İnanç Özgürlüğü Girişimi: Aleviler nefret suçunun hedefinde
- 13:08 15 Eylül 2022
- Güncel
HABER MERKEZİ - Norveç Helsinki Komitesi İnanç Özgürlüğü Girişimi’nin hazırladığı “Türkiye’de Din, İnanç veya İnançsızlık Temelli Nefret Suçları 2021” raporuna göre Aleviler 12, Hristiyanlar 10, Yahudiler 5, ateistler ise 2 nefret suçu veya olayın hedefi oldu.
Norveç Helsinki Komitesi İnanç Özgürlüğü Girişimi, “Türkiye’de Din, İnanç veya İnançsızlık Temelli Nefret Suçları 2021” raporunu yayımladı.
Nefret suçuna en çok Aleviler maruz kaldı
Raporda Türkiye’de yaşayan farklı din ve inançların maruz kaldığı nefret suçları işlendi. Rapora göre, 2021 yılı boyunca tespit edilen nefret suçlarının hedefi olan gruplar Aleviler, Hristiyanlar, Yahudiler ve ateistler. En çok işlenen nefret suçu ise ibadet yeri ve mezarlıklara zarar verme olarak kaydedildi. Raporda, din, inanç veya inançsızlıkla bağlantılı önyargı saikiyle işlenen ve tespit edilebilen 29 nefret suçu veya olayına yer verildi. Rapora göre, 2021 yılında Aleviler 12, Hristiyanlar 10, Yahudiler 5, ateistler ise 2 nefret suçu veya olayının hedefi oldu.
Nefret suçları az ihbar ediliyor
Nefret suçu ve olaylarının, mala zarar verme, tehdit, kişilere yönelik şiddet içeren saldırı, ibadet yeri veya mezarlıklara zarar verme, taciz ve hakaret suçları gibi çeşitli suçları içerdiğine vurgu yapılan raporda, nefret suçlarının yaşanandan az ihbar edildiği ve raporlandığı, buna bağlı olarak ortaya çıkan sayıların yalnızca genel bir resmi yansıttığı belirtildi.
Güvensizlik şikayetsizliğe yol açıyor
Raporda, nefret suçlarının ihbar edilmemesinin gerekçesi ise şöyle ifade edildi: “Mağdurların nefret içerikli eylemleri kanıksamış olması ve ihbar veya rapor etme konusunda eşiklerinin yüksek olması; kişilerin dışlanma riskini düşünerek ihbar etmemeyi tercih etmesi; mağdurların iddialarının ciddiye alınmayacağı veya ihbarda bulunmaları halinde, polis memurları tarafından da dahil olmak üzere, daha büyük mağduriyete uğrayacakları endişeleri.”
Nefret suçu tanımlandı
“Nefret suçu” tanımına da yer verilen raporda, “Mağdurun, mülkün ya da işlenen bir suçun hedefinin, gerçek ya da hissedilen ırk, ulusal ya da etnik köken, dil, renk, din, cinsiyet, yaş, zihinsel ya da fiziksel engellilik, cinsel yönelim veya diğer benzer faktörlere dayalı olarak, benzer özellikler taşıyan bir grupla gerc¸ek ya da öyle algılanan bağı, bağlılığı, aidiyeti, desteği ya da üyeliği nedeniyle seçildiği, kişilere veya mala karşı suçları da kapsayacak şekilde işlenen her tür su縔 tanımı yer aldı.
Bütünlüklü mücadele şart
Nefret suçuyla mücadelenin bütünlüklü bir şekilde geliştirilmesi ihtiyacına vurgu yapılan raporda, “Mağdurların kimliklerinden dolayı hedef alındığı nefret suçları diğer suç türlerinden farklı bir şekilde, uzun süreli ve derin toplumsal hafıza ve travmaları da göz önünde bulundurularak ele alınmalı” önerisinde bulunuldu. Yakın zamanda yaşanan nefret suçlarına da işaret edilen raporda, “din, inanç veya inançsızlık temelli nefret suçlarının izlenip raporlanması, etkili bir şekilde soruşturulması, zarara ilişkin tazmin, mağdur olanların desteklenmesine yönelik bütünsel bir yaklaşım ve çok paydaşlı çalışmalar nefret suçlarıyla mücadele için önemli yapı taşları” tespitine yer verildi.
Etkili bir hukuki süreç yürütülmüyor
Nisan 2021 yılında yayımlanan İnsan Hakları Eylem Planı’nda, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) nefret suçlarıyla ilgili bir yıl içinde düzenleme yapılacağı hedefinin yer aldığı ancak bunun hayata geçirilmediği bilgisinin de paylaşıldığı raporda, Türkiye’deki nefret suçu mevzuatının yetersiz olduğuna vurgu yapılarak, kapsamlı bir mevzuat düzenlemesi ve cezasızlık politikalarıyla mücadele ihtiyacının altı çizildi. Nefret suçlarına dair etkili bir hukuki süreç yürütülmediğine dikkat çekilen raporda kamu yetkilileri, sivil toplum ve din veya inanç topluluklarına yönelik somut öneriler de sunuldu.
Raporda öneriler şöyle sıralandı:
Kamu yetkililerine
*Din veya inanç temelli nefret suçları da dahil olmak üzere tüm nefret suçlarını engellemek ve bunlarla mücadele etmek amacıyla nefret suçlarına ilişkin mevzuat düzenlenmesi, nefret suçlarının ayrıştırılmış bir şekilde kayıt altına alınması, etkin bir şekilde soruşturulması, kovuşturulması ve uygun bir yaptırım uygulanması sağlanmalı.
*Kamu yetkilileri nefret suçları ile bütünlüklü mücadele stratejisi geliştirmek amacıyla, alanda uzman kişiler de dahil olmak üzere, geniş katılımlı ve şeffaf bir süreç yürütmeli.
*TCK’nın tanımlar bo¨lu¨mu¨nde nefret suçu tanımına yer verilmeli; nefret suçları konusunda kapsamlı, orantılı ve caydırıcı, medeni hukuk, ceza ve idare hukukuna dair hükümler içeren yasal düzenlemeler kabul edilmeli.
*Nefret suçları ile ilgili genel bir ağırlaştırıcı neden o¨ngo¨ru¨lmeli.
*Mevcut mevzuat etkili bir s¸ekilde uygulanmalı; cezai yaptırımlar arasında toplum hizmeti yu¨ku¨mlu¨lu¨gˆu¨ gibi yaptırım seçenekleri de o¨ngo¨ru¨lmeli; konu ile ilgili çalışma ve savunuculuk yapan sivil toplum kuruluşlarının hukuk davası açma ve müdahillik hakkı tanınmalı.
*Kolluk kuvvetleri personeli nefret suçları, önyargı saikinin tespit ve kaydedilmesi konusunda düzenli olarak eğitim almalı.
*Mağdurların desteklenmesi için ihtiyaçlarına yönelik çok boyutlu tedbirler alınmalı.
*Kişilerin veya toplulukların güvenlik ihtiyaçları sağlanmalı, statüsüne bakılmaksızın ibadet için kullanılan yerler ve toplumsal mekânlar etkin bir şekilde korunmalı.
*Nefret suçu mağdurlarının ihtiyaç duyduğu pratik yardım sağlanmalı.
*Nefret suçunu ihbar eden mağdurların adli sisteme erişimleri için destek sağlanmalı; saygılı ve onurlu bir şekilde davranılması sağlanmalı.
Sivil topluma
*Nefret suçlarıyla ilgili doğru bilgileri yaygınlaştırmak ve nefret suçlarına dair farkındalığı artırmak için medyayla daha iyi ilişkiler kurabilir ve iş birliği içinde olabilir.
*Politikalar, savunuculuk stratejileri ve nefret suçuyla mücadelede değişim yaratacak araçlar geliştirmek için hem başka kuruluşlarla hem de din veya inanç gruplarıyla yakın iş birliği içinde çalışabilir ve konuya dair daha geniş bir savunuculuk yürütmek için koalisyonlar veya platformlar kurabilir.
*Nefret suçları ve bu suçların bir topluluk için sonuçlarına dair farkındalığı artırmak ve kamuoyu oluşturmak için faaliyetler yürütebilir. Kampanyalar, forumlar, konferanslar, atölyeler, görsel veya yazılı materyal üretme gibi.
*Nefret suçlarının önlenmesi ve bunlara karşı bilinçlendirme için eğiticilerin paydaş olarak dahil olduğu faaliyetler planlayabilir.
*Din veya inanç topluluklarıyla birlikte, toplulukların güçlenmesini hedefleyen, nefret suçlarına odaklanan etkinlikler düzenleyebilir.
*Nefret suçunu önleme ve nefret suçuna karşı güçlendirme stratejisi olarak gençlere yönelik çalışmalar yürütebilir.
*Profesyonellere yönelik eğitimler planlayabilir. Polis kurumları, hukukçular, sosyal hizmet çalışanları, öğretmenler ve sağlık hizmeti profesyonelleri gibi.
*Destek ve danışmanlık merkezi kurmak dahil olmak üzere, mağdurlara doğrudan destek sunabilir.
*Yaşanan nefret suçlarını ve bu suçların resmî karşılıklarını izleyebilir ve raporlayabilir. Böylece hem yetkilileri hem de kamuoyunu harekete geçirebilir.
*Akademisyenlerle ve nefret suçuyla ilgili uzmanlarla iş birlikleri geliştirebilir.
*Nefret söylemine dair izleme, raporlama, savunuculuk ve bilinçlendirme faaliyetleri yürütebilir.
Din veya inanç topluluklarına
*Nefret suçu konusunda din veya inanç toplulukları içerisinde farkındalık yükseltme çalışmaları yürütebilir.
*Nefret suçlarıyla ilgili ihbarda bulunmak, kendi veri tabanını oluşturmak ve verileri paylaşmak nefret suçlarının görünürlüğünü artırmaya katkıda bulunabilir.
*Ortak izleme ve raporlama girişimlerine katılabilir.
*Nefret suçu mağduru olan kişi veya topluluklara pratik destek sunabilir ve bilgi paylaşabilir.
*Din veya inanç temelli önyargı saikinin ötesinde farklı önyargı saikiyle işlenmiş nefret suçlarıyla ilgili çalışma yapan kuruluşlarla iş birliği yapabilir.”
Raporun detaylarına https://inancozgurlugugirisimi.org/turkiyede-din-inanc-veya-inancsizlik-temelli-nefret-suclari-2021-raporu-yayimlandi/ adresi üzerinden ulaşabilirsiniz.