HDP'den son yıllarda artan göçün araştırılması için önerge

  • 15:12 12 Aralık 2018
  • Siyaset
ANKARA - HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, Türkiye'de son yıllarda başka ülkelere yapılan göçün araştırılması için Meclis'e önerge verdi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, Türkiye'de son yıllarda gelişen ayrımcı uygulama ve derinleşen kutuplaşmaya bağlı olarak başka ülkelere göç edilmesinin araştırılmasını ve buna ilişkin alınacak önlemlerin tespiti için Meclis Başkanlığı'na Araştırma Önergesi verdi. 
 
Önergede, söz konusu göçün bugün vardığı boyutunun Avrupa İltica Destek Ofisi'nin (EASO) açıkladığı verilere de yansıdığı belirtildi. 
 
Avrupa Birliği ülkelerine iltica başvurularının Ekim ayında en yüksek seviyeye ulaştığının kaydedildiği önergede şu ifadelere yer verildi: 
 
"AB'ye bağlı bir kurum olan EASO'dan yapılan açıklamaya göre yalnızca Ekim ayında 2 bin 880 kişi, AB ülkelerine iltica başvurusu yapmıştır. Bu rakamın, 2 bin 645 başvurunun yapıldığı bir önceki aya göre yüzde 9'luk bir artışa tekabül ettiği ifade edilmektedir. Hâlihazırda yalnızca Ekim ayı itibariyle AB'ye yaptıkları iltica başvuruları için karar bekleyenlerin sayısı ise 17 bin 300 kişidir. Son 6 ay içerisinde iltica başvurusuna olumlu yanıt alan yurttaşların oranı ise yüzde 44 olmuştur. Türkiye; sırasıyla Suriye, Afganistan, Irak ve İran vatandaşları tarafından yapılan iltica başvurularının ardından AB ülkelerine iltica etmek için en fazla başvurunun yapıldığı beşinci menşe ülke olarak kayıtlara geçmiştir. 2017 yılı kayıtlarına göre ise Türkiye, iltica başvurusunun yapıldığı ülkeler arasında 7 inci sırada bulunmaktaydı.
 
'En dikkat çeken gelişme yargı ve üniversite boyunda yaşandı'
 
EASO tarafından paylaşılan verilerin son dönemde artan ayrımcı uygulamalar ve kutuplaşma iklimi ile ilgisi olduğu tartışma götürmemektedir. OHAL ilanından sonra pek çok yurttaşın potansiyel suçlu olarak addedilmesi, hukuka aykırı gözaltı ve tutuklamalar, haksız KHK ihraçları ile artan güvencesiz ortam bu kutuplaşmayı derinleştirmiştir. İktidar partisinin söylem ve eylemlerine katılmayan muhalif kesim OHAL ilanı ile birlikte başlatılan tasfiye ve yeni dizayn sürecinden doğrudan etkilenmiştir. KHK ile ihraç edilenlerin çoğunluğunun muhalif kesimlerden olması bir tesadüfün çok ötesindedir. Boşalan kadrolara iktidar yandaşlarının getirilmesi ise bu tanıyı doğrulamaktadır. Örneğin en dikkat çeken gelişmeler yargı ve üniversiteler ekseninde yaşanmış olup hakim-savcı kadrolarının AKP'li yöneticilerden teşekkül ettirilmiş olması kaygı ile izlenmiştir. Yine ihraç edilen akademisyenler yerine getirilenlerin siyasi arka planlarının iktidar partisine yakın bir duruş içermesi de benzer niteliktedir. 
 
'Söylemler kutuplaşmayı tetikledi'
 
Bununla birlikte yargının bağımlı hale gelmiş olması ve yurttaşların hukuki güvenceden yoksun bırakılması da, iltica başvurularında en önemli etkenler arasındadır. Adalet Bakanlığı'nın 2017 yılsonu verilerine göre Cumhuriyet Başsavcılıklarında soruşturma evresinde şüpheli olarak hakkında işlem yapılan kişi sayısının 11 milyon 985 bin 118'e ulaşmış olması, yurttaşların potansiyel suçlu olarak gözüktüğüne ilişkin önemli bir veri olmuştur. 2006 yılında yalnızca 2 milyon 943 bin 33 kişi hakkında şüpheli olarak işlem yapıldığı nazara alındığında, aradan geçen 11 yıl içerisinde bu rakamın yaklaşık 4 kat artmış olması endişe vericidir. Bilhassa TCK-301 inci maddesi ile cumhurbaşkanına hakaret suçunun düzenlendiği TCK-299 uncu maddesi kapsamında yurttaşların yargılanma oranlarındaki artış, düşünce ve ifade hürriyetinin yok sayıldığının açık bir ifadesidir. Bu gelişmeler yurttaşlar tarafından kaygı ile karşılanmaktadır. Tüm bu gelişmeler karşısında cumhurbaşkanının, 'Bazılarının burayı yaşanmaz bulup yurtdışına gitmeyi söylediğini duyuyorum. Bunların bilet paralarını verip göndermek lazım. Çünkü bunlar ülkemize yük' şeklindeki söylemleri ise ayrımcılığı ve kutuplaşmayı tetiklemiştir. 
 
'Gelecek kaygısı arttı'
 
AB ülkelerine göç taleplerinin bir diğer önemli sebebi de ekonomik krizin derinleşmesi ve artan yoksullaşma olmuştur. Yurttaşlar içinde bulunduğumuz ekonomik kriz ortamında en çok beslenme giderlerinden kesinti yapmak durumunda bırakılmışlardır. Bununla birlikte kamu harcamalarındaki artış, hazineye ait olan pek çok gelir kaleminin varlık fonuna aktarılması şeklinde seyreden gelişmeler ise ekonomik krize ilişkin bir önlem alınmadığı kanısını artırmış ve gelecek kaygısı artmıştır.
 
'Bu mesele derinlemesine incelenmeli'
 
İzah ettiğim hususlar kuşkusuz yurtdışına göç olgusunun yalnızca görünen nedenleridir. Türkiye'nin, dünyada en fazla göç veren İran, Afganistan gibi örneklerle benzer sıralamayı paylaşıyor olması hem endişeleri artırmakta hem de meselenin derinlemesine incelenmesini gerekli kılmaktadır."