HADEP'ten HDP'ye yerel yönetim: 1999’da AKP yoktu fakat mücadelemiz vardı

  • 09:07 13 Ocak 2019
  • Siyaset
DİYARBAKIR - HADEP'ten HDP'ye yerel yönetim kazanımlarını anlatan HDP'li Suzan İşbilen, “1999'da AKP yoktu fakat o yıl da üzerimizde yoğun baskılar vardı, bugün AKP var ve baskı aynı. O günden bugüne değişen bir şey varsa o da artan inancımız ve mücadelemizdir” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP), 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. 12 Aralık'ta aday adaylık başvurularını tamamlayan HDP Diyarbakır İl Örgütü'ne bin 170 kişi aday adaylık başvurusu yaptı, başvuruların 600'ü kadınlardan oluştu. 30 Aralık’ta ön seçim gerçekleştiren HDP, halk oylamasında en çok oy alanları aday gösterdi. Eşbaşkanlık sistemini yeni dönemde de uygulayacak olan HDP, kadın çalışmalarına ağırlık vermeyi hedefliyor. 
 
HDP Diyarbakır İl Yöneticisi Suzan İşbilen, yerelden yapacakları çalışmaları ve eşbaşkanlık sisteminin önemini değerlendirdi. Seçime halkla birlikte hazırlandıklarını söyleyen Suzan, HDP'nin yaklaşık 4 aydır bu sürece hazırlandığına işaret etti. Seçimlere artık hazır olduklarını ve tüm çalışmalarını en aktif şekilde yürüteceklerini kaydeden Suzan, "Kayyım yerel çalışmalarda sınıfta kaldı. Biz DBP'li belediyeler olarak halkçı belediyeler olmayı hedefimize koymuş ve bunu henüz ilk zamanlarda başarmıştık. Eksik kaldığımız yanlarımız olsa da halkın belediyeleri olarak hizmet verdik" diyerek kayyımın belediyeleri devlet şirketi olarak kullandığını ifade etti.
 
HADEP'ten HDP'ye yerel yönetim…
 
Halkın taleplerinin kendileri için önemli olduğunu vurgulayan Suzan, HADEP ile beraber 34 belediye ile başlayan bir yerel yönetim kazanımlarının olduğunu ve 20 yıldır halkçı belediye iddiasıyla yerelden örgütlendiklerinin altını çizdi. Suzan, "O gün başladığımızda da şartlar çok zordu ve bugün de çok zor. O günden bugüne değişen bir şey varsa o da artan inancımız ve mücadelemizdir. 1999'da AKP yoktu fakat o yıl da üzerimizde yoğun baskılar vardı, bugün AKP var ve üzerimizdeki baskı aynı. HADEP sürecinde onlarca il ve ilçe yöneticilerimiz tutuklanmış, belediyelerimizin çalışmaları baltalanmaya çalışılmıştı. Zihniyet değişmediği sürece demokrasinin inşası zordur. 2014 yılında ise ilk kez 104 belediye alarak yerelde büyük bir başarı elde ettik ve henüz 2 yıl geçmeden AKP kayyımlar atayarak kazanımlarımıza saldırdı" diye belirtti. 
 
‘Bugün tek dertleri Kürtlerin statüsü’
 
Baskı ve saldırıların “terör” ile mücadele adı altında yapıldığını fakat yaşananların bu durumun çok ötesinde olduğunu söyleyen Suzan, "Bugüne kadar tüm dertleri Kürtlerin statü kazanması oldu. Sırf Kürtler kazanımlarıyla ilişkilerini büyütmesin diye, Kürtler bir statü sahibi olmasın diye, Kürdün diline, kültürüne, doğasına saldırıp durdular. Tek amaçları Kürtlerin her zaman piramidin en altında olmasıdır. Çünkü Kürtler bir şey kazanmaya başlayınca korkuyorlar. Korkularının sebebi de Rojava'da gözler önündedir. Yani aslında söylemek istediğimiz şey şu; Kürtlerin yerelden örgütlenmesi AKP'nin hedefine koydu ve AKP, KHK'lerle kayyımlar atayarak hem belediyelerimizi bizden aldı hem de belediyelerimizin yaptığı tüm çalışmaları durdurdu" ifadelerini kullandı. 
 
'Belediyeler kimsenin özel mülkiyeti değil'
 
Suzan, daha önce olduğu gibi yine çalışmalarını sürdüreceklerini ifade ederek, şöyle dedi: "DBP'li belediyelerin yapmaya çalıştığı fakat engellenen çalışmalarını yeniden yapacağız. Örneğin; köylerde komün tarlalar, mandıralar, kadınların çalışabileceği alanlar, kadınların ev ekonomisine katkılar, kadınların evde yaptığı el emeklerini satabilecekleri Mor Market'ler çok sayıda çalışma vardı ve biz de hem bunları hem de çok daha fazlasını yeniden gündeme getirmeyi amaçlıyoruz. O kulübeleri belediyelerimizin önünden göndereceğiz, kapıları halkımıza sonuna kadar açacağız. Belediyeler halkındır, kimsenin özel mülkiyeti değildir. O belediyeler halka hizmet için kuruluyor oraya." 
 
'Fermuar sistemini uygulayacağız'
 
Eşbaşkanlık sistemini de uygulayacaklarını dile getiren Suzan, eşbaşkanlık sisteminde eşit temsiliyeti önemsediklerini ve kotaları da buna göre oluşturduklarını belirtti. Belirli bir kotanın olmadığına işaret eden Suzan, "Her belediyeye bir kadın bir de erkek eşbaşkan olacağından dolayı 'şu kadar kadın şu kadar erkek olsun' diye bir kota belirlemedik. Fermuar sistemi olacak. Hala tartışılan isimler var fakat netleşince tüm adaylarımızı basın yoluyla kamuoyu ile paylaşacağız. Tek amaç ve isteğimiz var o da halkımızın hak ettiği bir yerinden yönetimi sağlamak" diye konuştu. 
 
‘Bu halkın betona ihtiyacı yok’
 
Halkın ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalarını sürdüreceklerini ifade eden Suzan, “Gençlerimize, kadınlarımıza, yaşlılarımıza alanlar oluşturup, engelli vatandaşlarımıza da yaşam kolaylığı sağlayacağız. Halkçı belediyecilik iddiamızı daha da büyüterek bu yola çıkıyoruz. Kayyımların kadın düşmanlığını, gençlere ve kültüre düşmanlığını tüm halkımız gördü. Kültür çalışmalarını bile durdurarak yalnızca bir beton çalışması yürüttü 2 senedir. Biz betondan daha fazlasını önümüze koyuyoruz. Bu halkın elbette düzgün bir caddeye, düzgün bir köy yoluna, parklara da ihtiyacı var fakat bu halkın eğitim alanlarına, kurslara, kültür çalışmalarına, kadın kurumlarına, gençlik meclislerine, çocuklar için kurslara da ihtiyacı var ve bu süreçte halkımızın neler talep ettiğini dinleyerek daha fazlasını yapmaya çalışacağız” dedi.