Jîna ile başlayan direniş sürüyor: Yan yana yürüyerek bitireceğiz!

  • 09:04 27 Eylül 2022
  • Güncel
 
Marta Sömek
 
İSTANBUL - Jîna Mahsa Amînî’nin katledilmesinin ardından örgütlü kadın mücadelesinin tüm dünyaya yayıldığını söyleyen İranlı ve Kürdistanlı kadınlar, “Yan yana yürürsek bu hükümet biter. Bizler mücadele etmekten, sokakta olmaktan, sesimizi yükseltmekten vazgeçmeyeceğiz” mesajı verdi.
 
Kürdistan’da yürütülen özel savaş politikaları ile özelde kadına yönelik erkek-devlet şiddeti artarken, aynı şiddet aracı başta Ortadoğu olmak üzere tüm dünyada çeşitli şekillerde kadınlara yöneliyor. Kürdistan ve Türkiye’de kadınların katledilmesi, taciz ve tecavüze uğraması, Ekin Wan ve Barîn Kobanê gibi Azerbaycan askerlerinin Ermenistanlı Anush Apetyan’ı işkence ile katletmesinin ardından bedenini teşhir etmesi ve son olarak İran’ın “ahlak polislerinin” Jîna Mahsa Amînî’yi katletmesi, özel savaşın her yerde kadınlara saldırmasının yakın örnekleri.
 
Kadınlar tek ses: Jin jiyan azadî
 
Kadınlar ise tüm bu politikalara karşı bulundukları her yerde tarihi bir mücadele yürütüyor. İran Tahran’da 14 Eylül günü “ahlak polisleri” tarafından işkence edilerek katledilen Jîna Mahsa Amînî için İran’ın birçok yerinde başlayan protestolar, kısa sürede tüm dünyaya yayıldı. Jîna ve özgürlükleri için başörtülerini yakan kadınlar, 11 gündür bu politikaları kabul etmeyerek sokaklarda büyük bir direniş sergiliyor. İsyanlarını sokaklara taşıran kadınlar “Jin jiyan azadî” sloganı ile tepkilerini gösteriyor.
 
‘İran’a özgürlük gelmeli!’
 
İran’daki baskılar nedeniyle Türkiye’de yaşamak zorunda kalan trans kadın Leo, bu zorluğun nedenini “bir diktatör ile yaşamak zorunda kalmak” şeklinde yorumladı. Leo, “Bu bizim için çok önemli. Bu diktatörlük hemen bitmeli, İran’a özgürlük gelmeli. Benim arkadaşım şu anda zindanda ve idam kararı verdiler. Neden? Sadece bir LGBTIQ+, kadın olduğu için ona ve kız arkadaşına idam hükmü verdiler” dedi. İran’da erkek arkadaşlarıyla dahi sokakta yürüyemediklerini söyleyen Leo, “Anne babalarımızla saçımız açık yürüyemiyoruz, sosyalleşemiyoruz. Bizim doğrularımız ayrı, çünkü zorluk ve diktatörlük dayatılıyor. Biz bunu ve İslam Cumhuriyetini istemiyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Yan yana yürürsek bu hükümet biter’
 
Baskı ve diktatör rejiminin son bulması için bir muhatap bulamadıklarına vurgu yapan Leo, “Geçen yıl İran’da kaç kadın katledildi biliyor musunuz? Hiçbir fikriniz yok. Birini babası, birini annesi, bir diğerini de kardeşi öldürdü. Ne için biliyor musunuz, yalnızca hicap (peçe) için. Kaç çocuk tecavüze uğradı ve sonrasında öldürüldü, parça parça oldu… Kadınlarımız İran’da kötü durumdalar, kötü yaşıyorlar. Sadece nefes alıyorlar, bir hayat yaşayamıyorlar” ifadelerini kullandı. Tüm kadınlara birlikte, korkmadan, yan yana ve el ele yürüme çağrısında bulunan Leo, “Türkiye’de eylemler yaptık, herkesin emeğine sağlık ve ben eminim ki bu yürüyüş devam ederse, bütün dünya bize destek olursa bu hükümet biter. Eminim bu günler bitecek, güzel günler gelecek” sözleriyle seslendi.
 
Örgütlü kadın mücadelesi tüm dünyaya yayıldı
 
Yeni Demokrat Kadın aktivisti Diren Ataç ise Kürdistan’da özel bir savaş politikası olduğunu dile getirerek, erkek-devletin iyi hal indirimleri ve katilleri koruma politikalarıyla erkeklerin koruma altına alındığını belirtti. Kürt kadınlara ekstra savaş politikasıyla baskı uygulandığına dikkat çeken Diren, “Bugün İran rejiminin kadınlara olan düşmanlığı açıkça ortada. Kadınlar Birlikte Güçlü olarak katledilen Mahsa ve kadın dayanışmasına ses çıkardık. Hem biz bunu tanıyoruz. Bugün Türkiye’de de yaşıyoruz. Asimilasyon ve yok etme özellikle kadınlara karşı erkek-devletin faşizmi ve çok güçlü bir öfkesi var” şeklinde konuştu. İktidarların kadının mücadelesinden korktuğunu kaydeden Diren, “Kürdistan ve Türkiye’deki kadınlar, örgütlü bir mücadele yürütme gereksinimi duyuyor” diyerek örgütlü mücadelenin dünyaya yayıldığına işaret etti.
 
‘Asla vazgeçmeyeceğiz!’
 
Yıllardır kadın dayanışmasının sınırları aşarak, tüm kadınlara birbirlerinin yanında olduklarını hissettirmek ve katliamlara karşı ses çıkarmak için eylemler örgütlediklerini paylaşan Diren, “Ortadoğu coğrafyasına baktığımızda, devlet İran’da kadınlar üzerinde başörtü yasağıyla etkili ama Türkiye’de de farklı bir şekilde kadınları katledebiliyor. LGBTIQ+’ları yok sayıyor, nefret söylemlerini yaygınlaştırıyor. Kadın mücadelesi yürütenlere karşı devletin özel bir politikası var. Tutuklama, gözaltı, eylem yasaklama kararları anında alınabiliyor” değerlendirmesi yaptı. Kadınların asla vazgeçmeyeceğinin altını çizen Diren, “Kendi özgürlüğü için mücadele etme alanları ne kadar yasaklansa da bizler mücadele etmekten, sokakta olmaktan, sesimizi yükseltmekten vazgeçmeyeceğiz” vurgusu yaptı.