HDP, Ankara'da yaşanan cinsel tacizi Meclis'e taşıdı

  • 12:15 27 Aralık 2018
  • Siyaset
ANKARA - HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, cinsel taciz suçları noktasında yapılan araştırmalarda Türkiye'nin birinci sırada olmasını ve Ankara'da yaşanan cinsel taciz suçuna karşı tutuklama cezası verilememesini Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Aile Bakanı'na sordu. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, cinsel taciz suçları noktasında yapılan araştırmalarda Türkiye'nin birinci sırada olmasını ve Ankara'da yaşanan cinsel taciz suçuna karşı tutuklama cezası verilememesini Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'a sordu. Meral, yoksullukla mücadele, kadın hakları gibi konularda dünya çapında çalışmalar yürüten Care International'ın Genel Sekreteri tarafından kaleme alınan 'Cinsel tacizin kadınların karşılaştığı en büyük sorun olduğunu düşünenlerin oranı' sıralamasında Türkiye'nin başı çektiğini vurguladı. 
 
'Bu sorun ülkenin en can alıcı sorunlarının başında geliyor'
 
Meral, bu paylaşımın doğruluğunu kanıtlayacak nitelikte vakaların neredeyse her gün onlarca kere yaşandığına da tanıklık ettiklerine değinerek, ulusal basında ortaya çıkan haberlerde, mahkeme dosyalarına yansıyan dava sayılarının ne yazık ki bu sorunun ülkenin en güncel ve can alıcı sorunlarının başında geldiğini göstermekte olduğunu ifade etti. Meral, "Ankara'nın Dikmen semtinde bundan 2 yıl evvel yaşanmış, olay mahkemeye de intikal etmiştir. 16-17 yaşlarındaki çocukların oyun oynadıkları parka gelen ve 67 yaşında olan Hüseyin E. adlı şahıs çocuklardan birisini sözlü ve fiziki tacize maruz bırakmıştır. Yaklaşık 15 gün sonra aynı parka yanında kendi yaşlarında bir kimseyle gelen Hüseyin E. arkadaşı ile birlikte çocuklara bakarak cinsel organları ile oynamışlardır. Olay çocukların şikayeti üzerine yargıya intikal etmişse de çocuklara yönelik bu yönelim tutuklanma gerekçesi olarak görülmemiştir. Yargılamanın devam ettiği Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesi, sanıklardan Sadık S.'ye herhangi bir akıl hastalığı olup olmadığını sormuş ve sanıklardan birisinin devlet hastanesinden 'demans' raporu alması ile mahkeme sanığa ceza verilemeyeceğine hükmetmiştir. 
 
Benzeri suçlarda adli tıp raporunu zorunlu gören mahkeme bu kez devlet hastanesi raporu ile yetinmeyi tercih etmiştir. Diğer sanık için ise cinsel istismar yerine sarkıntılıktan ceza verilmiş ve karar kesinleşene dek tutuklama tedbiri gerekli görülmemiştir. Oysa olay cinsel istismar kategorisinde olup bu yönlü bir değerlendirme ile sanığın alacağı ceza daha fazla olacaktı. Yine sosyal medya paylaşımı yahut cumhurbaşkanına hakaret suçlarından yargılananların yasanın öngördüğü cezaların alt sınırından fazla bir süreyi tutuklu olarak geçirdikleri düşünüldüğünde böylesi bir suç için tutuklama öngörülmemesi de son derece çarpıcı olmuştur" dedi. 
 
Meral Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanı'nın cevaplaması üzere şu soruları yöneltti: 
 
"* Bakanlık olarak olaydan haberdar oldunuz mu?
 
* Yargılama sürecinde davaya müdahil oldunuz mu? Şayet müdahil olunmadıysa neden olunmamıştır?
 
 
* Sanıklardan Hüseyin E.'nin parkta gördüğü bir çocuğun bacağına dokunmasının mahkeme nezdinde sarkıntılık düzeyinde değerlendirilmesine katılıyor musunuz?
 
* Çocuğa yönelik cinsel istismar vakalarında mahkemelerin 'istismar' vakalarını 'sarkıntılık' olarak değerlendirmesinin sebebi nedir? Mahkemelerin bu yaklaşımı ile sanık konumundaki tacizciler korunmuş olmuyor mu? Sanıkların korunduğu bir ortamda çocuğun üstün yararı ilkesini nereye koyuyorsunuz?
 
* Mahkemenin diğer sanık için 'akıl sağlığının yerinde olup olmadığı' yönündeki sorusu ve akabinde devlet hastanesi raporunu kabul ederek sanık hakkında ceza verilemeyeceğini hükmetmesini bu tür suçların yaygınlaşması açısından tehlikeli görmüyor musunuz? Adli tıp raporuna dahi gerek duyulmaksızın sanığı koruma maksadıyla yapılan bu işlem neticesinde yüzlerce çocuğun maruz kalacağı istismar vakası neden görmezden gelinmektedir? Mahkemelerin cinsel istismar davalarında sanık safında yer alan kararlara imza atmalarının sebebi araştırılmış mıdır? Bakanlığınız bu yönde bir çalışma yürütmeyi gündemine alacak mıdır?
 
* Türkiye'de meydana gelen cinsel istismar vakalarındaki artışta mahkemelerin cezasızlık politikasının etkisi olduğunu düşünüyor musunuz? 
 
* Dünya ölçeğinde 'Türkiye'de kadınların yüzde 51'i, erkeklerin de yüzde 50'si kadınların en büyük sorununun taciz olduğunu düşünüyor.' şeklindeki bir tespitte Bakanlık alarak taciz karşısında hiçbir sorumluluk almıyor oluşunuzun etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
 
* Neden misyonunuzu yerine getirmiyor ve ülkenin en can alıcı sorunlarının başında gelen erkek şiddeti ve tacize ilişkin tek bir adım dahi atmıyorsunuz?"