Derya Ren

 

DİYARBAKIR - Cezaevinde 3 ayı aşkın bir süredir tutulan 16 gazetecinin tutukluluk durumuna yapılan 3 itirazın reddedildiğini belirten avukat Resul Temur, dosyayı AYM’ye taşıyacaklarını söyledi.

 

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 8 Haziran’da JINNEWS, Pel, Piya ve Ari prodüksiyon şirketleri ile gazetecilerin evlerine baskın yapıldı. Operasyon kapsamında gözaltına alınan 20’si gazeteci 22 kişi 8 gün süren gözaltı sürecinin ardından 15 Haziran’da Diyarbakır Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık işlemlerinin ardından mahkemeye çıkarılanlardan 16 gazeteci, 16 Haziran’da tutuklandı.

 

Ajansımızın Haber Müdürü Safiye Alağaş’ın da aralarında olduğu 16 gazetecinin tutukluluk durumlarına yapılan 3 itiraz reddedilmişti. 

 

Yapılan başvurulardan sonuç alamadıklarını söyleyen avukat Resul Temur, dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıyacaklarını söyledi.

 

‘Adil savunma hakkı engelleniyor’

 

Gazetecilerin 3 ayı aşkın bir süredir cezaevinde tutulduğunu söyleyen Resul, tutukluluk süresi zarfında karşılaştıkları en büyük sorunun “dosyaya erişememe” olduğunu ifade etti. Resul, “Dosyaya erişilemediği zaman bir muhataplık ve bilirlik sorunu yaşıyorsunuz. Temelde gözaltına alınan, tutuklanan ve hakkında işlem yürütülen birinin kendisini adil bir şekilde savunabilmesi için dosyaya erişebilmesi ve görmesi gerekiyor. Fakat 3 ayı aşkındır dosyada ‘kısıtlılık’ kararının bulunması, dosyaya erişimi engelleniyor olması adil bir savunma hakkını da engellemekte. Gazeteci arkadaşlar tutuklandığından bu yana doğrudan kendilerine özgülenen ve istinat edilen bir suçla karşı karşıya kalmadılar. Gazeteciler bugüne kadar yaptıkları gazetecilik faaliyetleri, televizyon programları üzerinden yargılandılar. Sorgulama bunun üzerinden yürüdü” dedi.

 

‘AYM’ye başvuruda bulunmayı düşünüyoruz’

 

Gazetecilerin cezaevinde olduğu 3 aylık süre zarfında her ay düzenli olarak Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuk incelemesi gerçekleştiğini ifade eden Resul, “Bu ay 3’üncüsü gerçekleştirildi. Fakat 3 incelemenin kendisi de dosya detayına inmeyen, gazetecilerin doğrudan şahıslarına ve fiillerine yönelik, istinat edilen herhangi bir suçu irdelemeyen genel-geçer kalıplarla reddedildi ve tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Bunlara karşı avukatlar tarafından yapılan itirazların hiçbiri dosya kapsamında değerlendirilmedi. Ve yine genel geçer ifadelerle matbu ifadelerle itirazlar da bir bütünen reddedildi. Dolayısıyla adil bir şekilde başvurulacak mekanizmanın olmadığı ortaya çıkıyor. Dosyanın incelenmemesi, sürüncemede bırakılması, sürekli aynı matbu ifadelerin tutanaklara geçirilmesi, tutuk süresi içerisinde yapılan işlemlerin ne kadar şekli ve usli bir şekilde yapıldığını ve süreci geçiştirmeye dönük bir çaba içerisinde olunduğunu da göstermekte. Bundan kaynaklı yaptığımız hiçbir başvurudan sonuç alamıyoruz. Bundan dolayı bizler tutuklamaya karşı önümüzdeki günler içerisinde tüm gazeteciler açısından AYM’ye başvuruda bulunmayı düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

 

‘Gazetecilerin tutukluluk halinin devamına karar veriliyor’

 

“Dosya kapsamında tutuklanan gazetecilerin tutuklanmasına gerekçe gösterilen nedenlerden birinin dosya kapsamı ile ilgisi bulunmayan, soruşturma başlatılmadan önce, tutuklanan gazetecilerden bağımsız olarak beyanda bulunmuş açık ve gizli tanıkların beyanları basın ile ilgili kısımların bağlamından koparılarak gazeteciler ile ilişkilendirilmeye çalışılmıştı” diyen Resul, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Aslında tutuklama gerekçeleri doğrudan buydu. Fakat bizler yargılama aşamasında şununla karşılaşıyoruz. Bu açık ve gizli tanıklar dosya kapsamında olmadığı için, dosyayla ya da yargılanan gazeteci ile ilgili olmadığı için dosya dışı bırakılıyor. Mahkeme bunların dinlenmesine yer olmadığına karar veriyor. Yani ileride mahkemelerin dinlemeye gerek duymayacağı açık ve gizli tanıkların beyanları ile gazeteciler tutuk halinin devamına karar veriliyor. Bu da adil yargılama hakkın ihlaline yol açmaktadır.”