Gurbetelli 25 yıldır kadınlara hakikat öncüsü olmayı sürdürüyor
- 09:06 7 Ekim 2022
- Portre
Beritan Canözer
HABER MERKEZİ - “Özgür yaşam ortamını yaratmada benim de kanım, canım olmalı” sözleriyle son satırlarını bırakan Gurbetelli Ersöz’ün yaşamını yitirmesinin üzerinden 25 yıl geçti. 25 yıldır Kürt kadınlarına ve kadın gazetecilere hakikatin öncüsü olmayı sürdüren Gurbetelli’nin kalemi yüzlerce kadının elinde…
Kürt kadınlarına ve özelde de kadın gazetecilere mücadelelerinde ışık tutan ve hakikatin simge isimlerinden olan Gurbetelli Ersöz, 11 Temmuz 1965 tarihinde Elazığ’ın Palu ilçesine bağlı Ziver köyünde dünyaya gelir. Babası Almanya’da çalışan bir emekçi olmasından ötürü kızına “Gurbetelli” ismini verir. Gurbetelli çocukluğundan itibaren dil konusunda da oldukça çelişkiler ve zorlanmalar yaşar ve okumalar yaparak birçok konuda bilinçlenmeye çalışır. Ziver köyünden olan Gurbetelli'nin ardından gençler onun mücadeleci ruhundan ve öncü kişiliğinden etkilenir. Ziver, Gurbetelli'nin ardından adından direnişle ve yurtsever çizgiyle söz ettirmeye başlar.
Gazetecilik ya da siyaset bilimi okumak isteyen Gurbetelli, Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’ne başlar. Daha sonra Çukurova Üniversitesi Kimya Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak çalışan Gurbet, 1983 yılında Çukurova Üniversitesi Yurtsever Öğrencilerin ilk örgütlenmesini sağlar ve Çukurova Üniversitesi’nde Yurtsever Devrimci geleneği oluşturan ilk isimlerden olur.
Yönünü Özgür Gündem’e döndü
Okulun kendisine yetmediğini fark eden Gurbetelli, sahip olduğu her deneyim ve bilgi ile halkı için mücadele etmeye karar verir. Yüksek lisans yaptığı sırada bir yandan da 3 yıl boyunca kimya bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışan Gurbetelli’nin mücadele ile ilk tanışması “Hedef” dergisiyle olur. Bu sırada gazetecilik de yapmaya başlayan Gurbetelli, 10 Aralık 1990’da gözaltına alınır ve 15 gün boyunca sorguda kalarak ağır işkencelere maruz bırakılır. Ardından tutuklanıp Malatya Cezaevi’ne gönderilen Gurbetelli, burada iki yıl tutulur. Cezaevinden çıktıktan sonra ise köy yakmalarının, katliamların, infazların ve faili meçhullerin yoğun ve sıcak yaşandığı bir dönemde, 26 Nisan 1993’te “Gerçekler karanlıkta kalmayacak” sloganıyla yeniden yayın hayatına başlayan Özgür Gündem’de çalışmaya başlar ve Kürdistan’da yaşananları korkmadan, tereddüt etmeden yazar ve anlatır.
İlk Genel Yayın Yönetmeni
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olan Gurbetelli, bununla Türkiye basın tarihinde bir ilki gerçekleştirmiş olur. Bu başarıyı Kürt kadın mücadelesinin bir zaferi olarak nitelendiren Gurbetelli, “Tabii ki, bir Kürt kadının genel yayın yönetmeni olması çok önemli, son yıllarda Kürt kadını erkekten çok daha fazla mesafe kat etti. Benim bugün geldiğim yer de kendi özel gayretimin yanı sıra bununla bağlantılı” diye yorumlar.
‘Elveda şehir’
Baskı ve engellemelerin sistematik bir şekilde uygulandığı, muhabirleri ile gazete dağıtımcılarının katledildiği Özgür Gündem, 10 Aralık 1993 tarihi ve Dünya İnsan Hakları Günü’nde polislerce basılır ve Gurbetelli ile beraber gazete çalışanları gözaltına alınır. Gurbetelli, 13 günlük gözaltı süresi boyunca daha önce yaşadığı işkencelere tekrar maruz kalır, ardından da tutuklanır. Sağmalcılar Cezaevi’ne gönderilen ve Haziran 1994’te ilk duruşmada tahliye edilen Gurbetelli, tahliyenin ve maruz kaldığı işkencelerin ardından özgür basın mücadelesini kaldığı yerden inatla sürdürmeye devam eder.
‘Bu ateş sizi de yakar’
Özgür Gündem'in ilk yayın döneminde aralarında yazar, muhabir ve dağıtımcıların da bulunduğu 27 çalışandan çoğu faili meçhul bir şekilde katledilir, yayınlanan 580 sayısının 486'sı hakkında dava açılarak gazete çalışanları toplam 147 yıl hapis cezası alır. 3 Aralık 1994 yılında ise Özgür Gündem'in İstanbul'da Kadırga bürosu bombalı saldırıya uğradı. Saldırıda ulaştırma bölümünden Ersin Yıldız yaşamını yitirirken 23 gazete çalışanı ise yaralandı. Bombalı saldırının ardından ertesi gün çıkan Özgür Gündem gazetesinde manşete saldırıya uğrayan gazetenin fotoğrafı basılarak üzerine Gurbetelli şu başlığı atmıştı: "Bu ateş sizi de yakar.”
Bir konuşmasında, “Basın gerçeği yazsaydı, bu kadar insan ölmezdi” sözleriyle katledilen gazetecilere dikkat çeken Gurbetelli, daha sonra silahlı mücadeleye yönelir. “Elveda şehir, elveda şehirler” diyerek yüzünü dağlara dönen Gurbetelli, 7 Ekim 1997’de Federe Kürdistan Bölgesi’nde girdiği bir çatışmada KDP peşmergeleri tarafından katledilir.
'Samimi ve sıcaktı'
Gazetede beraber çalıştığı arkadaşlarından Hüseyin Aykol, Gurbetelli ile ilgili yaptığı bir konuşmada şunları söyler: “Aslında günlük bir gazetede, hem de devletin onca saldırısına rağmen çıkarılması çok zor bir gazetede tarih yazdığının pek farkında değildi. Oysa Türkiye’nin ilk kadın genel yayın yönetmeniydi. Yayınla ya da gazetenin yönetimiyle ilgili toplantılarımızda, sorunları çok iyi dinlediğini ve mutlaka not aldığını hatırlıyorum. Aldığı notların da peşini bırakmazdı. Çok düzenli bir çalışma sistemi vardı. İnsan ilişkilerinde ise son derece samimi ve sıcaktı.”
Yüreğimi dağlara nakşettim…
Gurbetelli’nin günlükleri ise katledilmesinin ardından “Yüreğimi Dağlara Nakşettim” ismiyle kitaplaştırılır. “Özgür yaşam ortamını yaratmada benim de kanım, canım olmalı” cümleleri de Gurbetelli’nin günlüğüne yazdığı son satırlar olur.
Katledildiği gün Kürt Kadın Gazeteciler Günü olarak karşılanıyor
Gurbetelli’nin katledildiği 7 Ekim günü ise yıllardan beridir “Kürt Kadın Gazeteciler Günü” olarak kabul ediliyor. Özgür basın geleneğini yaratma yolunda öncelikle kadınlar için bir öncü olan Gurbetelli’nin ardılları, tüm baskı ve engellemelere rağmen hakikatin kalemiyle, bugün hala onun bıraktığı yerden devam ediyor.