Cudi’de halk tecride, savaşa ve talana tepki gösterdi

  • 16:25 17 Eylül 2022
  • Ekoloji
 
ŞIRNAK - Şırnak’ta askerlerin tazyikli su ve gaz bombalı saldırısına direnen halk, tecrit, talan ve savaşa tepki gösterdi. 
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi öncülüğünde binlerce kişi Şırnak’ta bulunan Cudi Dağı’na yürümek için Milga Şantiye alanında bir araya geldi. Sıcak havaya rağmen buluşan binler, uzun bir süre ekolojik tahribata tepki gösterdi. Halaya duran kitle, sık sık savaşa ve talana karşı slogan attı.  
 
Bütün yolları onlarca zırhlı araçla abluka altına alan askerler, yürüyüşe izin verilmeyeceğini belirtti. Ancak halk, yürüyüşte ısrarcı oldu. Uzun bir süre yapılan görüşmelerin sonuç vermemesi üzerine askerler, tazyikli su ve gaz bombaları ile halka saldırdı. Buna tepki gösteren halk, belli bir noktaya kadar yürüyerek, oturma eylemi gerçekleştirdi. Gaz bombaları ve tazyikli suya rağmen dağılmayan halk sık sık “Bijî serok Apo”, “Ciwan fedaiyê Rêber Apo ne”, “Direne direne kazanacağız”, “Bê Cudi jiyan nabe” ve “Kürdistan faşizme mezar olacak” sloganları attı. 
 
 Burada halka seslenen DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılmış tecride tepki göstererek, “5 Nisan 2015’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde tecrit ağırlaştırıldı ve bir karar verildi. Neydi bu karar: Kürt halkını bu kez bitireceğiz dediler. Aradan 7 yıl geçti. 7 yılda birçok insan katledildi. İnsanların katledilmesiyle kalmadılar Kürt halkının yaşadığı coğrafya yakıldı. Bu ateşle Kürtlerin gelecekte yaşayacağı bir coğrafya bırakmamak için çabaladılar" diye konuştu.
 
 ‘Buradayız’
 
Cudi, Lice, Dersim ve Bingöl’de yaşanan orman yangınları ve kesimlerine tepki gösteren  Berdan,  şunları dile getirdi: "Ağaçları kesiyorlar. Amaç Kürt halkının bitirilmesiydi. Kürt halkının yaşadığı coğrafyayı bitirmekti. Bugün bundan kaynaklı Botan’a geldik. Yürüyüş gerçekleştirmek istedik. Siz her ne kadar ‘sizi yok edeceğiz’ deseniz de biz de burada olduğumuzu söylüyoruz. Tarihte bizi bitiremediniz. Bundan sonra da mümkün değil. Faşizm ve milliyetçilik ile iktidardasınız. Biz özgürlüğümüzü ve Türkiye halklarının özgürlüğünü savunuyoruz. Bundan dolayı buradayız. Her şeyin nedeni Kürtlere karşı başlatılan kirli savaştır. 4 parça Kürdistan’da Kürtsüz bir coğrafya yaratmak istiyorlar. 
 
‘Başarı Kürt halkının başarısı olacak’
 
Bugün de faşistler bir kez daha annelere ve gençlere saldırdılar. Bu saldırılara karşı sonuç alamazsınız. Bizim yolumuz özgürlük yoludur. Kestiğiniz ağaçların yerine yüzlerce ağaç dikeceğiz. Cudi’yi 90’larda yaktınız. Ancak zamanla yeniden yeşerdi. Botan’da Şırnak’ta bugüne kadar geri adım atmadık. Bundan sonra da geri adım atmayız. Faşistlere de şunu söylemek istiyorum: Kürt halkına karşı düşmanlıkta boğulacaksınız. Başarı Kürt halkının başarısı olacak.”
 
‘Yasakların hiçbiri meşru değil’
 
HDP Ekoloji Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Naci Sönmez, saldırılara rağmen yürüyüşü gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “Türkiye büyük bir ekolojik ve demokratik alanlara yönelik saldırılar altında. Demokratik zemindeki bütün siyasi partilere, ekoloji mücadelesi veren hareketlere, gençlere ve kadınlara saldırılar var. Bu saldırılar altında özellikle ekolojik alanda Türkiye’nin batısındaki rantçı ve talancı, soyguncu sistemin doğayı talan ederken uyguladığı stratejiye, Kürdistan coğrafyasında devletin temel siyasetinin takipçisi olan bugünkü siyasal iktidar, savaş ve işgal politikalarına dönük güvenlik gerekçesiyle doğayı yok etmeye çalışıyor” dedi. 
 
‘Savaş politikalarına tavır alınmalı’
 
Bölgede yeni bir insansızlaştırma operasyonu gerçekleştirildiğini kaydeden Naci, “Biz özellikle Türkiye’nin batısında bu konuda duyarsızlık içerisinde olan bütün kurumsal kesimleri harekete geçirmek için buraya geldik. Ancak yine terörize edildik, iktidarın yoğun saldırılarıyla karşılaştık. Yasakların hiçbiri meşru değildir. Biz HDP olarak sokakta ve parlamentoda hem Cudi’yi hem Kaz Dağları’nı hem Bingöl’ü hem Artvin’i birlikte savunmaya, bunun için birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Bugün bu alanlarda yaşanan saldırıları durdurabilmek, ekolojik tahribatı sona erdirmenin yolu aynı zamanda savaş politikalarına karşı tavır almaktan geçiyor. Türkiye’nin batısındaki bütün demokrasi güçlerine bir kez daha buradan çağrıda bulunuyoruz. Bugün antikapitalist mücadeleyi yükseltmek istiyorsak, onun küresel kapitalizmin neo-liberal politikalarının Türkiye’de sona erdirilmesini istiyorsak, Kürdistan coğrafyasında mücadeleyi ortaklaştırmadan bunu gerçekleştiremeyiz. O nedenle biz burada bunun sesi olmaya çalıştık: Bunun için buraya gelen bütün dostları tebrik ediyorum” diye konuştu.