‘Türkiye’yi yörüngesinde tutan ABD, Rojava’da biat eden Kürt istiyor’

  • 09:01 20 Aralık 2018
  • Siyaset
Habibe Eren
 
ANKARA - HDP’li Ortadoğu Uzmanı Tülay Hatimoğulları, "Suriye’deki askerlerimizi çekiyoruz" açıklaması yapan ABD'nin Türkiye'yi yörüngesinde tutmak istediğini belirterek, "Çünkü ABD’nin izni olmadan Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna girme imkanı yok. Çeşitli gerekçelerle hatta belki kimi koordinatları bile kendisi verebilir. Çünkü ABD, Rojava’da direnen bir çizgi değil her türlü biat eden bir Kürt oluşumu istiyor" dedi.
 
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine yönelik operasyon tehditleri sonrası Maxmur ve Şengal’e yönelik saldırıda aralarında çocukların da olduğu 7 sivil yaşamını yitirdi. Kamuoyuna yansıyan açıklamaların ardından Federe Kürdistan Bölgesi’nde KDP kontrolündeki Roj Peşmergeleri'nin de harekete geçtiği ve sınıra konuşlandırıldığı belirtildi. Her seçim öncesi Suriye’ye yönelik operasyon sinyali gündeme gelirken, 31 Mart 2019 tarihinde gerçekleşecek yerel seçimler öncesi iktidardan yine böyle bir hamle geldi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili ve Ortadoğu Uzmanı Tülay Hatimoğulları, Suriye’deki gelişmeleri ve Türkiye’nin olası operasyonu ile oluşabilecek sonuçları değerlendirdi.
 
‘Türkiye’nin saldırıları şiddet ortamını daha da perçinler’
 
Maxmur ve Şengal’e yönelik saldırılara tepki gösteren Tülay, sınır ötesi operasyonları doğru bulmadıklarının altını çizdi. Tülay, “Kamplarda yaşayan insanlar zaten savaştan, şiddetten ve çeşitli biçimlerden çıkmış insanlar. Yaşamlarını kampta sürdürmeye çalışan insanlara dönük böyle bir saldırıyı gerçekleştirmenin hiçbir anlaşılır yanı yoktur. Bu tür saldırılar bu ülkenin önünü açmaz. Tam tersi şiddet ortamını daha da perçinler” dedi. 
 
‘AKP faşizmi kurumsallaştırmak için dış siyaseti kullanıyor’
 
Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna gireceği yönündeki açıklamalara değinen Tülay, Cumhurbaşkanı’nın daha önce “bir gece ansızın girebiliriz” söylemini hatırlattı. “Şimdi de ansızın değil erkenden duyurdular ve girmeyi hedefliyorlar” diyen Tülay, “Burada iki görüş çıkıyor karşımıza. Birincisi ‘ABD’nin izni olmadan buraya giremezler’ şeklinde. Diğer bir görüşte, ‘mutlaka girer’ yönünde. En nihayetinde mevcut Hükümet, seçim arefesinde kendi tabanını ve MHP’nin tabanını konsülüde etmek için böyle bir şeye ihtiyaç duyuyor. O nedenle Fırat’ın doğusuna girme noktasında ısrarcı davranacaklardır. Bu ısrarcılığın sebeplerini sıralayacak olursak. Evet Türkiye ‘Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) bir dönem eşbaşkanlığını yaptı. Bu projenin bir parçası haline gelmeye çalıştı. Her anlamda orada bir hegemonya kurmaya çalıştı. Fakat bugüne kadar yürüttüğü başarısız ve yüzeysel dış politika, Kürt düşmanlığı üzerine tesis edilmiş bir dış politikadan dolayı bu konuda bir başarı elde edemedi. En nihayetinde bulduğu her fırsatta sınır ötesi operasyon yapmayı hedeflemesi iktidarın bu ülkede kurmuş olduğu faşist rejimi daha fazla kurumsallaşmasını sağlamak ve kalıcı hale getirmek için dış siyaseti de bu işler için kullanma niyetinde” diye belirtti. 
 
'ABD direnen değil biat eden Kürt oluşumu istiyor’
 
Ortadoğu’da denklemlerin çok karışık olduğunu ve bugün var olan bir durumun ertesi gün bambaşka bir duruma evrilebileceğini ifade eden Tülay, “Denklemler sürekli yeniden kuruluyor. O nedenle girebilir de. Okuduğumuz haberlere göre beton bloklarda kaldırılmış. Tam bir savaş hazırlığı var. Fakat bu girişin şüphesiz ki bazı kriterleri olacaktır. Birincisi ABD’nin izni olmadan girmelerine imkan yok. ABD’de kısmi olarak çeşitli gerekçelerle bu izni verebilir. Birincisi bu yönetimle ve iktidarla çalışmak istiyorlar. ABD’deki önemli bir klik bunu istiyor. İkincisi Roj Peşmergeleri de Suriye’nin çeşitli yerlerinde konumlanmaya başlamış. Aslında bu bizi şöyle bir sonuca da götürüyor. Hatırlayacağınız üzere 3 Kürt siyasetçi içinde ABD’nin para ödülü koyduğunu biliyoruz. Şimdi bunları üst üste koyduğumuzda ABD’nin, Rojava’da direnen bir çizgi değil her türlü biat eden bir Kürt oluşumu oluşturmak istiyor. Ekseni oraya kaydırmak istiyor. Dolayısıyla sınırları kendisinin belirlemesi çevresiyle Türkiye’nin girmesine izin verebilir. Çünkü orada şunu söylemiş olacak; ‘Bakın Türkiye Devleti ben yoksam burada size bu şekilde müdahale eder. Benim size kalkan olabilmem için başka şeylerin hayata geçmesi gerekir.’ Burada ABD emperyalizminin oldukça ince bir oyununu ve kimi taktiklerini görebiliriz" ifadelerini kullandı.  
 
'ABD Türkiye’yi yörüngesinde tutmak istiyor’
 
ABD'nin Türkiye’yi kendi yörüngesinde tutmak istediğine dikkat çeken Tülay, Türkiye'nin Ortadoğu’da siyaset yapmak isteyen ABD ve batılı emperyalist güçler için ayrıca ilişki kurulması bağlamında elverişli bir ülke olduğunu ifade etti. Tülay, devamında "Bu elverişliliği Rusya’da görüyor. O yüzden bir yerden Rusya, NATO yörüngesinden kaydırmak için çekiştiriyor. ABD’de onu bu yörüngede tutmak istiyor. Yani anlayacağınız bir taşta birkaç kuş vurmaya çalışma hali söz konusu. Bu sebeple ABD, Türkiye’nin girişine belki de koordinatları kendisi vererek izin verebilir” değerlendirmesinde bulundu. 
 
‘Buradan Türkiye’nin bir sonuç elde etme imkanı yok’
 
Türkiye'nin Fırat’ın doğusuna girmesi sonucu tekrar kaos ve şiddet nedeniyle bir çok insanın yaşamını yitireceğini ve yıkımın derinleşeceğinin altını çizen Tülay, şöyle dedi: "Suriye’de bugün uluslararası bir toplantı gerçekleşecek. Bu toplantıda Suriye Anayasasının hazırlanması için bir komisyon belirlenecek. Şimdi böyle bir süreçte bu şiddet ortamının cereyan etmesi siyasal sürecin önünü tıkıyor. Bu mesele siyasal çözüme kavuşturulduğu esnada böyle şeyler ortaya çıkıyor. Bir kere buna bir engel teşkil edecektir. Bir diğeri Türkiye’de savaşan askerler yoksul halk çocukları. Ne şirket sahipleri ne de zenginlerin çocukları askerlik yapıyor. Biz hiçbir şekilde kimsenin yaşamını yitirmesini istemiyoruz. Gereksiz ve yersiz bir savaş. Buradan Türkiye’nin bir sonuç elde etme imkanı yok. Bugün bütçe görüşmelerinde bile Kürt sorunu damga vurmuştur. Uluslararası siyaseti yürütürken yine Türkiye’nin ayağına en fazla dolanan mesele Kürt sorunudur. Her yerde karşına bir sorun çıkıyorsa bu sorun bastırarak ve şiddetle çözülmez. 40 yıldır devam eden bir savaş. Bu sorun söylediğimiz şekilde çözülmeye çalışılsa sorun aşılmış olacak." 
 
‘AKP büyükşehirlerde kaybetmemek istiyor’
 
Türkiye'de gerçekleşen her seçim öncesi sınır ötesi operasyonunun gündeme getirildiğini belirten Tülay, 31 Mart'ta gerçekleşecek yerel seçimlere dikkat çekerek, "Bu seçimler bizim açımızdan genel seçimler gibi çok kritik ve önemli. Sadece biz değil Türkiye’deki bütün kamuoyu da bu yerel seçime böyle bir önem atfetmektedir. Çünkü 24 Haziran’da AKP iktidarı kendi faşist rejimini tescillediği önemli bir seçim oldu. Bu yerel seçimlerde de bunu daha fazla perçinlemek istiyor. Büyükşehirlerde kaybetmemek istiyor. AKP özellikle Kürdistan’daki kimi belediyeleri almayı hedefliyor. Şu an alamayacağı ortadır. Türkiye çok ağır bir ekonomik krizden geçiyor. OHAL ile birlikte o kadar ağır yaratmış oldukları mağduriyetler var ki insanlar sokakta yürürken artık huzursuz ve mutsuz. Enflasyon ve açlık diz boyu. Şimdi bu manzara içinde AKP kendi konumunu koruyabilmek, yerel seçimde bir başarı elde edebilmek için sınır ötesi operasyonu gerçekleştirmek isteyecektir” diye konuştu. 
 
‘Rojava’daki halkların statüsü Türkiye halklarının zararına değil’
 
İktidara, "Kendi iktidarınız için bu kadar insanın ölmesini amaçlıyorsunuz, bunu yapmayın. Bu ülkeyi savaş girdabına sürüklüyorsunuz, bunu yapmayın" diye seslenen Tülay, bugün Ortadoğu siyasetinin bir bataklık içinde olduğunu ve içine gireni kendisine çektiğini kaydetti. Tülay, "Türkiye’nin şu an Suriye topraklarında işi yok. Dolayısıyla girme hakkı da yok. Rojava’nın bugün Türkiye’ye herhangi bir zararı yok. Orada yaşayan halkların güvence altına alınması bizim Türkiye halklarının zararına değildir. Biz dünya görüşü itibarı ile böyle bir Anayasanın Türkiye tarafından da yazılmasını istiyoruz. Kürt sorunun çözümü noktasında önemli adımlardan birisi. Tabi ki Kürt halklarının yanı sıra Türkiye’de yaşayan bütün halklara eşit vatandaşlık statüsünün Anayasal güvence altına alınması kadar doğal bir şey yoktur. Talep etmemiz gereken şey budur. Fakat bu şiddet girdabı bizi bu iklimden uzaklaştırıyor" dedi. 
 
‘Muhalefetin uyanık olması gerekiyor’
 
Türkiye’deki tüm demokratik kitle örgütleri ve yüreği barıştan yana olan tüm kesimlere çağrıda bulunan Tülay, "Bu savaş politikalarını bir an önce durdurma, kendi iktidarını korumak için bu ülkeyi felakete götüren bu iktidara karşı birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Önümüzdeki yerel seçimler bunun için bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirelim. Bu ülkeyi savaş çemberine ve yoksulluğa mahkum eden iktidardan bir an önce kurtulmak zorundayız. Bu yüzden fabrikada, sokakta, parlamentoda yürüteceğimiz mücadele ile ekmek ve barış için birada olalım. Birlikte olalım. Önümüzdeki her fırsatı ve dönemeci muhalefetin iyi bir şekilde değerlendirmesi çok önemli. Bugün sınır ötesi operasyon, aslında muhalefetin bir araya gelmesini engellemek için AKP ve MHP tarafından bir koz olarak kullanılacak. Buna karşı muhalefetin uyanık olması gerekiyor. Tabanını bu konuda bilinçlendirmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.