Kobanê Davası: Karşımızda DAİŞ vahşetini yok sayan bir iddianame var
- 12:54 2 Eylül 2022
- Hukuk
ANKARA - Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nda konuşan HDP eski MYK üyesi Dilek Yağlı, “DAİŞ’in vahşetini yok sayan bir iddianameyle karşı karşıya olduklarına” dikkat çekerken, “Böyle bir partiyi ya da bizleri talimat kavramıyla bir araya getirmek akla sığmaz” dedi.
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 16’ncı duruşması, 4'üncü oturumuyla Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye devam ediyor.
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasına HDP’li milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda avukat ile izleyici katıldı. Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başlayan oturum, HDP eski MYK üyesi Dilek Yağlı’nın savunmasıyla devam etti.
‘DAİŞ vahşetini yok sayan bir iddianame’
Konuşmasına 2014’ten bu yana aleyhinde elde edilen herhangi bir delil bulunmadığını belirterek başlayan Dilek, “İddianame her şey 6 Ekim’de başlamış gibi bir kurguya sahip. Ne DAİŞ saldırıları 6 Ekim’de başladı ne de buna karşı yapılan çağrılar 6 Ekim’de başladı. O günün tablosunu bugünün kurgusuyla görmeye çalışırsak iddianamenin ortaya koyduğu algının dışına çıkmak mümkün değil. Bir yerde çatışma varsa çözüm de vardır ancak iktidarlar güç zehirlenmesiyle bu çatışmaları kendine çıkış olarak görebilir. Mahkemeden talebimiz hukukun temel ilkelerine sarılmasıdır. Önümüzde o dönemi ve DAİŞ vahşetini yok sayan bir iddianame var” dedi.
‘HDP bir çatı oluşumudur’
Üyesi bulunduğu süreçte tüm MYK toplantılarına katıldığını aktaran Dilek, “Biz parti içi demokrasiye sahip olduğumuz için HDP’de siyaset yapan insanlarız. Bizin toplantılarımızda bırakın dışarıdan bir gücün kendi içimizde bile talimatvari konuşulmaz. Çok farklı kesimlerin içinde bulunduğu HDP bir çatı oluşumdur. HDP’yi değerli kılan da budur. Antikapitalist Müslümanlardan tutun feministlere kadar pek çok kişinin kendisini HDP’de ifade etme tercihinin temelinde bu yatıyor. Böyle bir partiyi ya da bizleri talimat kavramıyla bir araya getirmek akla sığmaz. İddianamede yer alan bu yönlü tanık beyanlarına bu nedenle karşı çıkıyorum” ifadelerinde bulundu.
‘Êzidîler ilk fermanı yaşamadı’
Beyanlarında Êzidîlere yönelik saldırılara da işaret eden Dilek, DAİŞ’in Şengal’e başlayan saldırısından sonra Kobanê’ye yönelmesi sonrası müthiş bir dayanışma kurulduğuna dikkat çekerken, “Êzidîler 2014’te ilk fermanlarını yaşamadılar. Hala katliamların travmatik etkilerini atlatamadılar. Normal bir dünya vatandaşı böylesi bir vahşete ses çıkarmaz mı” diye sordu.
Duruşmaya 14.00’e kadar ara verildi.