. O gün acılarımızı bir kenara bırakarak barış bayrağını, barış söylemini büyütmeye çalıştık” ifadelerini kullandı.
‘Ankara polisi anmaya müdahale etmesin’
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, 7 yıldır adalet aradıklarını ve sorumluluğu olan tüm kamu görevlilerinin ortaya çıkması gerektiğini bir kez daha dile getirdi. Ankara Garı’nın hafıza mekânı olmasını istediklerini belirten Öztürk, her yıl yapıldığı gibi Ankara Garı’nda anma düzenleyeceklerini hatırlatarak polislerin müdahale etmemesi talebini yineledi. Öztürk, “O gün önlem almayan Ankara polisinin bize anma günü müdahale etmemesini istiyoruz. Bugün İHD’nin birçok şubesinde barış nöbetleri tutuluyor. Türkiye’nin en önemli sorununun bu olduğunu düşünüyoruz. En önemli sorunu Kürt sorunu, Kürt sorunundan kaynaklı çatışmaların son bulmasını istiyoruz. Bu katliamların bir daha yaşanmamasını istiyor ve bunun için de yeni bir barış sürecine ihtiyacımız olduğunu söylüyoruz” ifadelerini kullandı.
O günün üzerinden 8 saat bile geçmedi
Yakınını katliamda kaybeden Gülastan Uzgan o güne dair şöyle konuştu: “Bu yıl tam 7 yıl oldu. 2 gün sonra 7 yıl bitecek ve 8’inci yıla gireceğiz. Hala yüreğimizde ve gözümüzün önünden 8 saat bile geçmedi gibi. Yüreğimizdeki bu acı yaşlanmıyor ve eskimiyor, bu acı da hiç bitmiyor. Barış isteğimiz de bitmiyor ama umarım barış gelir. Biz barış istedik, onlar ise savaş istedi ama biz savaşın taraftarı değiliz biz anneyiz. Ne Türk ne yabancı ne de Kürt aileleri ağlamasın istiyoruz ama bizim gözlerimizde yaş kalmadı. Gördüğümüz o kadar acıdan sonra gözümüzdeki yaşlar kurudu. O yerde insan parçaları, beyin parçaları, insanların parçalanmış ellerini, kollarını, organlarını gördüm. O karmaşada, kıyamette şokta hala barış yürüyüşü kesilmesin istedik kızımda ‘anne devam edelim’ dedi. Hepimiz psikolog için hastanelere gittik ve hala o üzerimizdeki stres, korku gitmiyor. Biz barış istiyoruz.”