DTK’den Maxmur’a yönelik saldırıya ilişkin açıklama

  • 17:14 29 Ağustos 2022
  • Güncel
 
DİYARBAKIR - DTK, Türkiye’nin Maxmur kampını bombalamasına yönelik yaptığı açıklamada “Biliyoruz ki bu saldırılar 90’lı yılların işgalci zihniyetten ve Kürt düşmanlığından kaynaklanıyor” dedi. 
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Türkiye’nin sabah saatlerinde SİHA’larla Maxmur kampını bombalaması ve bombardımanda Evizêt Abdullah Abid’in isimli yurttaşın yaşamını yitirmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
 
‘BM suça ortaktır’
 
Maxmur Kampı’nda yaşayanların 1990’lu yıllarda Şırnak, Hakkari’de bulunan köylerinin yakılmasından sonra bölgeye taşındıkları belirtilen açıklamada, “Her ne kadar bu kamp Birleşmiş Milletlerin (BM) kontrolü altında olsa da son 3 yıldır KDP’nin ambargosu altında. Öte yandan AKP-MHP hükümeti de SİHA yoluyla saldırılarına aralıksız bir şekilde devam etmekte. BM, uluslararası güçler ve KDP saldırılara destek vermekte ve bu suça ortaktır” denildi.
 
‘Rojava’ya saldırmak için kapı kapı dolaştı’
 
AKP-MHP hükümetinin birçok kriz ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Bu krizlerden çıkışın yolu olarak Kürtlere saldırmaya ve iktidarda kalmaya çalışmaktadır. Bununla birlikte Federe Kürdistan Bölgesi’ne saldırmakta,  ancak bu saldırılarından bir sonuç elde edemedi. Rojava’ya saldırmak için Tahran ve Soçi’de kapı kapı dolaştı. Evet bu görüşmelerden bir sonuç elde edemediğinden kaynaklı Rusya ve uluslararası güçlerin sessiz kalmasından kaynaklı SİHA’larla saldırılarına devam etmekte” ifadeleri yer aldı. 
 
‘Kazanımları beraber koruyalım’
 
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “AKP-MHP hükümeti Federe Kürdistan Bölgesi, Şengal, Rojava ve Mexmûr’a saldırarak, Kürtleri statüsüz bırakmak ve Neo Osmanlı hayallerini yerine getirmek istemektedir. Bugün Mexmûr’a yönelik yapılan saldırıda bir ev hedef alındı, biliyoruz ki bu saldırılar 90’lı yılların işgalci zihniyetten ve Kürt düşmanlığından kaynaklanıyor. Bu vesile ile tüm siyasi, Kürdistani siyasi partiler başta olmak üzere, sivil toplum kuruluşları ve kurumlarına çağrıda bulunuyoruz, Mexmûr halkın kazanımlarını beraber koruyalım. Uluslararası güçler, BM, insan hakları örgütlerine ve Türkiye halkına, yaşananlar karşısında sessimizi yükselteme çağrısında bulunuyoruz.”