İstanbul’da tutsak gazeteciler için açıklama: Geri adım atmayacağız

  • 14:06 16 Eylül 2022
  • Güncel
İSTANBUL - MKGP ve DFG, 3 aydır cezaevinde tutulan 16 gazeteciye ilişkin yaptığı açıklamada, “Basının özgür olmadığı bir ortamda özgürlükten söz edemeyiz” denilerek gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi. 
 
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Diyarbakır'da yapılan ev baskınlarında 8 Haziran’da gözaltına alınıp 16 Haziran'da tutuklanan ve 3 aydır cezaevinde tutulan 16 gazeteciye ilişkin Kadıköy’de bulunan PTT’den gazetecilere kart gönderdi.
 
Gazeteciler yürüyüş gerçekleştirdi 
 
PTT önünü ablukaya alan polis bir gerekçe göstermeden açıklamayı kamu binası önü olduğunu iddia ederek açıklamaya engel olmaya çalıştı. Gazeteciler engellemeyi kabul etmeyerek PTT Kadıköy Merkez binasından gazetecilere mektup, kitap ve kart gönderdi. Ardından PTT binasının önünde Kadıköy’de bulunan Beşiktaş iskelesinin önüne kadar yürüyüş gerçekleştirerek iskele önünde açıklama gerçekleştirdi. “Özgür basın susturulamaz” pankartının açıldığı açıklamada kitle ellerinde tutsak gazetecilerin fotoğrafları ile “Hakikatin kalemi kırılamaz”, “Özgür basın susturulamaz”, “Ape Musa’nın küçük generalleri burada”, “Baş eğmediler baş eğmedik baş etmeyeceğiz” yazılı dövizleri taşıyarak, “Susma haykır haber almak haktır” ve “Özgür basın özgür ülke” sloganlarını attı Açıklamaya çok sayıda gazeteci, Barış Anneleri, DİSK/Basın –İş üyeleri ve Genel Başkanı Faruk Eren katıldı. Açıklamanın Kürtçe metnini MKGP üyesi Durket Süren, Türkçesini ise DFG üyesi Nişmiye Güler  okudu. 
 
‘Geri adım atmayacağız’
 
Açıklamada ilk olarak konuşan MKGP üyesi Diren Yurtsever, tutuklanan 16 gazetecinin hukuksuz şekilde tutuklanmasına ve 3 aydır haklarında iddianame hazırlanmamasına dikkat çekti. Diren, tutsak gazetecilerle dayanışmak için 5 ayrı kentte gazetecilere kitap ve mektup gönderildiğini belirtti. Diren, “Bugün PTT önünde yapacağımız açıklamaya bile izin verilmedi. En doğal hakkımızı kullanırken bile baskı ile karşı karşıya kalıyoruz.  Bunların karşısında geri adım atmayacağız” dedi.
 
8 gün gözaltında tutuldular 
 
Ardından basın açıklamasını okuyan DFG üyesi Nişmiye Güler, 8 Haziran’da JINNEWS, Pel, Piya ve Ari Prodüksiyon şirketlerine de baskın düzenlendiğini ve birçok mesleki ekipmana el konulduğunu hatırlatan Nişmiye, “Piya ve Ari prodüksiyon şirketleri ise 1 ayı aşkın süre arama adı altında ablukaya alındı ve çalışanların içeriye girişleri engellendi. 8 günlük gözaltı sürecinin ardından Diyarbakır Adliyesi’ne çıkartılan gazetecilerden JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, DFG Eşbaşkanı Serdar Altan, MA Editörü Aziz Oruç, Xwebûn Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş,  gazeteciler Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı” diye söyledi.
 
‘3 aydır iddianame hazırlanmadı’
 
Gazetecilere savcı ve hakimlik ifadeleri sırasında yaptıkları haberlerin, sundukları programların suç gibi gösterilmesini ve Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde fotoğraf makineleri, kamera ve gazete arşivlerinin suç delili olarak sergilenmesine dikkat çeken Nişmiye, “Gazeteci arkadaşlarımızın tutuklanması üzerinden 3 ay geçmesine rağmen haklarında yürütülen soruşturma tamamlanıp iddianameye dönüştürülmediği gibi tutukluluğa yapılan her bir başvuruya ise olumsuz yanıt verildi. Kısa sürede iddianame hazırlanarak ve arkadaşlarımızın serbest bırakılması gerekiyor. Basının özgür olmadığı bir ortamda özgürlükten söz edemeyeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz.  Bir an önce 16 meslektaşımız başta olmak üzere tüm tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması çağrımızı yineliyoruz” diyerek herkesi gazeteciliği savunmaya ve dayanışma içinde olmaya çağırdı.
 
‘Mücadelemizle karanlığı yıkacağız’
 
Son olarak konuşan DİSK/Basın –İş üyeleri Genel Başkanı Faruk Eren, tutsak gazetecilerle dayanışmak için PTT’den mektup, kitap göndermek üzerine kampanya düzenlediklerini ancak polisin PTT önünde fotoğraf çekmelerine, açıklamaya yapmalarına dahi izin vermediğini dile getirdi. Faruk, “Ülkede topyekün Anayasa tanımamazlık var. Cezaevinde çok sayıda meslektaşımız, siyasiler ve öğrenciler var. Biz haber yapmaya devam edeceğiz ve meslektaşlarımızın özgürlüğe kavuşması için elimizden geleni yapacağız. Mücadelemizle karanlığı yıkacağız” diye konuştu.
 
Açıklama alkışlar ile son buldu.