Ellerinde saçlarıyla konsolosluk önünden seslenen kadınlar: İsyandayız!

  • 15:40 21 Eylül 2022
  • Güncel
 
İSTANBUL /ANKARA - İran Başkonsolosluğu önünde, Kürt kadın Mahsa Amini’nin katledilmesini protesto etmek için bir araya gelen yüzlerce kadın, ellerinde taşıdıkları kesilmiş saçlar ile direnişlerinin tüm dünya sokaklarına “Jin, Jiyan, Azadi” sloganı ile yayıldığını vurgulayarak mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerinin mesajını verdi.
 
Kadınlar Birlikte Güçlü, İran'da Kürt kadın Jina Mahsa Amini'nin “ahlak polisleri” tarafından katledilmesini protesto etmek için Cağaloğlu’nda bulunan İran Başkonsolosluğu önünde kitlesel eylem gerçekleştirdi. Onlarca kadın örgütü, siyasetçi ve hak savunucularının katıldığı eyleme,  İranlı kadınlar da sloganları ve öfkeleriyle destek verdi.
 
Eylem öncesi konsolosluk önü ve sokak çok sayıda polis ve gözaltı araçlarıyla sarıldı. Ancak eyleme katılan yüzlerce kadın polis ablukasına, protesto amaçlı kestikleri saçları havada sallayarak “Hükümet istifa” ve “Jin jiyan azadi” sloganları ile karşılık verdi.
 
Öfke dövizlere taşındı
 
“Mahsa İçin Özgürlüğümüz İçin Türkiye ve İran’da İsyandayız” pankartının açıldığı eylemde kadınlar, Mahsa’nın katledilmesini boyunlarına sürdükleri kırmızı boya ile sembolize etti. Direniş ruhu ve sloganların bir kez olsun dinmediği eylemde, Mahsa’nın fotoğrafları ile İngilizce, Türkçe ve Farsça olmak üzere “Mahsa Amini isyanımızdır”, “Mahsa’nın katili faşist dinci Molla rejimidir”, “Jin jiyan azadi”, “İranlı kadınların özgürlük mücadelesi, bizim mücadelemizdir. Yaşasın uluslararası dayanışmamız!”, “We are all Mahsa Amini (Hepimiz Mahsa Amini’yiz), “Benim de Mahsa ile aynı yaşta bir kızım var”, “Death to the oppressor (Zalime ölüm), “İran halkını diri diri katlettiler”, “İran tarafından başörtüsü takmadığı için öldürüldü”, “Bir saçının teline canı alındı” dövizleri taşındı.
 
Kürdistan ve İran’daki benzer politikalar
 
Sık sık Kürt kadınların özel savaş politikaları ile katledildiği vurgulanan eylemde Garibe Gezer, İpek Er, Gülistan Doku örnekleri verildi. İranlı kadınların yaşadığı baskı ve katliam politikalarının Türkiye’de de Kürt kadınları üzerinde uygulandığına dikkat çekilen eylemde kadınlar, İran ile Kürdistan’daki kadınların benzer politikalara maruz kaldığını dile getirdi. Yüzlerce kadın saatler süren eylemde, “Mahsa Amini isyanımızdır”, “Azadi”, “Kadın, yaşam, özgürlük”, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Benim bedenim, benim kararım”, “Kadınlar birlikte güçlü” sloganları attı. Ardından İranlı kadınlar tek tek söz alarak ülkelerinde yaşadıklarını anlattı. Mahsa’nın katledilmesine tepki gösteren İranlı bir kadın, “Neden kendi toprağımdan uzak durdum? Çünkü bize hak tanımıyorlar, seçme hakkımız yok, her şeye karışıyorlar” dedi.
 
Kesilen saçlar sloganlarla havada sallandı
 
Daha sonra söz alan İranlı trans bir kadın da, Mahsa için Türkiye ve Kürdistan’daki dayanışma için teşekkür ederek konuşmasına başladı. Trans kadın, “Bir trans gender, kadın ve sporcu olarak İran’da yaşayamadım. Spor yapmama izin vermediler. Hiçbir şey yapmama izin vermediler çünkü bir kadınım, bu kadar” dedi. İran’daki kadınların katledilip polislerce “kalp krizi geçirdi” denilerek katliamların üstünün örtüldüğüne dikkat çeken trans kadın, kadınların her yerde mücadelelerini sürdüreceklerinin altını çizdi. Sonrasında söz alan İranlı kadınlar da kestikleri saçları yumruk yaparak havada salladı ve uzun süre Mahsa için Farsça ve Türkçe sloganlar attı.
 
‘Mahsa polis tarafından katledildi’
 
Basın metnini ise Kadınlar Birlikte Güçlü adına Rüya Kurtuluş okudu. Günlerdir İran sokaklarının yandığını belirten Rüya, “Günlerdir dünyanın her yerinde biz kadınların içi yanıyor, öfkesi ve isyanı büyüyor. Bir kadın daha ona dayatılan sınırları reddettiği için devlet şiddeti ile öldürüldü” dedi. Mahsa’nın, “Ahlak polisi” diye bilinen İrşad devriyeleri tarafından başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesi ile işkenceyle tutuklandığını anımsatan Rüya, “Polis tarafından katledildi Mahsa Amini” ifadelerini kullandı.
 
‘İran çok yakınımızda!’
 
Dünyanın her yerinde erkek-devlet şiddetine karşı mücadele eden kadınların, Mahsa için sokaklara döküldüğünü aktaran Rüya, “Mahsa’nın katledilmesi, İran’da 43 yıldır süren dinci ve kadın düşmanı politikaların sonucudur. İran uzağımızda değil, yanı başımızda. Tarikatlar talep ediyor, İstanbul sözleşmesi feshediliyor. Bir grup erkek kendini mağdur baba ilan ediyor nafaka hakkımız gasp edilmeye çalışılıyor. Aktroller hedef gösteriyor konserler yasaklanıyor. Sanatçılar, gazeteciler tutuklanıyor. Kadınların sadece aile olduğunda, o şiddet dolu ailelerin içine hapsolduğunda var sayıldığı, LGBTİ+ların varlığının yok sayıldığı bir dayatmanın, bir faşizmin altında her şeye rağmen yaşıyoruz, direniyoruz” şeklinde konuştu.
 
İran sokaklarında yükselen ses: Jin, Jiyan, Azadi
 
Yıllardan beridir İranlı kadınların, başörtüsü dayatması başta olmak üzere “şeriat kuralları” adı altında yaşamlarına müdahale eden erkek egemenliğine karşı mücadele ettiğine vurgu yapan Rüya, “Zorunlu başörtüsüne karşı mücadele, kadınların bir bütün olarak patriyarkal ve kadın düşmanı rejime karşı mücadelesinin sembolü olmuş durumda. Geçtiğimiz yıllarda dünyaya yayılan ‘beyaz çarşambalar’ bugün bireysel eylemler olmaktan çıkıp kolektifleşiyor. Bugün İran sokaklarından aşina olduğumuz bir ses yükseliyor: ‘Jin, Jiyan, Azadi’. Bizler de Türkiye’den İranlı kadınların sesini yükseltiyoruz. Mahsa Amini’nin katili İran Molla rejimidir. Mahsa'nın katili erkek egemen sistemdir” sözleriyle seslendi.
 
‘Mahsa için isyandayız’
 
Mahsa ve İranlı kadınların mücadelesinin tüm kadınların mücadelesi olduğunun altını çizen Rüya, “İran’da, Türkiye’de ve tüm dünyada Mahsa için, özgürlüğümüz için, hayatlarımız için isyan” ifadelerini kullandı. Rüya son olarak dünyadaki tüm kadınların sokaklardan ve isyanlarından bir kez olsun vazgeçmeyeceğinin mesajını verdi.
 
Eylem, alkış ve sloganlar eşliğinde son buldu.
  
Ankara 
 
Mahsa’nın işkence edilerek katledilmesi Ankara’da da protesto edildi. Ankara  Kadın Platformu, Mülkiyeliler Birliği’nde  yapacağı açıklamayı sokağa taşıyarak, Yüksel Caddesi’nde okudu. Platform adına açıklama metnini, Karala Dergisi’nden Zeynep Ülger okudu. Bu sırada müdahale etmeye çalışan polise izin vermeyen kadınlar açıklamanın ardından “Türkiye İran olmayacak” ve “Jin jiyan azadi” sloganlarını attı. 
 
‘Mahsa bizim de isyanımızdır’
 
Zeynep, direnen tüm İranlı kadınlara ses olduklarını belirterek, “Günlerdir İran sokakları yanıyor. Günlerdir dünyanın her yerinde biz kadınların içi yanıyor, öfkesi, isyanı büyüyor. Bir kadın daha ona dayatılan sınırları reddettiği için devlet şiddeti ile öldürüldü. Mahsa, başörtüsü zorunluluğuna uymadığı için ‘ahlaksız’ ilan edilerek, İran’ın gerici faşist rejim güçleri tarafından katledildi. İranlı kadınlar, ülkede ahlak polisi olarak bilinen İrşad devriyelerine karşı saçlarını kesiyor, başörtülerini yakıyor. İslam Devrim Muhafizları’ndan Moslem  Moin, Mahsa Amini’nin komaya girme nedenini önceden olan sağlık sorunu olarak açıkladı. Rejimin yalanlarına karşı kadınlar, Mahsa’nın cenazesinde başörtülerini çıkardılar. Mahsa bizim de isyanımızdır” ifadelerini kullandı. 
 
‘Kadınlar kenetleniyor’
 
 Türkiye’de kadınlar olarak  gericilikle mücadele ederek beden ve hayatlarına sahip çıktıklarını vurgulayan Zeynep şu sözlere yer verdi: “Mahsa’nın katledilmesi, İran’da 43 yıldır süren dinci ve kadın düşmanı politikaların sonucudur. İran’da 1979’dan bu yana kadınlara başörtüsü dayatılıyor. Sokaklarda, İrşad devriyeleri adeta cadı avına çıkıyor. Kadınlar tutuklanıyor, LGBTİ+’ların cinsel duygusal, romantik ilişkilenmeleri suç sayılıyor. Geçtiğimiz günlerde LGBTİ+ aktivisti olan Zahra Seddighi ve Elham Choobdar, “yeryüzünde fitne çıkarma” iddiasıyla idama mahkum edildi. İran uzağımızda değil, yanı başımızda. Dünyanın dört bir yanında kadınları aileden, namustan, ahlaktan ibaret gören erkek egemen akıl ortaklaşıyor. Ailenin ve ahlak normlarının içine hapsedilen kadınların özerkliklerine yönelik bu saldırılara karşı biz de kadınlar olarak aynı duygudaşlıkla birbirimize kenetleniyoruz. Bugün Mahsa’nın dinci gerici rejim tarafından katledilmesine ses vermek AKP-MHP iktidarının kadınlara ve LGBTİ+’lara açtığı savaşa karşı direnmektir.”
 
Katledilen kadınları hatırlattı
 
Kadın katliamı faillerinin korunarak ödül gibi cezalar verildiğini vurgulayan Zeynep, “Bugün Türkiye’deki AKP-MHP iktidarı hayatı dinci gerici politikalar ile sarmaya çalışmaktadır. Öldürülen veya erkekler tarafından kaybedilen kadınlar için etkin soruşturmalar yürütülmemekte. Faillere ödül gibi cezalar verilmektedir. İran’da öldürülen Mahsa’yı bizler Gülistan’dan Deniz Poyraz’dan, Nadira’dan, Yeldana’dan, İpek Er’den, Garibe Gezer’den, Taybet Ana’dan, Aleyna Çakır’dan biliriz. Kadınlar, Türkiye’de de erkek-devlet tarafından katledilmekte, katilleri korunmakta, hatta sırtları sıvazlanmaktadır” diyerek katledilen kadınları hatırlattı. 
 
‘Kadın dayanışması sınır tanımaz’
 
İran rejimine karşı her zaman kadınların yanında olduklarının altını çizen Zeynep, “Bugün İran sokaklarından aşina olduğumuz bir ses yükseliyor, ‘Jin jiyan azadi’. Ahlak polislerine karşı siyah örtülerini yakan, saçlarını kesen kadınlara ses veriyoruz. Mahsa, bizim de isyanımızdır. Dünyanın neresinde bir kadının kirpiği yere düşse kaldırmaya kararlıyız. Kadın dayanışması sınır tanımaz. İranlı kadınların söylediği gibi; ‘bizi zorla kendi cennetinize götüremezsiniz’. ”diyerek açıklamayı sonlandırdı.