Polis, kadınlar savunma yaparken fotoğraflarını çekti
- 18:56 14 Eylül 2022
- Hukuk
ANKARA - İstanbul Sözleşmesi eyleminde gözaltına alınan 8 kadının yargılandığı davanın ilk duruşmasında müşteki olarak davaya katılan polis memuru Necdet Attila Çiftçi kadınların savunma yaptığı sırada fotoğraflarını çekti.
12 Ağustos 2020 tarihinde İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına tepki göstermek isteyen kadınlar gözaltına alınmış, gözaltına alınan kadınlar hakkında 7 Haziran 2021 tarihinde dava açılmıştı. Ancak kadınlar taraf oldukları davaya alınmamış ve polis müdahalesi ile gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan 8 kadının yargılandığı davanın ilk duruşması Ankara 53’ncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya Türkiye Barolar Birliği (TBB) temsilcisi Avukat Deniz Özbilgin, Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden avukatlar ve çok sayıda avukat katıldı.
Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, avukatlar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile (SEGBİS) duruşmanın kayıt altına alınmasını talep etti. Avukatların talebi mahkeme heyeti tarafından reddedildi.
Kadınların fotoğrafları polis tarafından çekildi
Taleplerin ardından hakkında dava açılan kadınlardan Buse Üçer’in savunma yaptığı sırada, polis memuru Necdet Atilla Çiftçi’nin fotoğraf çekmesi kadınlar tarafından tepkiyle karşılandı. Tepkilere karşı çektiği fotoğrafı silmek isteyen polis Necdet Atilla Çiftçi’nin fotoğrafları silmesine avukatlar engel oldu. Tepkilerin üzerine mahkeme heyeti polis Necdet Atilla Çiftçi’ye “Fotoğraf çektin mi” diye sordu. “Evet” diye yanıtlaması üzerine avukatlar duruşma salonunda çıkarılmasını ve suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
‘Görevi şiddeti engellemek olan polis bize şiddet uyguladı’
Duruşmada ilk olarak hakkında dava açılan Aysun Gençtanır söz aldı. Aysun, 7 Haziran 2021 tarihinde Aralık 2021’de Kolej bulvarında gerçekleştirdikleri bir eylem dolayısıyla hakkında açılan davada savunma yapmak için Ankara Adliyesi’ne geldiğini burada da darp edildiğini anımsattı. Suçlamaları kabul etmediğini ifade eden Aysun, “Anayasal hakkım kolluk kuvvetleri tarafından engellenmiş oldu. İstanbul Sözleşmesi, erkek şiddetine karşı devlete çeşitli yükümlülükler yükler. O gün görevi şiddeti engellemek olan polislerin kadınlara yönelik şiddeti bizzat uyguladıklarını belirtmek istiyorum. Görevini yapmayanların da bir an önce yargılanmasını istiyorum” dedi.
‘Savunma hakkım elimden alındı’
Aysun’un ardından söz alan Buse Üçer, davanın görüleceği gün polis tarafından şiddette maruz kaldıklarını kaydetti. Savunma hakkının elinden alındığını ifade eden Buse, suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Savunma yapan Havva Yılmaz da, söz konusu davaya destek olmak için Adliye önünde olduğunu belirterek “Adliyenin önünde orantısız güç kullanımı ile gözaltına alındım. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Herhangi bir hukuksuzluk yaptığımı da kabul etmiyorum” dedi.
‘Hukuki değil siyasi bir davadır’
Yargılanan kadınlar arasında yer alan Özgürlükçü Çağdaş Avukatlarından (ÖÇAV) ve Ankara Baro başkan adayı Sevinç Hocaoğulları, 8 kadının yargılanmasının siyasi olduğunu belirtti. Sevinç, “Bizler tarafından işlenmiş bir suç yok. Bu davanın mahiyeti kendisini savunmak isteyen kadınların susturulmasının yargı ayağıdır. Bu dava bir siyasi davadır. İktidar politikalarının en güçlü şekilde eleştirenler kadınlardır. Bu da bir siyasi bastırmadır. Ankara’da Olağanüstü Hal (OHAL) sürmektedir. OHAL’den bu yana Ankara emniyeti bütün eylemlere hukuka aykırı şekilde müdahale etmektedir. Bu dava bizi susturmaya yönelik bir davadır” sözlerini kullandı.
Kıyafetinin kim tarafından yırtıldığını görmedi ama şikayetçi
Kadınların savunmalarının ardından polis memuru Necdet Attila Çiftçi söz aldı. Olay gününde tişörtünün yırtılmasından kaynaklı müşteki olarak katıldığını belirten Necdet, kıyafetinin kim tarafından yırtıldığını görmemesine rağmen, yargılanan kadınlardan Buse Üçer’den şikâyetçi olduğunu belirtti.
‘Tarafsız bilirkişi incelesin’
Polis Necdet’in ardından Avukat İlayda Doğan Karaman söz aldı. 33 kadının eylem yapmadan gözaltına alındığını ifade eden İlayda, düşman ceza hukuku uygulandığına işaret etti. İlayda, “Bunu uygulayanların hiçbiri yargılanmıyor. Kadınlar kendilerini ifade etmek isterken Devlet eliyle şiddete uğruyorlar. Müvekkilimin ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ demesi polisi rahatsız ettiği için gözaltına alınıyor. Dava iddianamesi tarafsız değil. Olay yerine ilişkin görüntülerin tarafsız bir bilirkişi tarafından incelenmesini talep ediyoruz” diye konuştu.
Esmanur Çağlar’ın Avukatı Avukat Irmak Bakır da şöyle konuştu:“12 Ağustos 2021 tarihinde 7 Haziran 2021’de açılan davanın 1’nci duruşması için buluşmuştuk. Saat 10.00’da bir basın açıklaması yapmak istedik fakat ciddi bir polis müdahalesi ile karşı karşıya kaldık. Meslektaşım Av. Çiğdem Kolon biri polis tarafından yakın mesafede biber gazı sıkılmak suretiyle bayıltıldı. Bunu yapanlar yargılanmadı. Bir cezasızlık politikası işleniyor. Bizzat Müşteki Çiftçi’nın biber gazı sıktığı mevcut. O gün Kolon, polis şiddetine maruz kalıp darp edilmiş ve bayıltılmıştır. Kolon’un darp edilmesinin de dava kapsamına girmesini talep ediyoruz’ dedi.
‘Avukatın fotoğrafının çekilmesi hâkimin fotoğrafı çekilmiş gibidir’
Duruşmada son olarak TBB üyesi Avukat Deniz Özbilgin söz aldı. Deniz, polis müdahalesinin bir hak ihlali olduğunu belirterek şunları söyledi; “Sanıklardan biri avukat diğeri stajyer avukattır. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunun üçüncü maddesinin 1’nci fıkrasına göre yasayla tanınmış hiçbir hak ihlalinde ayrım yapılamaz. Kolluk kimi eylemlerde darp ederken kimi eylemlerde güvenliği sağlıyor. Kimi düşman olarak görüyorsanız yüzünüzü ve silahınızı ona yönetilirsiniz. Kolluk yüzünü eylemcilere kitleye dönüyor. Kitle ifade özgürlüğünü kullanamıyor. Orada meşru bir eylem vardı ve ayrımcılık yasası polis tarafından ihlal edildi. Kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütleri bu ayrımcılığı gördüğünde müdahale etmek zorundadır. Ayrımcılık yasasının ihlal edildiğini beyan ediyoruz ve ihlali yapanların yargılanmasını talep ediyoruz.”
Duruşma ertelendi
Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti, olay gününde çekilen video ve CD’lerin bilirkişi tarafından incelenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 17 Ocak 2023 tarihine ertelendi.