MED-DER yeni dönem Kürtçe kursları başladı

  • 09:02 15 Eylül 2022
  • Güncel
 
DİYARBAKIR - MED-DER yöneticisi Dilan Güvenç, 2017 yılından bu yana Kürtçe kurslar açtıklarını belirterek, yeni dönem kurslarına büyük ilgi olduğunu, derslerin yanı sıra mahalle ve köylerde çocuklar için çalışmalar yürüteceklerini, ayrıca panel, konferans ve farklı planlamalarının olduğunu söyledi. Çalışmaları ile asimilasyonun etkisini kırmak istediklerini söyleyen Dilan, “Yaşamın her alanında Kürtçe okuyalım, yazalım, konuşalım” çağrısı yaptı. 
 
15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte birçok kurum ve  kuruluşların yanı sıra Kürtçe eğitim veren kurslar ve okullar da kapatıldı. Kürtçe eğitime yönelik baskı ve engellemelere rağmen 2017 yılında Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED DER) açılarak Kürtçe eğitimlere başladı. Dil ve eğitim çalışmalarını o günden bu yana sürdüren derneğin yeni dönem kurslarına da başvurular devam ediyor. 
 
MED-DER yönetiminden Dilan Güvenç, asimilasyon politikaları ve Kürtçe kurslara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Kürtçe yasalarda tanımlanmıyor’
 
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana asimilasyon politikalarının devam ettiğini belirten Dilan, bunun sistematik bir şekilde yürütüldüğünü dile getirdi. Dilan şöyle devam etti: “Yürütülen sistematik politikalar aynı zamanda bir asimilasyonu getiriyor. Bu yüzden cumhuriyetin kuruluşundan tek dil, tek ulus ve tek kültür politikası yürütülüyor. Bu bir sistem olarak devam ediyor. Kürtçe yasalarda tanımlanmıyor, tanınmıyor. Bu yüzden de Kürtçe yok sayılıyor. Dili yok sayma ile halkı da yok saymaya çalışıyorlar. Bu da bize dilin tanınmaması ulusun tanınmamasıdır. Türk devleti bu güne kadar sistematik bir politika yürütüyor.”
 
‘Asimilasyon sistematik olarak yürütülüyor’
 
Devlet okullarında Kürtçe eğitim verilmemesine değinen Dilan, “Okul öncesinden başlayıp üniversiteye kadar Kürtçe üzerinde ciddi bir engel var. Onların eğitim sistemlerinde tek dilli eğitim esas alınıyor. Okullarda Fransızca, İngilizce, Almanca yabancı dil olarak veriliyor, çocuklara öğretiliyor. Ancak okullarda Kürtçe eğitim yok. Sisteme baktığımızda köy ve kentlerinden çıkan öğrenciler Yatılı Bölge Okulları (YİBO) eliyle asimilasyona tabi tutuluyor. Bu asimilasyon sistematik olarak yürütülüyor. Kürtçe bir dil olarak görülmüyor. Bu politika dönemsel değil, her zaman sistematik olarak devam ediyor. Bir halkın dilini yok etmek için farklı asimilasyon yöntemleri uygulanıyor. Bu yüzden de biz bir dilin tanınmamasını bir insanlık suçu olarak değerlendiriyoruz. Bundan dolayı da biz Kürtçe’nin resmi olarak eğitim dili olması için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Kurum olarak bu asimilasyon politikalarına karşı duruyoruz. Asimilasyon okul öncesinden başlayarak devam ediyor. 20 yıldır da AKP iktidarı bu asimilasyon politikasını sürdürüyor” diye konuştu. 
 
‘Kürtçe resmi eğitim dili olsun’
 
Yaşamın her alanında da Kürtçe’nin yok sayıldığını dile getiren Dilan devamla şunları belirtti: “Bu da çocuklarımızı etkiliyor. Anadile ilişkin araştırmalar var. Bilimsel ve toplumsal araştırmalar, kendi anadilinde eğitim görmeyen çocukların kendilerine güvensiz olduklarını gösteriyor. Çocukları kendine güvenmiyor. Anadillerinde kendilerini ifade etmedikleri için de okullarda eziliyorlar. Düşünsel, duygusal ve psikolojik olarak çok olumsuz etkileniyorlar. Dolayısı ile bu çocuklar büyük bir travma ile hayata başlıyorlar. Bu yüzden biz Kürtçe’nin resmi olarak eğitim dili olmasını istiyoruz. Asimilasyonun etkilerini azaltmaya çalışıyoruz. Kürt çocuklarının kendi anadilleri ile eğitim görmelerini ve özgürce kendi düşüncelerini ifade edebilmelerini istiyoruz. Yine Kürt çocuklarının kendi kültürleri ile yaşamalarını istiyoruz.”
 
‘8 ayda 800 öğrenciye ulaştık’
 
2017 yılında ilan edilen OHAL ile birçok dil kurumunun kapatıldığını hatırlatan Dilan, “Sizin de bildiğiniz gibi 2016 yılında Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile dil kurumları kapatıldı. Kurdî-Der ve 38 şubesi KHK ile kapatıldı. Bu da devletin dil politikasının göstergesi. Kurumların kapatılması ile birlikte toplumu dil eğitimden uzaklaştırmak istediler. Bu şekilde toplumu korkutmak istediler. Ancak birçok engelleme ve yasağa rağmen 2017 yılında MED-DER’i açtık. Dernek asimilasyona karşı çalışmalarını sürdürüyor. Esas çalışmamız Kürtçe öğretmek. Halk bunu çok istiyor. Toplum büyük bir ilgi gösteriyor. Bu ilgiyi kurs başvurularında görüyoruz. Engellemeye rağmen Kürtçe öğrenme isteği çok fazla. Biz de çalışmalarımızla asimilasyonun etkisini kırmaya çalışıyoruz. Kurslarımız 2017’den beri devam ediyor. 2022’nin 8 ayı içerisinde 800 öğrenciye ulaştık. Hem online hem de yüz yüze eğitimler veriyoruz. Ağustos ayında derslerimize başladık ve Eylül ayında da yeni kayıtlarımız başladı.  Bu da büyük bir ilgi olduğunu gösteriyor. Halkımız dilini öğrenmek istiyor. Biz de elimizden ne geliyorsa yapıyoruz” dedi. 
 
Kayıtlar sürüyor
 
Başlattıkları kurslara 420 başvuru olduğunu söyleyen Dilan, “Eylül ayı kurslarımız için kayıtlar hala devam ediyor. Dilini öğrenmek isteyen herkesi kurslarımıza başvuru yapmaya çağırıyoruz. Kurslarımıza daha çok kadın ve gençler geliyor. Biz Sosyo-Politik Saha Araştırmaları Merkezi ile birlikte bir çalışma yaptık ve bunu raporlaştırdık. Dile ilgi nedir bunu raporla göstermek istedik. Gördük ki birçok kişi başvuruyor. Türk devletinin siyasetinin gücü Kürtçe’ye yetmiyor. Bu yüzden de diyebilirim ki başvurularımız şu anda iyi. Şu anda Kurmancî ve Kurmanckî kursları veriyoruz. Başlangıç seviyesinden öğretmenliğe kadar kurslar veriliyor.  Kursların süresi 3 aydır. Ancak öğretmenlik kursunun süresi bir yıl devam ediyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Farklı farklı planlamamız var’
 
Çalışmalarının sadece kurslarla sınırlı olmadığını belirten Dilan, “Çalışmalarımızı daha çok halk içinde ve kurumlarla birlikte yürütüyoruz. Sivil toplum kurumlarının talepleri doğrultusunda orada da kurs veriyoruz. Yine çocukların eğitimi bizim için çok önemli. Önceki dönemde mahalle ve köylerde çocuklar için çalışmalar yaptık. Dil ve kültür çalışmaları yaptık. Önümüzdeki süreçte yine mahalle ve köylerde  çocuklar için çalışmalar yapacağız. Yine panel, konferans ve farklı birçok çalışma yapmaya dönük planlamalarımız var”  şeklinde konuştu. 
 
 Dile sahip çıkma çağrısı
 
Dilan, son olarak şunları söyledi: “Anne ve babalardan öncelikli isteğim çocukları ile Kürtçe konuşsunlar. Asimilasyonun etkisini kıralım ve Kürtler olarak tavrımızı gösterelim. Yaşamın her alanında Kürtçe konuşalım, yazalım, okuyalım.  Bizler Kürçe’nin resmi eğitim dili olmasını istiyoruz. Bu talebimizin yerine gelmesi için de çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”