Cudi Yürüyüşü’ne katılanlar: Kürtler direnişiyle saldırılara cevap olacak!
- 11:00 18 Eylül 2022
- Güncel
Öznur Değer
ŞIRNAK - “Savaş Yıkımına ve Doğa Talanına Karşı Yürüyoruz” şiarıyla gerçekleşen Cudi Yürüyüşü’ne katılan yurttaşlardan Hatice Durmuş, “Bu, sıradan bir yürüyüş değil. Yürüyüşün anlam ve öneminin bilinmesi gerekiyor. Bu talan, savaşın bir parçası. Kürtler bu saldırılara karşı doğasını savunacak ve direnişiyle saldırılara cevap olacak” mesajını verdi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi öncülüğünde Şırnak’ta bulunan Cudi Dağı’nda devam eden talan ve yıkıma karşı “Savaş Yıkımına ve Doğa Talanına Karşı Yürüyoruz” şiarıyla binlerimn katılımıyla Cudi’ye yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşe bölge kentlerinin yanı sıra Türkiye’nin çeşitli kentlerinden çok sayıda kişi katıldı. İmralı Cezaevinde derinleşen tecridin doğa kırımına etkisine de vurgu yapılan yürüyüşe kadınların direnişi damga vurdu.
“Cudi’siz yaşam olmaz” diyerek yürüyüşe katılan kadınlar, Cudi Dağı eteklerinde direniş ve mücadele mesajını verdi.
‘Orman ve doğamıza sahip çıkacağız’
Mülkiye Naciye, kendilerine haksızlık ve zulüm yapıldığını ifade ederek, “Doğamızı talan etmeye hakları yok. Tüm Kürtlerin bir araya gelerek doğamızın talan edilmesine karşı çıkmaları gerekir. Ağaçlar ve doğa yaşamımızdır. Bütün yaşamımızı da ağaçlardan idame ediyor, geçimimizi onlarla sağlıyoruz. Ağaç, yaşamın nefesidir. Ancak ağaçlarımızı kesiyor ve yakıyorlar. Ağaçlarımızın yok olmasını istemiyoruz. Orman ve doğamıza sahip çıkacağız” şeklinde konuştu.
‘Bizi toprağımızdan koparmaya çalışıyorlar’
Savaş ve doğa talanına karşı barışı savunmak için yürüyüşte yer aldığını kaydeden Adile Uyar da doğalarına zulmedilmesini istemediğini belirtti. Ağaç kıyımı ile kendilerine bir saldırı gerçekleştiğinin altını çizen Adile, “Doğamızın talan edilmesine izin vermemeliyiz. Korucular da doğalarına ihanet etmemeli, para için ağaç kesmemeli. Bize işkence ettikleri 1990’lı yıllarda da saldırılarla bizi toprağımızdan sürdüler, göç ettirdiler. Şimdilerde ise yine doğamıza saldırıyorlar, yok ediyorlar ve bizi de toprağımızdan koparmaya çalışıyorlar. Sonuna kadar doğamıza sahip çıkacağız ve bu talanın önünü alacağız” diye belirtti.
‘Kürtler asla boyun eğmeyecek’
Doğa katliamının göz önünde olduğunu vurgulayan Piroze Deniz, bölgelerinin çöle dönüştürülmek istendiğini söyledi. Talana karşı sessiz kalınmaması gerektiğinin altını çizen Piroze, “Dağ ve ağaçlarda, çocuklarımızın kanı var. Bunların yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Dağlarımızın yakılmasını ve ormanlarımızın yok edilmesini istemiyoruz. Kürdistan coğrafyası sadece bugün değil, uzun zamandır birçok alanda yok edilmeye çalışılıyor. Bununla da Kürtlerin yok edilmesi amaçlanıyor. Kürtler asla boyun eğmeyecek ve bu saldırılar karşısında direnecek” sözlerine yer verdi.
‘Kürtler direnişiyle saldırılara cevap olacak’
Doğalarının talan edildiğini ve yaşamlarının yok edilmek istendiğini ifade eden Hatice Durmuş, tüm yaşamlarının ağaçlar üzerine kurulduğunu söyledi. Doğa katliamının önünü almak için Cudi Yürüyüşünü gerçekleştirdiklerinin altını çizen Hatice, “Bu, sıradan bir yürüyüş değil. Yürüyüşün anlam ve öneminin bilinmesi gerekiyor. Ağaç kıyımını bölgede normalleştirmeye çalışıyorlar. Tüm dağlarımızı çıplak bırakıyorlar. Botan halkı geçimini ormandan sağlıyor ancak bu talan ile birlikte bunu da yapamıyoruz. Doğa talanı ile ülkemiz de talan ediliyor. Bu talanı kabul etmiyor ve kınıyoruz. Devlet ve korucular doğamızın talan edilmesi için ortak hareket ediyor ve ağaç katliamı üzerinden ticaret yapıyorlar. Bu talan, savaşın bir parçası. Nasıl ki savaş politikaları kadını, gençleri ve siyaseti etkiliyorsa doğa kıyımı da bu politikalardan bağımsız değil. Nereden bakarsak sonucunda Kürtlerin yok edilme amacının olduğunu görüyoruz. Ama Kürtler bu saldırılara karşı doğasını savunacak ve direnişiyle saldırılara cevap olacak” dedi.
‘Doğamız canımız ve ruhumuzdur’
Ağaçların kesilmesi ve doğaları üzerinde süren yok etme politikalarını kınadığını dile getiren Nebiha Akay da “Doğamız canımız ve ruhumuzdur. Bu talan karşısında sessiz kalmamalıyız. Doğamızın katledilmesine ve saldırılara izin vermeyeceğiz. Doğamız, yaşamımızdır. Eğer doğamız yok olursa yaşamımız da yok olur. Devlet, bu politikayla birlikte Kürtleri bir kez daha köleleştirmek istiyor. Çete ve korucuları ile yok etme politikasını sürdürüyor” ifadelerini kullandı.
‘Onlar ne yaparsa yapsın biz doğamızı onlara teslim etmeyeceğiz’
İktidarın Kürtleri doğasıyla cezalandırmak istediğinin altını çizen Ayşe Hezer ise, “Artık yeter! Halk üzerindeki bu vahşet nereye kadar sürecek. İşkenceci devlet halk üzerinde saldırının her türlüsünü yürütüyor. Çeteleriyle hırsızlık yaparak ülkeyi sattı. Ancak bu da yetmedi şimdi de ağaç kıyımı ile doğamızı çalıyor. Bunu kabul etmiyor ve sonuna kadar doğamızı savunacağız. Onlar ne yaparsa yapsın biz doğamıza sahip çıkacak ve onlara teslim etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.