Eğitim Sen’li Emine Akşahin: Tek dilin dayatılması asimile etmektir

  • 09:01 14 Eylül 2022
  • Güncel
 
DİYARBAKIR - Asimilasyon politikalarının en yaygın olduğu eğitim alanlarında öğrencilerin maruz kaldığı sosyolojik şiddet ve asimilasyon politikalarını eleştiren Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Emine Akşahin, “Türkçeyi, tek dili, tek kültürü ve tek kimliği öngören bir eğitim sistemi ile karşı karşıyayız. Sadece tek dilin dayatılması ise öğrenciyi asimile etmektir” diyerek bu anlamda mücadele yürüteceklerini vurguladı. 
 
2022-2023 eğitim ve öğretim yılı başlarken, asimilasyon politikalarının en yoğun yaşandığı yerlerden biri olan okullarda çocuklar anadilinde eğitim göremiyor. Diğer yandan sürekli değişen eğitim müfredatıyla "tekçilik" anlayışı ile verilecek derslerle, öğrencilerin asimile edilmesine yönelik tepkiler gelmeye devam ediyor. 
 
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Diyarbakır 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Emine Akşahin, eğitim sistemindeki asimilasyon politikalarına yönelik değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Kültürel zenginlikler sistem içerisinde eritilmeye çalışılıyor’
 
Bu hafta başlayan yeni eğitim-öğretim yılına dair konuşan Emine, okullarda Kürtçe anadil eğitim hakkının çiğnenmesini ve öğrencilere tek dilin dayatılmasını eleştirdi. Emine, “Ülkede maalesef sadece Türkçeyi, tek dili, tek kültürü ve tek kimliği öngören bir eğitim sistemi ile karşı karşıyayız. Bu coğrafyada Kürt çocukları ile iç içe olduğumuz için, onların tanık olduğu sıkıntılara ve baskılara bizler de birebir tanık oluyoruz ve defalarca dile getiriyoruz. Bu ülke etnik yapı bakımından kültürel zenginliği olan bir ülke. Ancak bu kültürel zenginlikler ve farklılıklar, farklı dil ve kimlikler, eğitimin de rol aldığı bir sistem içerisinde eritilmeye ve asimile edilmeye çalışılıyor. Eğitim alanı olan okullarda her öğrencinin kendini, kimliğini, kültürü ve dili ile var edebilmesi doğru olandır. Farklılıkların bir zenginlik olduğunu okulda hissedebilmelidir. Okulun ilk günü hepimizin ve tüm öğrencilerin dili yasaklanarak başladı ve kapının dışında bırakıldık” ifadelerine yer verdi.
 
‘Tek dilin dayatılması öğrenciyi asimile etmektir’
 
Okullarda anadili Kürtçe olan öğrencilere yönelik “Türkçe konuş” gibi söylemleri aykırı bir durum olarak değerlendiren Emine, şunları kaydetti: “Ben şu an köy öğretmeniyim. Okula yeni başlayan bir ilkokul öğrencisine kendi dilini dışarıda bırakmasını söylüyorum ve artık Türkçe konuşmasını istiyorum. Onu kendi diline yabancılaştırıyorum. Bu aykırı bir durumdur. Evet, bizler başka bir dil öğrenebiliriz. 2’nci veya 3’üncü bir dil bizim için zenginlik olur. Sadece tek dilin dayatılması ise öğrenciyi asimile etmektir.”
 
‘Tek bir ırkın üst düşünce olarak aktarılmasına karşıyız’
 
Ders kitaplarında ırkçılığın körüklenmesi ve ırkçı söylemlerin yer aldığı yazıların bulunmasına da değinen Emine, “Eğitim sisteminde ırkçı söylemlerin açık seçik ifade edilmesine karşıyız” dedi. Emine, toplumsal cinsiyet ve ırk eşitliğine aykırı olan ifadelerin ve böyle bir eğitimin dayatılmasının doğru olmadığını vurgulayarak, “Bizler tüm renklerin, dillerin ve inançların eğitime yansıtıldığı bir sistem istiyoruz. Bu nedenle sadece tek bir ırkın, tek bir milletin, tek dilin, inancın dayatılması, üst kimlik ve üst düşünce olarak aktarılması ve diğerlerinin yok sayılmasına karşıyız. Yıllardır öğretilen dile ve inanca sahip olmamız, öğretilen tarihe sahip olmamız ve öyle lanse edilmemiz istendi. Bunlar bize dayatılan politikalardır. Çocuklarımıza, ‘Türkçe konuş, Türkçe yaz, Türkçe hisset ve Türk tarihine sahip çık, kendi tarihini unut’ denilerek bu sistem var edilmeye çalışılıyor. Bir insanı kendi kimliğine yabancılaştırdığınız zaman siz o insanı kaybedersiniz, kendine yabancı hale getirip sistemin içinde eritirsiniz” diye konuştu.
 
‘İktidarlar tarafından bir adım atılmıyor’
 
Emine, Eğitim Sen’in önemli temel ilkelerinden birinin, “anadilde eğitim hakkını korumak” olduğunun altını çizerek, “Okullar açıldıktan sonra yine yüz binlerce Kürt çocuğu kendi dilinde eğitim göremeyecek. Ve diğer çocuklara göre eğitimine 1-0 yenik bir durumda başlayacak. Biz her öğrencinin, eğitimin her kademesinde kendi anadilinde eğitim görmesini, kendini ifade etmesini ve okumasını, resmi dil olarak kendi dilinde yaşaması gerektiğini her zaman vurguladık, bu alanda mücadele yürüttük. Bundan sonrasında da bu kazanımlar elde edilinceye kadar bunun mücadelesini vereceğiz. Bir dersin zorunlu olarak verilmesi farklı, haftanın 2 saatine sıkıştırılıp bir politika tarzında seçmeli ders olarak verilmesi farklıdır. O bölümden atanan öğretmenlere sınıf açılmıyor. Bu durumda ‘İktidar tarafından bir adım atılıyor’ diyemeyiz. Amaç yalnızca göz boyamaktır” sözlerine yer verdi.
 
Emine, son olarak yaşamın her alanında çocukların kendi dilinde, eğitim görmesi ve resmi alanlarda Kürtçe konuşabilmeleri için mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.