Marta Sömek

 

İSTANBUL - Ajansımızın sorularına verdiği yanıtta verdikleri tüm mücadelenin yalnızca onurlu bir barışın gelmesi için olduğunu söyleyen HDP Milletvekili Semra Güzel, “Bilinsin ki bu erkek-devlet oyunlarına bin yıllardır kadınlar olarak pabuç bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız. Direnen herkesten aldığım güçle başımı eğmedim, eğmeyeceğim” dedi.

 

Hedef gösterilerek dokunulmazlığı kaldırılan ve jet hızıyla hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, 2 Eylül’de İstanbul’da gözaltına alındı. Semra, 3 Eylül’de de çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi.

 

Başı eğdirilemedi

 

Semra, adliyeye sevk edilmeden önce sağlık kontrolü için götürüldüğü hastanede iki polis tarafından başının eğdirilmeye çalışılması, saçından çekilmesi ve ters kelepçelenmesi şeklinde işkence ve şiddete maruz bırakılmıştı. Semra’ya dönük bu saldırı, kamuoyu ve dünya tarafından büyük bir tepkiyle karşılanırken, yaşananları Kürt halkı ve kadınlara dönük bir politika olarak değerlendiren kadınlar da, Kürdistan ve Türkiye kentlerinde sokaklara çıkarak Semra’nın yalnız olmadığını, Kürt halkının da iradesi olduğunu haykırdı.

 

Tutuklu bulunduğu Silivri Kadın Kapalı Cezaevi’nden ajansımızın sorularını yanıtlayan Semra, ne Kürt halkının ne de kadınların asla boyun eğmeyeceğini bir kez daha vurguladı.

 

Direnişi ortadan kaldırma hedefi…

 

Semra ilk olarak oldukça moralli ve dayanışmadan ötürü mutluluk duyduğunu iletti. Uzun süredir Kürt halkı başta olmak üzere faşizme karşı direnen her kesimin iktidarın hedefi haline geldiğini söyleyen Semra, “Bir süredir şahsıma ve şahsım nezdinde partime yaşatılmak istenen de bu direnişi ortadan kaldırmak ve yaklaşan seçim hazırlığıdır. Hepimiz biliyoruz ki kaybedecek olan bu iktidar, halkların mevcut sorunları ile uğraşmak yerine sözde itibarsızlaştırmaya çalışarak kendi kirli politikalarını kapatmaya çalışıyor. Haklarında onlarca kirli iddia olan iktidar mensuplarına dair en ufak bir adım atılmazken böylesi gündemlerle kendi kirli işlerini ört pas etmek istiyorlar. Yaşadığım, yaşadığımız bu süreç bundan bağımsız değildir” dedi.

 

‘İtibar suikastı’

 

5 yıl boyunca elde tutulan görüntülerin, daha mahkeme konusu dahi edilmemişken “hukuksuz” ve etik dışı şekilde basına servis edildiğini hatırlatan Semra, hemen ardından da şahsına yönelik bir linç kampanyası başlatıldığını sözlerine ekledi. Henüz hakkında kesinleşmiş bir karar dahi yokken dosyasının HDP’nin kapatma davasına delil olarak sunulduğunu anımsatan Semra, “Niyet çok açık bir şekilde partimi yıpratma ve karalamadır. Gözaltına alınmam ve tutuklanma kararı boyunca da bu tiyatronun bir devamını medya aracılığı ile devam ettirdiler. Peruk, sahte gözlük taktığım, Edirne sınırında yakalandığım gibi asılsız iddialarla aylar öncesinde hakkımda başlatılan itibar suikasti devam ettirilmek istendi. Bu tiyatroya sağlık kontrolüne götürüldüğüm doktordan ifademi alan savcıya kadar, başımı talimatla eğmeye çalışan polislerden haberleri yayan medya organlarına kadar dahil edildi” ifadelerini kullandı.

 

Doktor muayene etmedi

 

Hastanede şikayetine rağmen kendisine “İstanbul Protokolü burada geçmez” diyen doktor tarafından muayene edilmediğini paylaşan Semra, “Dosya konusu dışında hukuksuz bir şekilde sorular soran savcı, başımı eğmeleri için talimat alan memurlar, bütün bunları bir nefret dili ile servis eden basın, bu tiyatronun oyunculuğunu üstlendi. Süleyman Soylu’nun talimatıyla ‘Başını eğdirdik’ demek istediler. Fakat bütün bunların nafile olduğunu ve direnenlerin baş eğmediğini tarihten biliyoruz. Ben de başta kadınların mücadelesi olmak üzere, direnen herkesten aldığım güçle başımı eğmedim, eğmeyeceğim” mesajını verdi.

 

‘Barışa ve diyaloğa inandım’

 

Tutuklanmasına gerekçe olabilecek herhangi bir suç unsuru olmadığını vurgulayan Semra, verilen kararın hukuki değil siyasi olduğunun altını çizdi. Mücadelesini sahiplenen herkese selam gönderen Semra, şunları kaydetti: “Fotoğrafların çekildiği süreçte bir doktor olarak, şimdi ise KHK’li bir milletvekili olarak her zaman barışa ve diyaloğa inandım. Verdiğimiz bütün mücadeleler bu ülkeye onurlu bir barışın gelmesi içindir. Bu mücadeleyi sahiplenen ve yaşadığım hukuksuzluğa tepki gösteren başta kadınlar olmak üzere bütün direnen halkları selamlıyorum. Hepsine tek tek teşekkür ediyorum.”

 

‘Erkek-devlet oyunlarına pabuç bırakmayacağız’

 

“Bilinsin ki bu erkek-devlet oyunlarına bin yıllardır kadınlar olarak pabuç bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız” diyen Semra son olarak, “Benim şahsımda Kürt halkına, kadınlara, halkların mücadelesine boyun eğdirmeye çalıştılar. Fakat izin vermedim. Bu da onlara dert olsun, dert olmaya devam edecek” sözleriyle direnmekten vazgeçmeyeceğine işaret etti.