DİYARBAKIR - Hasta ve infazı yakılan tutsakların serbest bırakılması için devam eden Adalet Nöbeti’nin 287’nci aileler, “Evlatlarımız ölmesin” diye haykırdı. 

 

Hasta ve infazı yakılan tutsakların serbest bırakılması yakınlarının başlattığı Adalet Nöbeti, 287’nci gününde Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi önünde yapılacak açıklama ile devam etti. 

 

Ailelere destek vermek amacıyla nöbet eylemine Mezopotamya Beşiğinde Yakınlarını Kaybetmiş Aileler İle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER), Tutuklu ve Hükümlü Aileler İle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), 78'ler Derneği, Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER) de katıldı.

 

‘Sönmeyen bir ateştir evlat acısı'

 

Nöbette konuşan 29 yıldır hasta tutsak bulunan Abdülselam Güler'in ablası İnci Güler, "ölümler meydana gelmesin" diyerek, "Bugün anneler 'evlatlarımız ölmesin' diye haykırıyor. Ama bakıyoruz ki Adalet Bakanı, bizlere düşman gözü ile bakıyor. Demek istediğimiz bir annenin çığlığı, "evladımdan uzağım onu buraya getirin" demesi. Annelerin yüreğinde sönmeyen bir ateştir evlat acısı. Evlatlarımıza düşman gözü ile değil insani bir gözle baksınlar. Aile olarak bekliyoruz, sayılı günler ve saatleri kalmış. Ondan sonra da gelip cezaları 6 ay uzatıldı diyorlar. Bunlar olmasın, ölümler meydana gelmesin diye haykırıyoruz" ifadelerine yer verdi. 

 

'Kürt sorunu denen bir şeyler konuşuluyor'

 

İnci devamında, "Cumhurbaşkanı ta buralara kadar geldi, Şivan Perwer'i getirdi buraya. Ve Kürt sorunu denen bir şeyler konuşuldu. Lakin hiç kimse sözünün arkasında durmadı. Gelip de bize burada "Merhaba, ser seran, ser çavan" deyip biz Ankara'ya giderken 'çevik kuvvet saldır' diyor. Biz çocuklarımızın ölmesini, infazlarının yakılmasını istemiyoruz"  diye konuştu. 

 

Açıklama, "Bijî berxwedana zindana", "Hak, hukuk, adalet" sloganları ve alkışlarla son buldu.